Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '08

 
Kategori
Felsefe
 

Esseniler ve ölü deniz yazmaları

Esseniler ve ölü deniz yazmaları
 

“Okunacak en büyük kitap, insandır...” Hacı Bektaşi Veli

1947 yılında, Ölü Deniz Kıyısında Kumran'da, çobanlık yapan bir Bedevi'nin kaybolan hayvanlarını ararken girdiği mağarada bulduğu yazmalar bilim ve teoloji dünyasını alt üst etmişti. Bu yazmalar, tarihe Ölü Deniz Yazmaları olarak geçmiştir. Yazmalar, 1947 yılında çoban tarafından bulunmasından sonra, Kudüs Üniversitesi'nin eline geçmiş ve bu mağaralarda araştırmalar başlamıştır. 1958 yılına kadar süren çalışmalarda birçok yazmanın yanı sıra arkeolojik başka bulgulara da rastlanmıştır. 10 yıl süresince 11 mağarada yapılan kazılar 800 kadar yazmanın ve birçok parçanın gün ışığına çıkmasını sağlamıştır. Bunlar arasında Tevrat'ta geçen metinler bulunduğu kadar bulunmayanlar da mevcuttur. Metinler daha çok deri üzerine yazılmış olmakla birlikte papirüs ve bakır üzerine yazılmış metinler de vardır. Bu metinlerin dilleri İbranice, Arami dili ve yerel dillerdir. Bu belgeler aynı zamanda bunları yazan topluluğun inançları ve yaşayışları hakkında da bilgi vermektedir.

Bu metinleri bir Yahudi topluluğunun yazdığına kuşku yoktur. Bu topluluk Esseniler olarak düşünülmektedir. Metinlerin yazılış tarihleri de metinlerin bir topluluk tarafından yazıldığını ve saklandığını göstermektedir. Yazıtlar iki genel bölüme ayrılıyor: "Biblical" (Dinsel) ve "Secterian" (Tarikatla ilgili). Metinlerin en eskisi M.Ö. 250 en yenisi ise M.S. 68’e tarihlenmektedir. M.S. 68 tarihi aynı zamanda Kudüs'e giden Roma ordularının Kumran kentini yıktıkları tarihtir.

Çıkan yazmaların arasında bu tarikatın kurallarını belirleyen yazmalar da vardır. Bunların arasında bu topluluğun Tanrı ile yeni bir ahit yaptığına ilişkin yazmalar da vardır. Kanunlar yazmasında bu tarikatın kuralları ile ilgili ayrıntılı bilgi sahibi olabiliyoruz. Yazmalara göre bu topluluk İsrail halkından çıkma, katılmak isteyen ve akıl ve disiplin sınavlarını verebilen herkese açıktı. Tarikata girenler için, artık yeni bir hayata başladığına ilişkin törenler yapılmaktaydı. Esseniler, Kudüs’teki Hasmon egemenliğini reddeden ve tapınak ayinlerine katılmayan muhalif bir topluluktu. Haklılıklarının anlaşılmasının Mesih’in gelişi ve kötü güçlere açılacak ve zaferle sonuçlanacak bir savaşa bağlı olduğunu düşünüyorlardı.

Ölü Deniz Tabletleri, sürgün sonrası Eski Ahit döneminden beri bilinen iki ana temayla yaşayan bir topluluğu anlatır. Bu temalar, kıyamet ve Mesih beklentileridir. Hıristiyanlık öncesi ve Hıristiyanlık dönemlerinde yazılmış apokrifler ve hepsi Hıristiyanlığın kabulünden sonra ortaya çıkan ve bazıları Hıristiyanlık inançlarının karşısında olan dini kaynaklar Mesihi birbirlerinden çok farklı algılamaktadırlar. Yine Kumran’da, Esseniler’in bir Mesih beklentisi açıkça ifade edilmektedir.

Esseniler, M.Ö. 500 yıllarından itibaren Filistin'le Mısır arasındaki Yahuda Krallığı bölgesinde yaşadıkları söylenen Yahudi mezhebidir. Esseniler farklı düşündükleri kuralcı Farisilerle sürekli mücadele içinde olmuşlardır. İsrail Krallığı yıkıldıktan sonra 12 kabile dağılmıştır. Kabilenin bir bölümü Pers tarafında bir bölümü de Mısır tarafında kalmıştır. Sürgün yıllarında Musevi dini Kuzeyde Zerdüşt ve Sümer, Güneyde ise Mısır ve Helen etkisiyle değişikliğe uğramıştır. Mısır Yahudileri İskenderiye okulunu kurmuşlardır. Düşünceleri Helen ve Mısır doktrinleriyle bir senteze gitmiştir. Böylelikle Musevilikte iki ana eksen ortaya çıkmıştır: Filistin Okulu ve İskenderiye Okulu. Zaman içinde giderek Esseniler’in oluşturduğu İskenderiye okulundan bir grubun ayrılarak John (Vaftizci Yahya) ve Hz. İsa‘nın başı çektiği Hıristiyanlığa dönüştüğü söylenmektedir.

Esseniler bölgede yaşayan en esrarengiz topluluklardan biri idi. Bazı araştırmacılar Esseniler’in bölge dışından, hatta Hindistan’dan etkilendiklerini söylerler. Bunun dışında Esseniler’in Pythagoras ve Orpheus öğretilerinden etkilenmiş bir topluluk olduğunu da söyleyenler vardır. Ancak Esseniler’in o bölgede ezoterik bir doktrini benimseyen Mısır inanç sisteminden de etkilenmiş bir Yahudi topluluğu olduğunu kabûl etmek daha doğru olur. Esseniler inançları, görüşleri, aralarındaki “kardeşlik” bağı, toplumsal kuralları, ritüelleri ve kesin kuralları ile ezoterik bir topluluk görüntüsü vermektedir. İnançlarına göre, ruh ölümden sonra göğe çıkacak, ebedi mutlu yaşam başlayacaktır. Bir manastır disiplini içinde öğrenim görür, topluca yer içer, ibadet eder, ritüellerine uygun biçimde yıkanırlarmış (vaftiz). Esseniler’in uyguladığı; arınma töreni vaftiz törenine benzeyen ve suyla yapılan bir törendi. Bu sembolik bir arınmadır. Bu törenin etkili olabilmesi için kişinin kalbinin de temiz olması gerekmektedir. Bir önemli tören de topluluk yemeği idi. Yemek konseyden on kişi hazır bulununca toplanabiliyor ve ekmek ve şarabın kutsanmasıyla gerçekleşiyordu. Ana ilkeleri, kardeşlik sevgisi, yardımlaşma ve gerçeğin arayışı idi.

Osiris Mabedinde inisiye olan Hz. Musa yeni dininde Saabi inançları ve Osiris dininden yararlanmıştır. Dinini yaymak için seçilmişleri inisiye etmiş ve bunlara “kabul edilmişler” anlamında Kabalacılar denmiştir. Bunlar Musa’nın ezoterik dinini yaymışlardır. Kabalacılardan zorunlu göçler sırasında Yahuda Çölünde kalanlara Esseniler denmiştir. Birçok kaynağa göre Hz. İsa da bir Esensidir. Esseni öğretisini daha basitleştirerek anlattığı ve insanlığa ifşa ettiği belirtilir. Hz. İsa’nın öğretilerine en yakın İnciller Thomas İncili ve Yohanna İncilidir. Bu iki İncil’de ezoterik ifadeler mevcuttur.

Esseni kelimesinin kökeni bir görüşe göre Aramice Hase (aziz, saf) kelimesinden türemiştir. Philon da “Essaoi” kelimesinin Grekçe Ösioi (aziz, dindar) kelimesi ile ilişkili olduğunu söylemiştir. Bu kelime hakkında bir başka görüş ise hassaim (sessiz) kelimesinden türediğidir. Esseniler, kendi inançları hakkında dışarıya sessiz kalmışlardır. Sürekli yapılan “vaftiz”ler, beyaz giyinmeleri, kanlı kurban törenlerine karşı olmaları ve Güneş’e ilişkin kültleri mevcut idi. Yazıtlarda, Kumran’ın güneşe endeksli bir takvimi olduğu ortaya çıkarılmıştır. Esseniler güne dua ile başlar, gün içinde çalışırlar ve günü yine dua ile bitirirlerdi. Yahya’nın uyguladığı suyla vaftizin, İ.Ö. II. yüzyılda Lut gölü çevresindeki Esseniler tarafından uygulandığı bilinmektedir. Bu ve başka bazı nedenlerle Yahya ve İsa’nın Esseni inisiyasyonundan geçtiği ve en üst derecelere kadar ilerledikleri savı güçlü bir şekilde öne sürülmektedir. Esseniler Hristiyanlığın doğuşu ile birlikte esrarengiz olarak tarih sahnesinden çekilmişlerdir.

Son zamanlarda yapılan araştırmalarda da Kumran topluluğunun Esseniler’den oluştuğu yönündeki savlar daha da kuvvetlenmiştir. Hristiyanlığın kökeninde Esseniliğin olduğu bir gerçektir. Aziz Pavlus da Esseniler’den etkilenmiştir. Hz. İsa ve yaşamı konusunda en ayırt edici ve gerçekçi bilgi onun Esseni tarikatında yetişmesidir. Birçok kaynağa göre, öğretisi Kabala temelini benimsemiş Esseni tarikatının öğretisidir. İsa'nın kardeşi James’in Kumran yazıtlarında önemli bir yeri vardır ve adı "The Righteus" tur (Haksever). "İlk kilise"nin önderidir. Bu detaylı araştırılması gereken bir konudur. Esseniler, ilk kilise'ye ve onun liderine bağlıdırlar. Yasa ve "Yol"larının savaşçılarıdırlar. Yazıtlarda, Esseniler’in, Roma kuklası krala karşıt oldukları açıkça bellidir. James, bir gün mabette linç edilir. Roma'ya karşı başlayan büyük isyanla James'in ölümü aynı yıllardadır. Roma, Kudüs’ü, Kumran’ı ve Masada’yı yerle bir eder ve Esseniler sessizce tarihin sayfalarındaki önemli yerlerini alırlar.

“Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak.” Hz. İsa

Berk Yüksel

Kaynakça:

“Esseniler” Thamos

“İsa’nın Doğumuna Yakın Zamanlarda Yahudi Dini” Erhan Altunay

Wikipedia internet ansiklopedisi

 
Toplam blog
: 242
: 32770
Kayıt tarihi
: 09.03.07
 
 

21 Aralık 1973, Ankara doğumludur. Lisans ve yüksek lisansını “İşletme” alanında yapmıştır. Araşt..