Ice bira ne demek usta?

Kısa süre önce ülkemizin en büyük bira markası tarafından piyasaya sürülen “Ice Bira” yı dün tattım. Özetle biranın, üretim esnasında, donma noktasına kadar soğutulup, bu işlem sayesinde tadını acılaştıran proteinlerden ayrıştırılması esasına dayanan teknikle üretilen bu tipte biralar diğer ülkelerde oldukça yaygın olarak tüketilmekteydi. Anadolu Grubu sayesinde Türk tüketicisi de bu ürünle tanışmış oldu.

Gelelim objektif yorumlarımıza; alkol oranı normal bira ile aynı olmasına rağmen bir light bira yumuşaklığında içimi olan ve damakta oldukça fresh tatlar bırakan bir ürün olduğunu düşünmekteyim. Biradaki o yoğun şerbetçiotu aromasını arayan ve normal biranın hafif acımtırak tadından haz duyanlar için, yani sıkı biracılar için biraz hafif kaçacağını sanıyorum.

Ben yumuşak bira içmek istiyorum ama aynı zamanda alkol aldığımın da farkına varıyım diyorsanız o zaman ideal bir bira demek hiç de yanlış olmaz. Çünkü alkol oranı normal bira gibi yüzde beş, ama alkol oranı yüzde üçlerde olan light biraların yumuşaklığında bir içim özelliğine sahip. Amerikan Miller birasına oldukça yakın tatlar içeriyor. Tıpkı onun gibi zarif de bir cam şişeye sahip.

Gelelim subjektif düşüncelerimize; Ben, Efes Pilsen’in, yine yakın zaman önce piyasaya çıkarmış olduğu, cam şişe ambalajındaki, depozitosuz “Fıçı Bira”sını hiçbir biraya değişmem. Aynı ürünün kutuda olanı da mevcut. Eğer şişedekinden bulamıyorsam kesinlikle kutusunu almam. Onun yerine aynı tada yakın bir lezzeti alabileceğiniz bira, yılların klasikleşmiş cam ambalajdaki, depozitolu, şişman şişeli, “bira bu kapağın altındadır” diyerek yıllardır kulaklarımıza yerleşmiş olan, eski dost “Efes Pilsen Bira”sıdır.

Bir başka inancım da odur ki; kutuda sunulan biralarda, rahatsız edici bir koku olduğunu düşünmekteyim. Beni son derece irrite eden bu kokuyu, kutu ambalajıyla içtiğim her birada mutlaka alırım. Bu nedenle de en son çarem olmadıkça kutu biraları tercih etmem.

Haydi afiyet olsun.