Düşünün; Dağ başında bir köyde yaşıyorsunuz. Orada doğmuşsunuz, ve bildiğiniz tek yer o köy. Hatta dünyayı o köy'den ibaret sanıyorsunuz. Hiç okul yüzü görmemişsiniz. Ne okuyabiliyor ne de yazabiliyo..
Kuşatılmış sınırların içinde yaşamak ve direnmek!! Ve neye direndiğini bile bilmeden hemde, niye kuşatıldığını... Kuşatılmışsındır işte. Yapabileceğin pek birşey kalmamıştır artık. Hiçbiryere ait değ..
Sevmek ama, nasıl?Seni sevmek; Gün uyandığında, pencerenin tülünü aralayıp, dağların arkasından gizlice doğan güneşe bakmak gibiydi.Seni sevmek; Kavurucu temmuz sıcağından, lacivert kokulu..
DİRENECEĞİZ ELBET...Dilimizden bombalar kusuyoruz bugünlerde.Gözler bir silah, namlusundan fırlamaya hazır birer kurşun bakışlar. Bakışlar öfkeli. Kaşların arasında, birer dere yatağı gibi d..
Evet, birgün yürümeyi öğreneceğiz... Emeklemeyi unutabildiğimiz zaman. Belki birgün, ruhumuz çıplakken, boşu boşuna niye örtünmeye çalıştığımızı da anlayabiliriz kimbilir. Ya da böyle bu kadar uzun..
Aslolan dünyaya çocuk getirmek değil bence, başka bir tarafı var bu harika olayın. Dillendiremediğimiz, ancak hep içimizde hissettiğimiz, insanlığın varoluşundan buyana, genlerimizle beraberimizde..