Nedeni olmayan bir telaşa gerildi günlerimiz... Yetişemiyoruz hiçbir şeye... Biri bitiyor biri başlıyor isteklerin yahut dertlerin. Tepeleri dağ sayıyoruz. Kendimizi yormakt..
ıslak bir veda karşılar beni her gidişimde kurtuluş parkına atılmış bir gururla ince bir yüzük izi bulurum hakaretlerle dolu dolu o çamın altında neye inat edip de git..
Aşkla başladı herşey çünkü herşey aşk. Sessiz bir ovada bütün gürültüleri sağır eden çığlıkla tahtına kuruldu aşk Eğriyi doğru, siyahı beyaz, kötüyü iyi, özgürlü..
hiçbir kelime hatta hiçbir mısra kurtarmıyor izahında dertlerimin hep yersiz yetersiz kalıyor ne zaman ki uçmayı denesem kanatları mı kırık ne zama..
Sağol, sağol tuhaf ıssızlığıma düşen ay bakışın için Kokunun burnuma çaldığı gün verdiğin haz için Sarsacak az sonra gelen fırtına Ne çatısı kalacak, ne penceresi Dur gelece..
sonbaharın yağmuru soğuk olurmuş ıslanıp üşütürsün giderken üzerine bir şeyler al kıyamam sana, bilirsin çekinme istersen söyle sevdiğini inkar et gittiğini..
Zamanın en kötüsünde yakalanmıştım Bir mart gecesinde Karlar düşerken pencereme Sobamın közü yerini küle devrederken Kedim bile üşürken Radyomun tozlu sesiyle… E..
Bazen insan yaşadıklarına inanamaz. Herkesin bir şekilde başına gelmiştir, gelecektir yahut. Yıllar önce şaşkınlık denilen kelime anlamını yitirdi artık hiçbir şeye şaşırmıyorum demi..
Ne tuhaf, aydınlıklarımız karardı Başka sevdalarda bulduk kendimizi Ne tuhaf, acı ağrı vermiyor artık Sazım türkü söylemiyor Ağıdım, dilim, hecem ayrı Kahrım, üç beş n..
kırık bir tabloda örselenmemiş resim olsam ne yazar hazin bir aşkta bir sevenim bir de sevdiğim olsa neye yarar ellerimle tutuğum yağmur gözyaşımı geçmezken zaten aldı..