Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '18

 
Kategori
Güncel
 

Eşref-i Mahlukat mı?

Eşref-i Mahlukat mı?
 

Eşref-i mahlukat mı?


Arefe günü bir vahşet haberi düştü sosyal medyaya. Sosyal medyanın yalanı bol olduğu için ilk önce bu haberin de yalan olduğuna inanmak istedim. Maalesef değildi. Zaten haber kısa sürede tüm gazete ve haberlerde yer buldu kendine. Hem de olanca vahşetiyle.

Bayramdan iki gün önce Sapanca'da dünya tatlısı bir köpek, ayakları ve kuyruğu kesilmiş bir vaziyette ormanlık alanda bulunmuş. Hemen ilk müdahele yapılmış, ardından ameliyat için İstanbul'a sevk edilmiş. Ameliyattan sağ çıksa da insanların egemen olduğu ve hayvanların çaresiz kaldığı bu dünyada daha fazla yaşayamadı. Ve insanların bir daha asla canını yakamayacağı öteki dünyaya uçup gitti.

Olayın soruşturulduğu, ilk bulgulara göre de o bölgede çalışan iş makinelerinin hayvancağızı o hale getirmiş olabileceği açıklandı. Sonrasında da bir kepçe operatörünün göz altına alındığı bildirildi.

Ancak ameliyatı yapan veteriner ise farklı şeyler söyledi. Köpeğin bir kaza sonucu o hale gelmediğini, kişi ya da kişilerce bilinçli bir işkenceyle o hale getirildiğini işaret etti. Hatta balta kullanılmış olabileceğini belirtti.

Aklı veya vicdanı olan her insan gibi resmî olarak dahil olabilecek herkes bu vahşete tepkisini en üst perdeden gösterdi. Neredeyse bütün siyasiler yasaların sertleşmesi gerektiğini net olarak ifade etti. Hatta hayvancağıza yapılan bu eziyeti bir bebeğe yapılmış sayan oldu. Birçokları gibi ben de gönülden katılıyorum bu fikirlere. Hayvana yapılmış eziyet insana yapılmıştır. Ama insan sormadan edemiyor... Sert yasalar çıkarmak için geç olmadı mı biraz? Malum yıl 2018!

Şefkat dini olan İslâm'ın yanısıra akla veya vicdana ters düşmeyen bütün sistemler hayvana eziyetin karşısında... Dinimiz hayvanların hakkını gözetiyor. Her ne kadar onlara öteki dünyada cennet vaad edilmese ya da öldüklerinde melek olmasalar da... Hakları onlarca hadis ve ayetle güçlü bir şekilde garanti altına alınmış.

Ama gel gelelim insanın hayvana eziyeti bitmiyor. Hayvanları sebepsiz yere döven, asan, kesen, öldüren hatta onlara tecavüz eden... İşin kötüsü hayvan hakları konusunda dünyanın da bizden çok bir farkı yok.

Boğa güreşleri, köpek ve horoz dövüşleri, balina katliamları, fok ve domuz avları... Bunlar hayvanlara yönelik işkencelerden sadece bazıları. Acı olansa bunların sözde modern ülkelerde bile yasal olması.

Hayvanlar bizim faydalanmamız için yaratılmış olabilir. Etinin, sütünün, derisinin yanı sıra bazılarını bilim adına kullanıyor, olmadık şeyler yapıyoruz. Ama bize faydası olmayan ya da herhangi bir zararı dokunmayan bir canlıya kıymak... İşte bu sugötürmez bir vahşettir. Evet, insan her şeyin üstünde... Eşref-i Mahlukat... Ama bütün insanlar mı? İşte orası tartışılır. Malum bazıları hayvandan çok daha aşağılık.

Şahsen prensip olarak idama karşıyım. Çünkü her ne kadar idam bir sonuç olsa da şiddetin ta kendisidir. Üstelik faydasız olduğunu uygulanan ülkelerden biliyoruz. Peki ne yapmalıyız? Tabii ki şiddeti şiddetle tehdit etmek yerine eğitimi tercih etmeliyiz. Hem de en başında.

Ancak... İdam geri gelecekse... Hayvanlara işkence eden, onlara tecavüz eden, onları sebepsiz yere öldürenler de idam kapsamına alınsın. Çünkü onlar da can! Hem unutmayın... Masum canlılara kıyan caniler, fırsatını bulduğunda insanlara da aynısını yapmaktan geri durmazlar.
 

 
Toplam blog
: 103
: 409
Kayıt tarihi
: 10.09.10
 
 

Kısaca kendimi tanıtacak olursam "Evlat, eş, baba, öğretmen, yönetici, yazar ve tabii ki okur." y..