Mesela, Başparmağımda kurdeleymiş soluklanmak… Ve ben bakmamışım bir zaman. Nasıl olur çatlaması damarların… Kılcal kılcal… Kıl… Cal… Gözümün bebekleri Sütten ..
dağlaryalnızlıkovalar sonsuzluktopraknihayetti... tıfıldı...ilk fırtınadatakati kesilecek kadar.içinimesken tutmuşkarıncalarlakara bir<..
Şiir yazıyorum...Gecenin geç vakitlerinde.Beyaz badanalarla, Yol üstü boş duvarlara, Büyük harflarle, Yüzüm maskeli.Şahidim yok, sorarlarsa eşgalim... ''Yaşasın...'' diyo..
Bir kere inlememiştir, Sinesini delerken taş ustası. Hiç bir ah onun ki kadar, Savrulmamıştır diyar diyar. Nasıl bir aşktır ki buDavudi lebbeyk softası, Bir ahı zul saymıştır..
Bahçe yaptım bu gün terasın küçük bir bülümünde.Eski bir kanepenin kasnağının içine büyücek bir naylon döşedim. Üzerine toprak örttüm. Geçen yıllardan gübreli toprak. Kanepenin rahatında elbet bu yıl ..
Ve kapı açılır yavaşça gıcırdayarak.Çıkar dışarıdan dışarı bir hayal ağlayarak... ''Bakmıyor çeşmi siyah feryade'' Karadenizden esen yel...Poyraz desem değil...Nasıl bir hüküm ki..
Oyalandünyata lan...Varoşlardaçiğdem tutmuş.Kalleş sözlerle, sahtemitinglerde... Kimirkilir?Otuz pare paretoptan... Ne densiz<..
Duygusallığım soğandan...Ne alaka...Yağmur yağmış, Kasvete bürünmüş yer gök...Melül mahzun, Saksıdaki menekşe...Bana ne ki, ''Elif dedim be dedim, Yar ben sana ne ded..
En güzeli beklemekti, Vakitsiz vakitlerde, Yorgun ayak seslerini.Sarkıtlara asılmışken zamanın damlaları... Ve daha sen dokunmadan, Kapının ziline, Açıvermekti gönül kapılarım..
Geniş caddelerin bitip gittikçe azalan yol ve evlerden sonra, seyrek ağaçların perspektif yaptığı, asfaltında kasisler olan köy yoluna saptım. Küçücük tepelerin birinin başladığı yerde biri bitiyor. ..