Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Güzellik, yakışıklılık, yemekler, etler...

Güzellik, yakışıklılık, yemekler, etler...
 

Doğru ilişkiyi bulmak da ilişkiyi sürdürmek de anlayış ve hoşgörü ikliminde mümkün olur.


Erkekler için yakışıklılık, kadınlar için güzellik belki yemeğin etidir. Yemeğin önemli bir parçasıdır. Ancak yemeğin tamamı ya da kendisi değildir.

Çoğumuz bu basit gerçeğin farkında bile değiliz.

Erkekler güzel kadın, kadınlar yakışıklı erkek peşinde koşarken bunu görmezler ya da görmezden gelirler.

Herkes aynı şeyin peşinde koşarken sık sık rastlaşır, çatışır, kırar, kırılırlar.

Yakışıklı ve güzel olanlar karşı tarafı hafife almaya başlarken diğer insanlar yalnızlıkla dans ederler.

Parlak etler yağın üzerinde yüzer. Mat olanlar tencereye, tavaya yapışır, yanar.

Oysa yemek sadece etten ibaret değildir. İçinde yağı, suyu, sebzesi, baharatı, tuzu vardır.

Buna kulak asmazlar.

Yemek sadece malzemeden ibaret de değildir. Bir pişirme şekli, pişireni, onun kendine göre bir tarzı da vardır.

Ona da çok aldırış etmezler.

Hatta her şeyi bir yana koyup ete yoğunlaştığımızda da çeşitli durumlarla karşılaşırız.

Düşünmezler.

O etin kaynağı, tazeliği, hangi süreçlerden geçip bize geldiği gibi konular da çok önemlidir. Acaba gerçekten yemeğe katılabilecek nitelikte bir et mi? Acaba hangi kaynaktan elde edilmiş, o kaynak yemek için uygun bir kaynak mı? Acaba dondurulup yeniden çözülmüş mü?

Et ile ilgili benim ilk aklıma gelen sorular bunlar olsa da eminim çok daha fazlası üretilebilir.

Hani herkes her tür eti yiyemez. İlk bakışta hoşuna gider ama kaynağını, saklanma koşullarını, üretim şeklini öğrenince tam tersi etkiler de yaşayabilir, hatta kimi hallerde midesi de bulanabilir. Beğendiğine, yediğine pişman olabilir.

Yemekte kullanılan diğer malzemelerle yemeğin piştiği araç gereç ve yemeğin pişirildiği ortam da en az et kadar önemlidir.

Aşçının kendisi ise yukarıda sayılanlardan çok daha önemlidirler.

Aşçı burada kim oluyor derseniz karşı tarafa bakıp kendine bir eş, bir partner, yakın arkadaş arayan insan diyebiliriz.

Hani o çoğu durumda sadece yemekteki ete odaklanmış olan insan.

O peşinde olduğu etin de kendine göre yiyicisini seçtiğini, kimilerinin midesine oturabileceğini bilmeyen insan.

Büyük bir olasılıkla o etini çok beğendiği yemek önüne konunca tadını umduğu gibi bulmayacak olan, "kendim ettim kendim buldum" türküsü ile açığını kapatmaya çalışacak olan insan.

*

Bir yemek pişirilecekse eti konusunda elbette özenli olabilirsiniz.

Buna hiç itiraz etmem.

Ama lütfen yemeği etten ibaret saymayın.

Tabii eğer etten başka malzeme kullanılmayan bir şey pişirmiyorsanız.

Öyle bir durumda bile mangala, kömüre, saca, yağa, pişirme süresine dikkat etmek gerekir.

Beklenmedik sonuçlarla karşılaşmamak için olaya çok yönlü bakmalı, ince eleyip sık dokumalısınız.

Benden söylemesi.

Peki bunca sıkıcı değerlendirmeyi hiç yapmasak.

Yağıydı, suyuydu, sebzesiydi kafayı yormadan kafamıza göre takılsak.

Olmadıysa olmadı deyip, kaldırıp çöpe atsak ve başka birini aramaya koyulsak.

Olur elbet, niye olmasın.

Düştüğünüz yerden çabucak kalkabilen, kimi izleri hemen silebilen biriyseniz.

Ben incinmem, yorulmam, aldırmam; tekrar tekrar denerim, bundan keyif de alırım diyorsanız.

Belki çok daha iyi bile olabilir.

Yaşam beklenmedik sürprizlerle renklerle, seslerle, sonuçlarla doludur.

Yeter ki siz yürümeye devam edin.

 

 

15-11-2014 10:41

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..