Hayat bir uçurumun kıyısında. Bir adım atsam boşlukta kaybolacağım. Ne bir adım ileri nede bir adım geri gidip kendimi kurtarmaya gücüm var. Neden bu kötü ruh bu karamsarlık.. Beni bu kadar çaresiz ya..
Güne yastık altı bir mutlulukla başlıyor kimi zaman insan… Usul usul fisıldıyor bir ses “Hadi bakalım uykucu… Yüzüne güneş değdi… Uyanma vakti geldi. Berrak bir hava seni bekliyor…” O an kafanı yastığ..
Her şey üst üste geliyor bazen. Sıkıntılar üzüntüler ayrılıklar. Ne kadarına dayanabilir ki insan. Sürekli bir şeyleri toparlama, düzenleme, idare etme çabası içinde boğulup gidiyorsun. Neye nerden ba..
Bugün arkadaşımla konuşuyorum.. Günaydın ve iyi bir hafta dileklerimizden sonra sohbetimiz devam ediyor… “İyi misin” diyorum… İyi olduğunu ve okuduğu kitabın etkisi ile daha iyi hissettiğinden bahsedi..
Hayata, zamana “dur” demek geliyor içimden. “Çok hızlı akıyorsun, yetişemiyorum, çok yoruluyorum” diye devam etmek istiyorum... Anlıyorum ki bu kadar koşuşturma yormuş beni. İşte bu an geldiğinde bir ..
Bu kaskatı kurallar arasında sesim hiç çıkmıyor… Gözlerimin anlattıklarını görmüyor baktıklarım… İçimden taşanlar ayaklar altında öylece duruyor… Ben soğuk bir şehrin, soğuk bir odasında, soğuk sesler..
Seni, beni, onu ne bileyim sağdaki, soldakini hadi birde uzaktakini uysallaştıran zaman… De ki; “Boşa kürek çekiyorsun. Vereceğim sadece iki güzel gün”… Bileyim de öyle davranayım… Bileyim de hedefimd..
Derin bir kesikmiş görmezden geldiğim… İnce ince sızarken acı, kokusuyla kayboluyormuşum meğerse… Kaybolup, farklı bir dünyada nefes alıyormuşum… Ne söylediğimi biliyormuşum, ne de yaptığımın bir anla..
Bir bütündüm önceleri… Sonra parçalara ayırdım kendimi… Her parçamı ayrı bir zaman dilimine adadım… Her zaman dilimi ayrı bir duyguyu yaşadı… Her duygu, farklı bir mevsimi… Mutlu muydum? … Bilmiyorum...
Yeni bir başlangıç yapmalı insan… Kendini derin bir uçurumda hissettiği zamanlar… Parmak uçlarını boşluğa attığı zaman… Keskin acıların gölgesinde kalıp, içsesini kaybettiği zamanlar… Hani o dünyanın ..
Milliyet Blog