" Yüksek Ökçeden”in bir blogu var... Tartışılan, çok takip edilen, dolu dolu, tek başına bir dergi adeta... Bu blog yazarları beni benden ediyor. Yemin ediyorum. Onları okurken kul..
çok zaman geçmişti.. epey bir zaman.. unutmuştuk birbirimizi.. o çok degişmişti.. tabii ben de. benim saçlarımda, onun sakallarında beyazlar nüksetmişti.
kaç vakittir yolda oldugumu bilmiyorum... doğrusu hiç saate de bakmadım şu vakte kadar moralim bozulmasın diye. Çünkü bir gün öncesi sabah 9'dan bu yana yoldayım.. otobüs full, ama "çıt" çık..
çok uzağa gitme.. git de; bana çok uzak olma! ol da, yanımda hissettir kendini.. vedalar ağlatır beni... ama sen ağlama! ben senin ardından bakarken, sen arka..
Bazı an'lar vardır, anlatıl(a)maz!.. Ve o güzel saatleri, dakikaları yansıtabilen sadece resimlerdir.. Çanakkele'ye gittik, gezdik, gördük, eğlendik. Yaptık... ettik'lerle anlatm..
tek bir cümle ya da tek bir kelime yetiyor gerçek olanı ya da yalanı anlamaya... tek bir cümle ya da<..
Heyecanım giderek artıyor... ** Peşpeşe düzenlenen İstanbul buluşmalarından sonra, şimdi sıra Çanakkale buluşmasında. Çanakkale buluşmasına dair yazdıgım bir önceki b..
Heyecanım giderek artıyor... ** Peşpeşe düzenlenen İstanbul buluşmalarından sonra, şimdi sıra Çanakkale buluşmasında. Çanakkale buluşmasına dair yazdıgım bir öncek..
Hava çok sıcak! tam öğle saati... güneş dimdik üzerimde ve alabildiğine yakıyordu... Güneşin önünü kesmek için, elimdeki gazeteyi başıma koydum.. ve garaj yönünden gelecek Çorlu minibüsleri..
**** Ne zaman yere düşsek hayaller kuruyoruz birbirimizi kaldırmak için.. geçmişi... geleceği bir değnek gibi kullanıyoruz yeri geldiğinde. Bu sürekli mutsuzluğumuzdan kay..
"Ben; hiç yalnız kalmadım... Kalabalık bi ailede yere atılan yataklarda Yan yana, baş başa, el el..