Bayramsa bayram! İşte o kadar! Mustafa Kandıralı’dan oyun havalarıyla uyanırsın, gümbür gümbür radyonun sesiyle sabah. Yeni esvapların, dolabının en güzel köşesinde. Kırmızı rugan ..
Sahibi bizden değilmiş! Sosyal medyanın deviymiş! İyi ki facebook denen yere bizleri entegre etmiş! Neden mi? Kim kime ne giydirecekse, dantelli dantelsiz, çizgili, ..
Yorgunum… Yoruldum… Bunaldım… Yalnızlığa daha fazla yalnızlığa olan özlemim kat be kat arttı. Etrafıma bakındım şöyle bir! Yukarı baktım! Şehir teslim olmuş betonarme binalara. Yeşile hasret, Güneş..
''Basma da fistan giyemem aman!'' (Basma fabrikaları da kapandı ki! Bulursan giymemezlik etme sakın!) Verin benim ağacımı geri! Ben zeytinsiz yapamam aman!
Bir furyadır gidiyor günlerdir. Millet kilitlenmiş televizyonların önüne! Efendim, sıra geldi 80’lerin konseptine! Kim ne giymiş? Nasıl gezmiş o yıllarda? Elbette mo..
Babasının elini tutmuştu sımsıkı. Daha az evvel döktüğü gözyaşlarının izi duruyordu solgun yanaklarında. Ayakkabılarının tabanları çıkmış, bir elinde tabanı çıkmış ayakkabısı ile seke sek..
Kara, iri iri, üç çift göz! Tabağın ortasında tek başına kala kalan, tek bir zeytin tanesine takılmıştı. Peşkirin ucunu, belli belirsiz çekiştirip duran minicik eller, uzanıp da ‘’O’’ tek taneyi al..
Valla… Ben de bilmiyorum! Kocaman bir balon olabilir! Ya da gerçek! Son birkaç gündür magazin dünyasını alt üst etse de! Her neyse! Benim..
Bedel Hanya’ya, siz soluksuz gitmeyin, Konya’ya! Yağ sürmeyin ekmeğine, dolandırıcıların! Zira onlar hazır asker gibi siperde! Bizim milletimiz kandırılmaya çok m..
Doğru…! ‘’Doğru söze şapkamı çıkarırım abi!’’ diye söylendi … Yazdan kalma Güneş kavururken öğleden sonranın sıkkın saatlerini, kahvede sohbet bayağı koyulmuş bir haldeydi..