Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '08

 
Kategori
Güncel
 

Gençler Akıllı olun!

Gençler Akıllı olun!
 

Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdirden anlamayanın hakkı kötektir


Efendim bugün Bakırköy adliye sarayı önünde bir arkadaşım ile randevum vardı. İncirli'de yan yolu kaçırınca, mecburen söylene söylene Merter’e doğru devam ettim. Üst geçide gelince sağdan geldiğim istikamete doğru döndüm. Bir süre sonra yeni yapılan köprü altından tekrar sola dönerek bu kez tekrar Topkapı istikametine dönünce ben tekrar söylenmeye başladım. (Tekzen) Marketin önünden bu kez sağa çırpıcıya doğru devam etmek zorunda kaldığım için ben halen kendi kendime koca karı gibi söyleniyor ve kızıyordum.

Tam bu dönüş anında küçük bir kalabalık ve o kalabalıkta bir şaşkınlık hissettim ama benim derdim bana yeter hesabı, ağır ağır yola devam ediyorum. Az ileride solumda 65–70 yaşlarında bir ihtiyar delikanlı, benim geldiğim istikamete doğru şaşkınlık ile bakıyordu.

Dikiz aynasından arkama baktım 17–18 yaşlarında bir genç koşuyordu. Ben onu bu ihtiyarın beklediği biri sandım. Fakat genç, ihtiyarın yanına gelince ihtiyar onu yakalamak istedi!

20 km sürat ile gidiyorum, bir gözüm önümde, diğeri geride dikiz aynasında. Karşımdan gelen bir iki araba koşan gencin önünü kesmeye çalıştı ama genç onlardan kurtuldu. Halen bana yetişecek gibi, yolun kendine göre sol kenarından koşuyordu.

Gözüm daha da geriye gencin ardından gelenlere ilişti birkaç kişinin önünde 30 yaşlarında bir polis bir elinde cop diğerinde tabanca “dur” “diye bağırıyor genç koşuyor. Memur havaya yanılmıyorsam birkaç el ateş etti genç durur gibi oldu polisin silahını havaya doğru tuttuğunu görünce tekrar hızlandı.

Çırpıcı yolunu bilen bilir sağ tarafta beton duvar sol tarafta yüksek tel örgüler yani kaçmak için ya uçacak ya önüne doğru yüksek atlama yapıp koşacaksın. Benim on metre önümde tel örgülerden kurtulmak için bir boşluk vardı.

Genç bana on metre kalmıştı ve benim hemen karar vermem gerekiyordu ve kararımı verdim!

Bana iyice yaklaştığında ben direksiyonu sola doğru kırınca birden şaşırdı duraksadı. Olduğu yerde kaldı. Memur elinde cop ile koşarak yaklaştı “yat ..n” diye bağırdı.

Genç, yat diyen memuru pek kale almadı! Memur elindeki copu öyle bir savurdu ki genç copu, kulak ile karışık yemesiyle çuval gibi yere yığıldı!

Sevgili arkadaşlar inanın bu durum karşısında içim parçalandı. Ben bu yaşıma geldim hiçbir zaman yasak olan bir şeyi yapmadım. Kırmızıda geçmem, sigara içilmeyecekse içmem, sıradan dışarı sarkmam kimsenin önüne geçmem. Millet sıra beklerken asla uyanıklık yapıp kendi işimi bir tanıdığa yaptırmam. Polis veya asker her ne kadar ben davamda haklı olsam bile bu ülkede kurunun yanında yaşların yandığını bildiğim için haklı olsam da sesimi yükseltmem.

Gece içki içip naralar atmam, arabanın egzoz ayarını bozup ortalığı velveleye vermem. Sokakta küfür etmeyi bırak asla yüksek sesle konuşmam en azından büyüklerimden utanırım. Portakal muz kabuklarını yola atmam, tatildeki çöplerimi bile çoğu zaman eve getirmişimdir.

Daha dünkü çocuk bir suç işlemiş milleti peşine dökmüş polisin dur ihtarına rağmen, havaya ateş açmasına rağmen tınlamıyor. Yakalanmış polis yat diyor o halen dikine duruyor. Vallahi biz mi çok korkakmışız bunlar mı çok cesur bilemiyorum!

17–18 yaşlarında temiz yüzlü biri ama içi kararmış bile. İnternetlerdeki oyunlarda polisleri peşine takarak oyun içinde her türlü Amerikanvari serseriliği yaparak yetişen, çeteler kurarak kolay para kazanmanın peşinde olan bu gençler, böyle giderse daha çok cop yiyecekler!

Biz büyükler geleceğimizi emanet edeceğimiz gençliğe ne kadar örnek oluyoruz?

O copu yiyen çocuk bizim çocuğumuz olamaz mı? Bizler istediğimiz kadar çocuklarımıza sahip çıktığımızı söyleyelim ama unutmamalıyız ki onları bulunduğumuz çevre şartları şekillendiriyor.

Bizler, içimizdeki yetişkinler, sözüm ona başkalarına cahil diyen, belden aşağı yazdıklarıyla kendini farklı gören, güya gençlerin geleceğini düşünen ulemalar!

Daha çizgisini bile bulamamışlar! Müslümanmısınız? Hristiyanmısınız? Yoksa Ataistmisiniz? Önce buna bir karar verin, verin ki yazdıklarınız ile çelişkiye düşmeyin!

Son günlerde Türkiye’mizi kana bulayanların üniversiteli olduklarını, deve kuşu modundan mı izliyorsunuz?

Cahil insan mı kaldı! Sizin cahil dedikleriniz bu ülkenin yükünü çekenlerdir! Geçmişte her şey güllük gülistanlık idi de şimdimi bozuldu? Siz mi uzaydan geldiniz, yoksa ben mi? Bilemiyorum...

Verdiğiniz hangi mesajla Türk gençliğine örnek oluyorsunuz?

Büyük bir yüreklilikle, cesaretle yazıp sergilediğiniz o güzel yazılarınızı! Kendi oğlunuz, kızınız veya yeğeniniz ile birlikte yüzünüz kızarmadan yanyana okuyabiliyorsanız, helâl olsun! Ben, bırakın okutmayı, böyle bir ana sayfaya tıklamaya cesaretim olmaz. Çünkü burası, ailemiz dediğimiz blog içerisine bu tip görüntüler hiç yakışmıyor tabi benim anlayışıma göre, tabi müsaade ederseniz! Özgür düşünceme göre...

Ben bir şey söyleyeyim mi! Asıl o copu hak edenler, ortalık yerde çıkıp mesaj diye içindekini dışarı çıkarıp! Kediler kadar medeni olmayıp, üzerini açık bırakıp gidenlerdir!

Asıl o copu hak edenler, tek dişi kalmış medeniyeti süsleyip pisleyip! Özgürlük adı altında kucağımıza oturtanlardır!

Asıl copu hak edenler, hizmet için gelip te hiçbir şey yapmadan, sadece kötü günlerde rahat etmek için kasasını doldurup gidenlerdir!

Asıl copu hak edenler, memlekette ne olup bittiğini bilen ve hiçbir şey yapmayan Aydınların ve halkın kırılmasını seyredenlerdir!

Asıl copu hak edenler, başkasının özgürlüğüne karşı çıkan, fakat her türlü edepsizliğe özgürlük adı altında kılıf arayanlarındır!

Asıl copu hak edenler, biz o özgürlüğün tanımını bilmeden! Hak edecek kadar çalışmadan, kazanmadan, elde etmeden bize dayatanlarındır!

Asıl copu hak edenler, memleket için faydalı olacak ama bir takım insanların çıkarlarına ters düştüğü için, onları rahatsız edecek kararlar alındığında, ortalık yere çıkıp yangın vaaaar, yangın vaaaar diye bağıranlardır! (kraldan fazla kralcıların)

Daha çok var ama bu kadar yeter.

Güzelim memleketimizi yaşanmaz hale getirmek isteyen terör iş başındayken, her gün değişik yerlerde yapılan "hain!" Saldırılar sonucu vatandaşlarımız, askerimiz, polisimiz öldürülüyorken kimse güvenlik güçlerinden sabrın üzerinden kibarlık beklemesin! Teşkilatın içindeki kötü istisnalar kaideyi bozmamalı.

Unutmayalım ki onlarda insan ve onların görevi asayişi sağlamak “Dur” deniliyorsa duracaksın! Sabır, sabırda o da bir yere kadar. Kimse kimsenin sabrını zorlamasın!

*“Polis teşkilatı, toplumun huzur ve güveni için gece gündüz, toplumun safrasıyla, yani teröristi, katili, soyguncusu, gaspçısı, hırsızı, arsızı ve sarhoşuyla uğraşıyor. Polisin işi, hiç bir vatandaşın, hiçbiriyle yüzleşmek istemediği insanlar.

Bu yüzden üniforması, kelepçesi, jopu, bir de belinde silahı var. Ne var ki polis jopu kullansa suç oluyor, silahı kullansa katil hatta tetikçi ilan ediliyor. Yani polisin durumu eline uzun bir sopa verilmiş ama daracık odada suçluyla başbaşa bırakılmış bir çocuktan farksız. Eline verilen sopa, bir elini meşgul edip, yük olmaktan başka bir işe yaramıyor. İşin kötüsü suçlu polisin sopayı kullanamayacağını biliyor.”

medya bugüne kadar, kaçanın yanında değil de kovalayandan yani kanundan yana olsaydı, bugün polisten kaçmayı düşünmek bu kadar kolay olur muydu? Polis güç kullandığında medya yargısız infaz yapmayıp, polisin yetkilerini aleyhine çevirmese, eline verilen silah hiç değilse caydırıcı olmaz mıydı? Dahası polise kurşun sıkmak bir yana, bunu aklından geçiren kaç kişi olurdu?
Bugün polise katil diyenlerin gözü yine yaşlı. "Bir polisimiz şehit edildi" haberleri yapılıyor, şehidin geride bıraktıkları üzerine acındırıcı hikâyeler yazılıyor. Ama medyanın asıl, "şehit polisten akan kanda, annesinin ve babasının akıttığı gözyaşında bizim de payımız var mı? Sorusuna cevap bulması gerekiyor.” http://www.samanyoluhaber.com/yazar-87082.html

Ben bu olay anında aşağısı sakal yukarısı bıyık hesabı orta yerde kalakaldım. Her ikisi de bizim insanımız. Biri insanlık için adaleti sağlıyor, Diğeri insanlık için konmuş özgürlüğün tadını durmamak ile hırsızlık, edepsizlik yaparak çıkarmaya çalışıyor!
Birileri bu çocuklarımıza anlatmalı, suç işleyenin, başkalarının hakkına tecavüz edenin, iftira edenin bir özgürlüğü olamaz. Yalnız, tek bir zümrenin menfaatlerine hizmet eden bir özgürlük, henüz icat edilmedi!

Not: Yazı hatalarım için özür dilerim.

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..