Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '09

 
Kategori
Eğitim
 

Okullar açıldı-kapandı değişen bir şey yok-2-

Okullar açıldı-kapandı değişen bir şey yok-2-
 

http://www.hikayeler.net/yazilar/74408/dayak-cennetten-cikmadir/


İki lise öğrencisi, İstiklal Marşı'nda yürükleri için 140 TL para cezasına çarptırıldı

ALİ LEYLAK haberi; (Radikal.com.tr)

ŞANLIURFA- Suruç ilçesi'nde Cumhuriyet Bayramı törenleri kapsamında yapılan çelenk koyma töreni sırasında İstiklal Marşı okunurken, saygı duruşunda bulunmayarak yürümeye devam ettikleri gerekçesiyme 2 öğrenciye `Kabahatler Kanunu'na göre 140'ar TL para cezası verildi.


Okullarda meydana gelen disiplin olaylarının önemli bir bölümü de “İstiklal Marşı” törenlerinde gerçekleşir. Tören sırasında havanın sıcak-soğuk olmasından veya başka bir nedenden dolayı “hazır ol” vaziyetini bozan bir öğrenci, öğretmenine göre değişik biçimlerde uyarılır.

Bu uyarma genellikle daha bir özenle yapılabileceği gibi, çok sert bir biçimde de gerçekleştirilebilir.

Bazı törenlerde, İstiklal Marşı’nın, öğrenciler tarafından düşük seviyede bir ses tonuyla okunduğuna kanaat getiren okul Müdürü veya Müdür Yardımcısı, derhal mikrofonu kaparak kürsüye çıkar ve kısa bir hamaset nutkundan sonra öğrencilere, (her öğretim yılında birkaç kez tekrarlanır bu durum) İstiklal Marşı'mızı “Türk öğrencisine yakışır bir biçimde okununcaya kadar” tekrarlatacağını söyler.

Kolay değil hani, ne de olsa “sistemin istediği niteliklerde bir yöneticiyim” bildirmesinin ölçüsüdür bu…

Öğretmenler arasında da az da olsa taraftar bulabiliyor İstiklal Marşı'mızın tekrar söylettirilmesi.

2010, yılına girerken İstiklal Marşı’mızı yüksek sesle söylettirebilmek adına bir ceza aracı olarak tekrar tekrar söyletilmesini istemenin çıldırmışlığı, vahim bir eğitim sistemimiz ve az da olsa vahim uygulayıcıları olduğunun açıkça göstergesidir.

Yukarıda söz konusu haberde para cezasına çarptırılmış çocuklar, İstiklal Marşı'mızı duymuş olsalar bile, onların yürümeye devam etmesinin ardında yatan nedenleri iyi analiz etmemiz gerekmezmi?

Bu tür bir ceza, ister hakaretle, ister dayakla, isterse parayla uygulansın sonuçları pek fark etmiyor; özellikle küçücük beyinlerde.

İstiklal Marşı okunurken duyulduğu halde yürümeye devam edenlere, para cezası kesmenin, "istenen davranış değişikliğine" yol açmadığı ve tam ters bir etki yaratacağı zaten bilinmektedir.

Tabiki öğrencileri uygun bir dille uyarmak, çok daha olumlu bir yaklaşım olacaktı. Üstelik amaca da hizmet edecekti.

Kimbilir? belki onları durduran polis memuru da okuldayken, İstiklal Marşı törenlerinden herhangi bir nedenle kaçmıştır.

Mesela, öğrenciler Pazartesi sabahı yapılan bayrak törenlerine, Kılık-Kıyafet kontrolü yapıldığı için, katılmak istemezler.

Okullarımızda öğretmenlerimiz pek düşünmezler asıl görevlerini. Ve şu soru hep ikinci planda kalır. “Ne yaparız da Öğrencilerimize derslerimizi, onların anlayabileceği biçimde mükemmel bir şekilde öğretebiliriz?”

Bu soruyu sormak ve gereğini yapmak yerine, bir çok milli ve dini kalıplar kullanarak asıl işimiz olan öğretimi ikinci plana iterek, kendimizi eğitimci kalıbına sokar ve öğrencileri terbiye etmeyi, görevimiz zannederiz.

Öğretmen kurullarında yıllardır hep aynı cümleleri kullanarak, içi boş ve öğretimle ilgisi olmayan yönetmelikleri, ifadeleri ve egoları adeta bir Matrix de yaşarmış gibi tekrarlayıp duruyoruz..

Mesela, İstiklal Marşı'mızın ceza (öğrenci gözüyle) olarak tekrar tekrar okutulmasının öğrencide yaratacağı olumlu veya olumsuz etki üzerinde hiç durmayız. Öğrenciye sırf hazırola geçmedin diye verilen para cezasının yaratacağı etkiyi sorgulamadığımız gibi.

Okullar açılırken de böyle, kapanırken de durum böyle...

 
Toplam blog
: 144
: 899
Kayıt tarihi
: 06.02.07
 
 

Gazete ve kitaplara hep tersten göz atar, daha sonra okumaya başlarım. Bu özelliğim devrik cümlel..