Aşk bir ateşe benzer, yandı mı kimseden gizlenemez! Oysa SEN, gençliğimin o karlı kentinde özenle saklayıp kalbinin ateşini, özünle sevm..
Sen aşkı anlatamadın bana, ben de hiç soramadım sana; “Sence aşk ne/ydi?” Bazı zamanlar aklım karışırdı; Sahi, “Aşk ne/ydi? Var mıydı? Yaşadık mı? Ya da yaş..
Ne kadar kaçsam da yakalar beni hüzün; ebruli bir kuşun sesinde ya da sabah esintisinde… Bazen göğün laciverti bazen dalgaların büklümünde… Toprak..
Akşam, ateşten renklerle geceye teslim olurken, denizin üstüne koyu gri bir sis tabakası çökmüş, gökyüzü aniden kararmıştı… Ay henüz çıkmamış mıydı, yoksa hızla geçip giden bulutların arkas..
Saatin alarmıyla değil, sabah kuşlarının sesiyle ve gün ağarırken uyanır olmuştu bir süredir. Yavaşça kalktı, ters çevrilmiş terliğini ayağıyla düzeltti, giydi sonra terasa çıkan kapıyı ard..
Canımın özü, dinle beni! Eskidendi, senin denizlerindeki özgür dalgalara özendiğim... Eskidendi, seni sevince zifiri geceleri ışıtan yı..
Gidişin çok aniydi, beklenmedikti; öldürmedi ama adeta ölüme denkti… İşte tam o zaman; yaşanmış ya da yaşanacak her şey ..
AŞK/tı; hem üşümek/ hem hara düşmek, hem çöl olmak/ hem çağlamaktı… AŞK/tı; yitik gecelerin şafağına ağlamaklı/ yitik gecelerin sabahına susu..
Hep aynıydı; kavuşmak anı, ayrılığın hüznünü taşırdı... O yüzden buruk, o yüzden eksikliydi içim, o yüzden sevinemezdim gelişine!.. Zaman bir h..
** Yeter, bitmeli artık AŞKın yargısız infazı!.. Kim demiş “mutlu aşk yoktur” diye? -Herkesin aşkı KENDİNCE- biline!.. Madem ..