Aşık olduğun vakit, incecik narin bir porselene dönüşüyorsun. Bu yüzden de kelimelerin minik çakılları çatlaklar açıyor üzerinde. Oysa o çakıllar her gün etrafında havada uçuşup duruyor ve sen aldırmı..
"Korkuyor musun?" diye sordu kara balık, küçük kırmızı balığa. Kırmızı balık kaygıyla yüzgeçlerini salladı ve cevap verdi: "Elbette korkuyorum.Şu halimize bir bak. Bu koca deniz içinde bir toz tanesi ..
Kalbinle değil mantığınla düşünmeye başladığın vakit anla ki aşkın bitmeye, senden gitmeye başlamıştır. Çünkü aşkın mantığı yoktur ve tüm saçmalıkları içinde barındırır. Bu yüzden güzeldir zaten. Kura..
Kendimiz affetmemizi öğütlüyorlar... Ne için? Neden affedeyim kendimi... Daha çok sevmek için mi, daha yakın olmak için mi kendime... Kendimi affedersem ve kıyasıya eleştirmezsem kendimi yine başa dön..
Herşeyin bittiğini sandığın bir an vardır. Denizlerin bir daha asla o deli mavi rengi tutturamayacağını sandığın, bahçedeki gülün o kan kırmızı rengiyle dünyaya kafa tutar gibi gökyüzüne uzanmayacağın..
"Manyak tomiiiiiz"Nerden çıktığını bilemediğim bir çocuk karşımda duruyor. Yüzünde muzip bir gülümseme. Belli kendine oyun arıyor. Ve gözüne beni kestirmiş. Nedense?"Ne?" diyorum çocuğ..
Soru sormayı ve yanıtları dinlemeyi severim. Başkalarının sorduğu soruları ve o sorulara başkalarının verdiği yanıtları dinlemeyi de... Önsözleri okumayı ise hiç sevmem. Onları ya okumayı reddederim (..
Yürüdüğün sokaklarda, oturduğun bir ağaç altında üzerine düşen bir sonbahar yaprağında, bir nehir içinde yüzen kağıt bir kayık gibi geçtiğin kalabalıklarda, aynalara yansıyan yorgun ve umutsuz yüzünde..
Bir gün hayatın tam ortasında, yapmaya devam ettiğin şeylerin içinde durup şöyle dersin: "Tüm bunların anlamı ne?" İnsanın başına gelebilecek en berbat duygudur bu. Sanki tüm dünya, hayat, insanlar an..
"İnanamazsın... Emin ol hayatında bu kadar lezzetli yemekler yememişsindir." dedi arkadaşım. Kendi kendime "mutlaka güzeldir... Annem de güzel yemek yapar. Neden bu kadar abartıyor ki..." dedim. arkad..