Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '17

 
Kategori
Güncel
 

Hangi ara bu hale geldik!

Hangi ara bu hale geldik!
 

Adam üşenmemiş, kıymış paraya; muhteşem bir ofis açmış plazanın tekinde. Havalı mı havalı. Asansöre bindiğinizde başlıyor duruşunuz değişmeye! Kapıdaki tabelayla heyecanlanıyorsunuz, nabzınız yükseliyor; I hereby declare, on oath… mırıltıları yükseliyor yüreğinizden evrene!

Amerika’da Doğum - Giving Birth in the US

Paris’te Eyfel’i, Londra’da Madame Tussauds’yu görmek gibi bir şey değil; Kayserili babayla Bursalı annenin karnındaki Amerikan vatandaşının dünyaya gelişi bütün mesele! Daha İstiklal Marşı’nın üçüncü kıtasından bihaber, çoktan başlamış ezberlemeye: Oh, say! Can you see by the dawn's early light...

Bazılarımız cİngÖz! Umutsuz bir hastalığın pençesinde koşmuyor Amerika’ya, ya da lösemi olan çocuklarına ilik verebilsin diye alelacele ikinci çocuğuna hamile kalmıyor kadın; hayatım, hemen çocuk yapalım, gidip Amerika’da doğuralım. Böylece, çocuğumuz Amerikan vatandaşı olur ve 21 yaşına geldiğinde bize de Amerikan vatandaşlığı kapısı açılır. Düşünsene, belki de geleceğin Amerikan Başkanı’nı doğuracaksın diyor fırıldak gözlü baba!

Şirinler başı çekiyor elbette!

“Tatlım, Merve’yi göremiyorum çoktandır!”

“Aa, haberin yok mu; Mervoş üç aydır Miami’de, orada doğuracak. Doğumdan sonra da bir iki ay kalacakmış, bebiş iyice oraların havasını soluşunmuş. Biz de tebriğe gideceğiz, siz de gelsenize!”

Bebek doğar doğmaz hastanedeki nüfus memuru gerekli kayıt işlemini yapıyor ve bir hafta sonra da kartallı pasaportu hazır bebişin. Bu kadar kolay işte. Sonra da o çocuk yaşam mostrası olarak anne-babanın arasında dünyayı turlamaya başlıyor.

“Ayıptır söylemesi, biricik yavrumuz Amerikan vatandaşı da rahatça seyahat edebiliyoruz!”

Canım ülkem ne acılar çekiyor şimdilerde. Gencecik çocuklarımız şehit oluyor Bn Şirine gidip Amerika’da doğursun diye! Biz İngiltere’den Türkiye’ye geldik Alp’im doğsun diye. Yunan Adaları’na dahi zor götürdük vatan toprağını göremeyecek diye ve aslanım kendi isteğiyle koştu Şırnak’a, vatan bekçiliğine.

Pıtrak gibi arttı Doğum Turizmi firmaları. Sadece o da değil, parayla vatandaşlık satan ülkelere aracılık yapan firmaların reklamları da nette sık sık karşımıza çıkıyor. 100 bin dolara Karayip adalarının birinden iki haftada vatandaşlığı kapıyorsunuz ve pasaportunuz buradaki aracı firma tarafından teslim ediliyor, oralara gitmenize dahi gerek yok ve o kıytırık adanın gücüne (!) bakın ki -yeni pasaportunuzla- AB ülkelerine artık vizesiz seyahat edebiliyorsunuz! Şirinlerin kaçar pasaportu olduğunu siz düşünün!

Geçenlerde yeni evli bir çiftle sohbet ettik Antalya uçuşu öncesinde. İlk çocuklarını Amerika’da, ikincisini de Kanada’da doğuracaklarmış; Türkiye’de yaşam çok zormuş da! Dedim ki inşallah ikiziniz olur. Doğuma Seattle’da başlar, ilkini doğurursunuz, sonra da ikincisinin doğumu için -karşı kıyıya- Vancouver’a geçersiniz. Böylece bir batında Amerikalı ve Kanadalı bebişleriniz olur! Gençler olur mu ki babında önce birbirlerine sonra bana baktılar, Elçin’in bakışlarında ise Oy Asiye Asiye’ye başlayacağım endişesi vardı!

Vesselam, gün itibariyle hâlimiz budur: Bir an önce Amerika, Kanada vatandaşı doğurabilmek için yataktan çıkmayanlar, vatandaşlık satın alanlar, milyon dolarlık yatırımla Batı’ya sıvışanlar, şehitler ölmez deyip Maldivler’e uçanlar ve ülkesinin çektiği acılara kahrolan, şehitlerine ağlayan, huzurlu günlere kavuşması için dua eden ve -yaşanan onca zorluğa rağmen- ülkesine güvenen, toprağını terk etmeyen yurtseverler.

Anlamazlar elbette; yine de sitem ediyorum gidenlere, anlayacakları dilde!

“Nereye gidiyorsunuz, daha karpuz kesecektik!”

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..