Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Eylül '14

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

Tripolis Antik Kenti, Denizli Buldan'da gün yüzüne çıkıyor

Tripolis Antik Kenti, Denizli Buldan'da gün yüzüne çıkıyor
 

Tripolis Antik Kenti . Buldan Foto: Ali Cantaş


Buldan Yenicekent 'te yeni bir tarih doğuyor: Tripolis antik kenti.

Doğa güzellikleri ile verimli toprakları ile el dokuması bezi ile tekstili ile ünlü ilçemiz yeşil Buldan sınırları içerisinde yeni bir tarihi kent gün yüzüne çıkıyor. TRİPOLİS ANTİK KENTİ

1993 te ilk kazısı yapılan Tripolis teki esas kazılar 2007 yılında başlamıştır. Çok az bir kısmı ortaya çıkan bu antik kentimiz, Anadolu da yer alan birçok antik kentin yanın da tamamen ortaya çıktığın da önemli antik kent merkezi olacak gibi duruyor. Kazılar sonucunda tamamen ortaya çıkan kapalıçarşı özel mimarisi ile ve günümüze kadar sağlam gelmiş yapısı ile tanındıkça çok ilgi çekeceğe benziyor.

Denizli tarih açısından çok zengin bir ilimiz. Pamukkale (Hierapolis), Laodikeia ve Aydın Denizli il sınırın da yer alan Afrodisyas ile Tripolis  mutlaka gezilmesi gereken bir çoğrafya.
Bergama Krallığı tarafından kurulduğu tahmin edilen kent, Lidya kentleri içinde yer almaktadır. Kent kimi kaynaklarca Frigya, kimilerinde ise Karya sınırları içerisinde gösterilmiştir. Bilinen ise, konumunun verdiği avantaj sayesinde Tripolis'in Lidya - Frigya - Karya üçgeninde gerçekleştirdiği ticaret sonucu bölgenin zengin kentlerinden biri haline geldiğidir. Büyük Menderes nehrinin yakınından geçmesi nedeniyle Tripolis ad Maeandrum olarak da bilinmektedir. Plinius'a göre kentin bir diğer adı Apollonia (Apollonia ad Maeandrum)'dur. Günümüzde dek ulaşan yapıların çoğunluğu Roma dönemi M.S. I-III. yüzyıllardan kalmadır.

Tripolis veya Tripolis ad Maeandrum, Denizli il merkezinin 40 km. kuzeyinde, Buldan ilçesine bağlı Yenicekent kasabasının doğusunda yer alan bir antik şehirdir. Buldan Tripolis arası 13 km dir.  Tripolis, Laodikeia’ya 30 km. , Hierapolis’e ise 20 km. uzaklıktadır. Tripolis Mahmutlu yolunu takip ederek Pamukkale'ye ulaşılabiliyor. Yol üzerinde kırmızı kükürtlü suyu ile şifa dağıtan Karahayıt'ı gezebilirsiniz.

Kaynaklara göre, bölgenin aktif fay hatlarına yakınlığı, bunun bir sonucu olarak sık yaşanan depremler şehrin zamanla önemini yitirmesine sebep olmuştur. MS. 325 yılında Nicea (İznik) konsülünde hazır bulunan Lidya piskoposları listesinde Tripolis'in adının geçmesi piskoposluk düzeyinde bir kent olduğunu göstermektedir.

Pamukkale Üniversitesi tarafından yürütülen kazı çalışmaları günümüzde de devam etmektedir. Tripolis aktif olarak ziyarete açılmamış durumdadır. Fakat Görevliler şimdilik oraya kadar gelenleri boş çevirmiyorlar.

 TRİPOLİS’İN BAŞLICA YAPILARI: Bu yapıların yerleri tespit edilmiş olup birçoğu toprak altında günyüzüne çıkarılmayı bekliyor.

Tripolis Tiyatrosu :Antik kentin mevcut yerleşiminin merkezi bir bölgesine inşa edilmiştir. Grek tiyatrosu tipinde araziye uygun inşa edilmiş, Roma mimari tarzında yapılmıştır. Tiyatro üç bölümden oluşmaktadır.

-Cavea :  Yarım daire şeklinde olup, üç diazoma ile bölünmüştür. Oturma kademeleri tamamen orkestra bölümüne doğru tahrip olmuştur. Tonoz çıkışları caveanın üst kısımlarında ve yanlarda yer almaktadır. Oturma kademeleri büyük mermer taşlardan yapılmıştır. Yaklaşık 8.000 kişi alabilecek kapasitededir.

-Orkestra:  Cavea’nın oturma kademeleri ve malzemeleri ile tamamen toprak altındadır.

-Scene ( Sahne ve Sahne Binası ):  Sahne binasının üst yapısı iç ve dış kısımlara doğru yıkılmış harap durumdadır. Sahne binasına ait sağ ve sol istinat duvarlarının az bir kısmı yüzeyde  görülmektedir.

Tripolis Hamamı: Tripolis Tiyatrosu’nun 200 m. batısında bir düzlük üzerinde    bulunmaktadır. Geç dönemde kenti çeviren sur duvarının dışında kalmıştır. Yapıya ait yüzeydeki kalıntılardan beş bölümü tespit etmek mümkündür. Her bölüm kendi arasında tonozlarla ve büyük nişlerle geçildiğine dair kemer izleri bulunmaktadır. Alt yapısı ve duvarlarının kesme traverten blok taşlardan, kemer ve tonozlarında ise aynı malzemeyle tamamlandığı anlaşılmaktadır. Hamam, tipik Roma Hamamı geleneğinin bir örneğidir.

Şehir Binası : Hamamın yaklaşık 200m. güneyinde yer almaktadır. Üst yapısı tamamen yıkılmıştır. 40X65 m. ölçülerinde büyük bir yapıdır. Temel duvarları çok geniştir. Yapının batı duvarına bitişik sur duvarı devam etmektedir. Yapı Roma Mimari karakteri göstermektedir.

Apsisli Yapı : Şehir Binası ile Tiyatro arasındadır. Dikdörtgen planlı yapının kuzey duvarının iç kısmı apsisli olduğundan bu ad verilmiştir. Yapının üst bölümü tamamen yıkılmış harap durumdadır.

Kale ve Surlar : Tripolis Geç Roma ve Bizans Dönemi’nde sur  ile çevrilmiştir. Eğimli arazide kurulan kentin surları yer yer burçlarla, gözetleme kuleleri ve kalın duvarlarla desteklenmiştir. Tiyatroya bitişik devam eden sur, kentin kuzeyindeki en yüksek tepede kule ile birleşir. Kule hem savunmaya hem de gelecek düşman tehlikesini gözetlemeye yöneliktir.

Su Yolları : Tripolis Antik Kenti her ne kadar Menderes Nehri kenarında kurulmuş olsa bile, kentin ihtiyacını karşılayacak olan gerekli suyu, kente 25 km. uzaklıkta bulunan şimdiki Güney İlçesi yakınındaki kaynaktan temin etmişlerdir. Kaynak ile Tripolis arası dağlık ve engebeli arazi olduğundan bu güzergahta  su yortusunu, tünel, künk ve kemer izlerinin kalıntıları bulunmaktadır.

Nekropol : Antik Tripolis Kenti’nin doğu ve güney yamaçları Nekropol Alanı olarak kullanılmıştır. Dik ve meyilli tepelerin sarp kayalık bölgelerinde, kayaya oyulmuş kaya mezarları bulunmaktadır. Ayrıca alt kısmı podyumlu, üst kısmı lahit şeklinde mezarlar yer almaktadır.

Gittim Gezdim sizin için yazdım...

Ali ANTAŞ

Outdoor Türkiye

 
Toplam blog
: 48
: 1239
Kayıt tarihi
: 18.01.11
 
 

Köklerim Karadenizin doğusun da doğmuş ve 1500 yıllara kadar dayanan orjinal Türk bir ailenin çoc..