bana baktım bana seni hatırlatsın diye öyle cömert baktım hakkını verdim görmenin kucagıma senin gibi kitap aldım öpüp okşadım saçlarından çocuk peygamberin biz ..
bütün kadınları tenzih ediyorum ve erkekleri insanlık ölmüş balkona çıkıyorum evler nasıl da samimi içten odaları kimbilir nasıl şevkatli korugan..
uyudum her yeri bi güzel uyudum gözümü kaldırıp altından baktım her yere çapak kalmamıştı kıyıda köşede sonra karşısına geçip aynanın ovdum bastıra ..
bu boş sofraların kırıntısız omuz silkelenişleri aç bırakıyor kuşları kuşları toksa mahallenin orda kapıya serilmiş paspas üstü sohpetleri bana bi masal anlatayım şimdi k..
yazı da bitirdik uzun kış geceleri bekliyor kapıda az daha beklesin üşümek kapağı yırtık bi kitaptan sarkan bi kaç cümle aralığı algın kaygısız nasılsa gelir gerisi ..
alıp götürür akşamlar güvendiğim dağları bi türlü bağlayamam umudu ellerim ilmek tutmaz soğuk kış üzerime düşen ne varsa giyindim sandım ki ısıtır bi gül sabaha karşı ağa..
gittikçe kaybolan iki kıyıyla karşı karşıyayım gittikçe seyreliyor insanlar gibi kara gittikçe ellerimden kayıyor yıldızlar yıldızsız ellerim paramparça duvara bakıyorum..
gerçekten çıkmaz mıydı sokak o halde neden onu balkonumun altına attılar neden duvar neden kapı neden zil astılar boynuna dağılan bütün kalabalıklar bir bir basıp kaçtılar ..
iç yakıcı bi acıdan geliyorum yüzümün yarısında sular ince tül gibi halis tül akışkan tutunmaz zemine sessizce iki yanından yanağımın sarkıtmayalı çok oldu saçlarımı ..
tiren yok gelincik yok balık kraker ve gazoz yavan bi ömürden yiyor gün çarçur ediyor güzelim kanatlarını kuşların dişimden tırnağımdan arttırıp birikti..