Belki de çocukluğumuzun ebem oyunlarında unuttuk içtenlik ve paylaşım duygularımızı. Evcilik oyunlarımızda saklı kaldı çocuk yanımız. Aşktan uzakta büyüdük. Doğum günlerinde birbiri ardına söndürür..
O gece öylesine yüzüne baktım... Çok güzeldi yine... Kaçamak sevdalarla kirlenmemiş bir gülümseyiş vardı yüzünde. Gülüyor, konuşuyor, tebessümü eksik etmiyordu dudaklarından..
Siz düşlerinize ulaşabildiniz mi? Bitmeyen özlemleriniz var mı içinizde? Huzuru dolu dolu yaşayabiliyor musunuz yüreğinizde? Unutuldu sanılan, beklenmedik bir an da külleri ..
“Ellerim senin olsun” demiştin o akşam. Sanki ilk buluşmamız gibi heyecandan ne söyleyeceğini bilemeyen, tedirgin bir halin vardı. Arada bir saçlarınla oynuyor, bağlıyor, yeniden çözüyordun. Konuşa..
Sevilmek insanın iç dünyasını genişletir… Ve yalnızlık duygusunu azalttığı için insanı güçlü yapar… Öğretmenin en temel vazifesi, Öğrencilerine okumayı sevdirebilm..
Güneşe karşı oturmuş kendi hayatımı sorguluyorum. Neredeyim? Nereye gidiyorum? Bu yolun sonu nereye çıkar arkadaş? “Her şey yalan olmuş”, diyorlar.. ..
Hep büyümek isteriz, Çocukluk heyecanı, Mahalle oyunlarımız, Kavgalarımız… Okul telaşı.. Diploma törenlerinin ardından iş bulma telaşı, Askerlik günl..
İnsanın ölümünü bilmemesi Mutluluk vericidir. Hatta mutlu olmanın En temel özelliğidir. Hiç ölmeyecek gibi yaşamak Ya da ölümü hiç düşünmemek İnsanı ..
Yazmak hep özeldir... Ölümsüzlüğe ilk adımdır yüreğinden geçenleri kâğıda dökülebilmek, bir öyküyü anlatabilmek, bir öyküye konu olabilmek. Ve en güzel hediyedir, yazarından bir kitap alab..
Günlerimizi öylesine hızlı yaşıyoruz ki, kendimize ayırdığımız zaman bile yok. Her gün başlı başına ayrı bir koşuşturma. Hafta sonları, ay başları, tatiller, izinler, ödemeler, faturalar… Düşünecek..