İlk sahip olduğunuz şeyi hatırlıyor musunuz?Ya da sahip olamadığınız şeyi?Ben hatırlıyorum ama bir farkla, sahip olduğumu değil olamadığım şeyi hatırlıyorum.Nereden diye soracak olursanız..
Bu şarkıyı hatırladınız mı? Ah bu hayat çekilmezzz... Ah bu çile çekilmezzz.. Sen olmasan canım ah bu çile çekilmez...Hiç düşündünüz mü yada zihninizin bir köşesinde şöyle canlandırın...
Evet efendim bu gün size hikayesini anlatacağım çift 20 li yaşlarda. Evlilik kurumu onlar için aslında olmazsa olmaz mı? Yoksa aynı yatağı paylaşmanın tek şartı mı daha anlayamamış durumdalar. Yanlız ..
Kapatın gözlerinizi isterseniz yanınızda sevgilinizi hayal edin. En keyif aldığınız yerde olun. İster bir deniz kıyısında, ister bir orman içinde yada yatak odanızda nerede olursa olsun siz..
Bu sessiz bir isyan olmaktan çıktı artık.Yetti canıma!!!Ben mantıklı olmak istemiyorum sevgilimle eskisi gibi bilmediğim sokaklarda kaybolduğumda sinir harbi değil kahkahalarla yürümek istiyor..
Az evvel raporlarımı kontrol ederken bir şey farkettim, mesleği satış pazarlama olan kişiler daha fazla okumuş yazılarımı ne kadar ilginç ?Belki de eski meslekten birileri görmüştür adımı o ona ma..
Farklı düşünceler ve farklı dünyalar diye başlıyor yazının konusu.Aynı evde yaşamak ortak bir hayat stratejisi belirlemek ve bu stratejiyi belirlerken bu farklı hayatlarda belkide bütün isteklerde..
Tıpkı başlıktaki gibi haykırmıştı arkadaşım. Yine hediye parası vardı , yemek yenecekti, gül alınacaktı, şayet alınmazsa poz yapılacaktı.Bide şu dikkatimi çekti. Evliyim ya benim sevgililer günüm ..
Neleri özledim biliyor musunuz ? Çocukluğumda anneanemin evinde bir salıncağım vardı. Çocukluk hayallerim hep bu salıncakta asılı kaldı diyorum son günlerde çocukluk hayallerimi özledim...
Üzerime sabahlığımı aldım, Evim sıcacıktı eşimin nefesinin sesini duymak ne hoşmuş usulca sokuldum yanına sıcaklığını hissettim.Sen dedim benim hayatımda tanıdığım en iyi adamsın.İyi ki benim..