Yirmi yıllık şapkasını takmış takım elbisesinin içine yeleğini giymiş ve işlemeli bastonuyla bir beyfendi portresini tamamlayan Ertuğrul Bey İstiklal’de ağır adımlarla yürüyordu. Pırıl pırıl kösele ay..
Ve işte gidiyordu... Sanki bakışları üzerimden hiç gitmeyecekmiş gibi yürüyordu ve herkesi kıskandırırcasına mahallenin ortasında o muhteşem gülüşüyle veda ediyordu. Adına ne nağmeler yapıldı, ne şar..
Günaydın anne. Oğlun büyüdü artık. Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen çocukluk bitti. Artık çocuk kokmuyorum, ya da duygularımı onlar gibi rahatça belli edemiyorum.Çocukken herşey güzeldi çünkü hiçbirşeyden..
Selçuklular zamanında ünlü şair ve gökbilimci Ömer Hayyam, Melikşah’ın akıl hocalığını yapmıştır. Her ne kadar üstün zekasından ötürü müneccim olarak kabul edilse de o bunu reddetmiştir. Matematik ala..
Gözlerimi kapattığımda yalnızlığı hiç tanımamış bir çocuğun rüyasında buldum kendimi. Renkler şimdiki kadar soluk değil, gerçekler şimdiki kadar hayal değil. Her şey öyle çocuksu, öyle taze ki dokunma..
Çocuk olmak güzeldir. Aptallıktır çocukluk, çılgınlık, düşünmeden hareket etmektir. Adımlarını düşünmeden atmak ne demektir bilir misin? Dert yok, tasa yok, belki sonunda ölüm var ama ondan da haberim..