Anadolu insanı çalışkandır. Deyim yerindeyse ekmeğini topraktan, taştan çıkarır. Alın terleri nerdeyse hiç kurumaz. Didinir dururlar sıcak aşları soğumasın, çocukları aç kalmasın diye. Karınları ta..
Adıyaman’dan Samsat’a bir gezi yapıyoruz. 1977 yılı Ağustos ayının 3. günü idi. Yanımda arkadaşım Emrullah Güney ve dayım Yunus Turgut da var. Yunus Turgut o zamanlar tıp fakültesi öğrencisi. Samsa..
Samsat otobüsleri eski parkın oradan kalkıyor. Stadyumun yanından. 3 Ağustos 1977. Öğleye doğru vardık otobüsün yanına… Otobüsün içi tıklım tıklım dolu. Bir kişi “Geçin içerde arkadaşlarınız da va..
Köy Enstitülerinin kuruluşu, İkinci Dünya Savaşının yarattığı yokluk dönemlerine denk gelir. O yıllarda yokluktan var olmak nasıl olurmuş, örneklik edilerek dünya uluslarına gösterildi. Kendi üreti..
İkinci Dünya savaşının yarattığı olumsuz koşullar tüm hızıyla sürerken, eğitim çalışmaları da ağırlıklı olarak yürütülüyordu. Köy Enstitüleri kurulmuş, mezunları tüm ülkeye dağılarak halkı aydınlat..
1946’lı yıllarda sanatsal etkinlikler büyük bir hız kazanmıştı. Kalıplar alınıyor, heykellerin dökümleri yapılıyor, okulun çeşitli alanlarına yerleştiriliyordu. Çalışmalar sürdükçe yeni oluşumlar v..
Sanatçı olmak düşü çoğu kimsede kilit vurulmaz bir tutkudur. Yazar, çizer, boyar ve birşeyler yapar kendince kişiler. Ortaya koydukları sevilir, beğenilir ya da tam tersi el ile itilir bir kenara. ..
Köy Enstitülerinin eğitim sisteminde insan harcama anlayışı yoktu. Her birey kendi kişisel eğilimleri ve yetenekleri doğrultusunda yetiştirilirdi. Böylece bireyler kendi gücünü sezer, buna göre de ..
Kentlerin temel zenginliği tarihi kalıntılarında ve kültür verilerinde saklıdır. Adıyaman bu yönden çok zengindir. Nereye baksanız bir kültürel ya da bir tarihi değerle karşılaşır..
Bir yaştan sonra, benim gibi çocukluğunu özleyen çoktur diye düşünüyorum. O günlerde çoğunlukla kendimiz üretir, kendimiz tüketirdik. “Azıcık aşım, dertsiz başım” derdi büyüklerimiz..