(NÂM-I DİĞER; “BEYLERBEYİ”) Tam sekiz sene önce dünyaya gözlerini açtı, Mirzâ’m. On dört yıllık, çok yoğun işlerin arasında boğulmuş, bir Edebiyat Öğretmeniydim… Annemin böbrek hastalığı sürec..
Maraş’a geldiğimde iki buçuk üç yıllık genç bir bayan öğretmendim. Güzel bir şehirdi, Maraş. Daha şehre yeni adım atmış bulunsanız ve o şehirden henüz bir tek kişiyle bile konuşmamış dahi olsanız; şe..
Hiç derslerine girmediğim ama bir yılda çok sıkı dost olduğumuz iki kız kardeş olan, “gönül gözü” sonuna kadar açık, karanlığı hiç tanımamış, görmeyen öğrencilerimin yoluma çizdiği “ışıkla” ve “Cum..
Nihayet, çocukluğundan beri istediği şeye kavuşmuştu Dilara… İstediği şehre gelmek ve olması gereken şehirde “hayatını şekillendirecek” bir öğretinin basamaklarına tırmanmak… Ve oldukça “ihtiyarlamış..
Pencereye vururken beyaz kar taneleri Ruhumuzu sarıyor ömrün ”birtane”leri Yüreklere sızarken tek aşkın haleleri Tatlı huzur kaplıyor gizemli haneleri El ayak çekilirken s..
İnsanlar, zaman zaman çok söz söylemeyi marifet saydıklarında, kendileri dahil “konuşan”, ”susan”,”düşünen”,”anlatan”,”yazan”,”gören” hiçbir canlıyı anlamaz konumuna düşüyorlar. Ya da “damdan ..
Gayrı canıma tak etti! Kimse yolumdan döndüremez beni; gidiyorum ben… Sen de beni yolumdan vazgeçirmeye uğraşma sakın! Bu sefer seni de dinlemeyeceğim, arkadaş. Oysa… Tek istediğim yazar ol..
Şu birkaç gündür bir parça yorulduğumu hissediyorum. Ama yorulduğuma da değdi, hani. Hem zaten arada sırada silkelenmeli insan. Kendine gelmeli… Oturduğu yeri, baktığı yeri, gördüğü yeri, yazı ya..
Işık, fısıltıyla konuştu, titrek: “Güldüren Nâr’da mı kaldınız Tebessüm Yürek?” “Evet!”, deyiverdi Ateş, “Hep onu dinliyorum…” Danseden ışık huzmesine dönüşen Rengarenk Can, “Canın..
Sana geleyim diyorum Düşüncemi yağmur duyuyor Başlıyor sicim gibi yağmaya Sitem dahi edemiyorum ona… Yaslanıyorum penceremin pervazına Derdimi anla..