Yüzde yüz hasarlı bir binadan kurtulmaya çalışıyorum, yüzde yüz, yüzde bin,yüzde binbeşyüz hasarlı bir yapıdan. Ellerim, bacaklarım, solungaçlarım,antenim takılıyor bir yerlere. Kımıldadıkça bir tuğla..
Adımlarımı çekiyorum bu sokaklardan, buluta asıyorum suretimi, tenimi soyunuyorum ruhumdan çırılçıplak kalıyorum bilincimin ortasında. Düşmemek için anamın kordonuna daha bir sıkı sarılıyorum, ..
Sevinçler uğramazdı bizim köye, aşklar uğramazdı, özlemini çekmeye alıştığımız hasret tarlalarımız vardı güzün yüreğimizi eker her yaz hasret biçerdik...Herkes yabancıydı birbirine ve de bize, ..
Albatroslar uçuyor güneye, uçuyorlar hayatlarımızdan bir daha dönmemek üzere gittikleri yerlere. Ne değişti insanın var olduğu andan bu yana, bu kelimelerinin şemailsiz oluşu nedendir, bu toprağ..
Ölüm ayrık otudur yaşamın. Arsızdır hiç beklemediğimiz bir anda bitiverir hayat bahçemizde. Bittiği yerde kalır ayrık otu hüzünlü ölüm. Mutluluk mutsuzlukla, kavuşmalar ayrılıkla, yaşamak ölümle..
Kış güneşinin iki yüzlü ışıklarına aldanan bir erik ağacı gibi doğasının dışında yabancı bir mevsimde açıvermişti, çiçeklerini izleyenleri sevindiren kendini ise yok eden bu yalancı varoluşun farkınd..
21. yüzyılın en büyük hastalığıdır kayıp insanlar, kendinin dışına çıkıp kendini bulamayan insanlar. Manik depresif, obsesif kompulsif, panik atak, şizofreni ve daha Latinceden telaffuzu yapılamay..
Vücudumun coğrafyasında dolaşan ağrım, vücudumun haritası, sonu olmayan yolculuklar gibi, batmayan bir güneş ya da bitmeyen bir dua.Doğmayan bir çocuk gibi dövüyor şakaklarımı, bir bıraksa sey..
Hepimiz ne kadar seviyoruz özgürlükten kaçmayı, hep bir yerlere birilerine dahil olmak istiyoruz, başkalarının düşüncelerini bağırarak söylemek bizim için yeterli bir özgürlük tanımı. Bir devrim..
İnsanların en zor yapabildikleri şeydir çarpık, kırık gerçekleri yamuk bakarak doğru görmeye çalışmak, çirkini güzele ve daha iyiye evirmek bunun için düşünmek düşündüklerini söyleyebilmek, söyledi..