Uçan Kaz Mortgage

Kafa kağıdı benim gibi üç onluk olanların çocukluk yıllarından kalma çizgi film kahramanlarından biri de “<ı>Uçan Kaz” dı. Pazar günleri tam öğle saatinde başlardı, tek kanallı TRT televizyonunun, siyah beyaz yayınlarında. Arada bir “<ı>Manavgat Şelalesi” manzaralı teknoloji mağduru televizyon molalarının verildiği huzur dolu mütevazı günlerdi.

Bir kırmızı kukuletalı çocuk arkadaşı vardı, adı Nils’ di galiba. O sevimli, bembeyaz tüylü ve biraz fazlaca semirmiş uçan kazı çok severdik. Yine adının Morton olduğunu hayal meyal hatırladığım bir de sincap dostları vardı. Nils ile birlikte uçan kazın boynuna biner ve oradan oraya uçar giderlerdi. Tıpkı bizim çocuk hayallerimiz gibi.

Bu mortgage denilen görece düşük faizle, uzun vadeli kredilendirme sistemli konut edindirme uygulamasını ilk duyduğumda; aklıma hemen, bizim Uçan Kaz gelmişti.

Aynı zamanda da konuşabilen uçan kaz, devamlı boynunda taşıdığı minik arkadaşı sincaba öyle bir “<ı>Morton” derdi ki bugün bile kulaklarımda hala o nefis vurgusu. Tarifi mümkün olsa da o vurguyu buradan size aktarabilsem.

Hele bir de malum sistemin doğduğu yer olan Amerika’da, mortgage skandalları ardı ardına patlayıp, kredilendirme şirketleri ve bankalar sapır sapır dökülmeye ve beraberinde dünya ekonomisinde bir dalgalanma yaşanmaya başlayınca benim taşlar tam da yerine oturdu.

Olan yine garibanlara ve sözde uyanık kahramanlara oldu tabi. Kaz gibi yolundular, yolunuyorlar. Kaz kafalılık yaptıklarına mı yansınlar, fua gra yapmak için normalin üzerinde yedirilmiş içirilmiş, fazladan semirtilmiş, yağlandırılmış ciğerine göz dikilmiş kaz konumuna düşürüldüklerine mi ağlasınlar bilemediler.

Bu mortgage denilen ve vatan topraklarına, sihirli değnekmişçesine lanse edilerek sokulmuş olan konut kredisi faizi sitemi dünyada ve ülkemizde daha ne kadar kaz yolar bilinmez. Kim bilir belki de bizimkisi felaket tellallığıdır, “<ı>güzel günler göreceğiz çocuklar” demek lazım gelir.

Ama şairin bu sözleri ettiği yılların adam ve kadınlarının çocukları olan bizler, güzel günler gördük dersek sanırım çok da doğru olmaz değil mi? İnşallah bizim yavrularımız görür o güzel günleri ama ne yalan söyleyeyim benim ne o güzel günlere, ne çivisi çıkmış bu dünyaya, ne de sağından solundan çekiştirilmekten mütevellit, şakülü kaymış memlekete pek güvenim yok.

Aşk olsun. Hayırlara karşı efendim.