Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '10

 
Kategori
Spor
 

"Milli sporcu" Fenerbahçeli Emre Belözoğlu!

"Milli sporcu" Fenerbahçeli Emre Belözoğlu!
 

nesilden nesile


Eski bir yazımla birleştirerek Emre Belözoğlu konusuna tekrar değinmek istedim bugün. Çünkü bu tarz spor ve sporcu anlayışına ses çıkarmadıktan sonra sahalarımızdaki şiddetten küfürden kavgadan şikayet etmeye hakkımız yok.

Nedeni milliyet.com.tr'de bugün yer alan bir haber:

"F.Bahçe’nin ilk golünü atan Emre Belözoğlu, 85. dakikada oyundan çıkarken kendisine sarılmak ve tebrik etmek isteyen Aykut Kocaman'a tepki gösterdi.

Tecrübeli oyuncu, hocasının kendisine elini uzatmasına rağmen oralı olmayarak yüzünü çevirdi. Belçika kampında, bir taraftarla tartışan emre’nin antrenman sahasını terketmesi sırasında hocasıyla arasında problem yaşanmıştı. emre’nin dün geceki tepkisi ikili arasındaki sorunun geçmediği şeklinde yorumlandı.
"

Maçı seyretmeme rağmen bu bölümü görmemişim. Gerçi bunun neresi haber? Haber olması için tersini yazması gerekirdi! Kariyeri boyunca kişilere, olaylara, kurumlara olan kin, nefret ve öfke bitmek bilmiyor adamdaki..

"Fenerbahçeli" milli futbolcu Emre Belözoğlu.. Yıllardan bu yana gündemde kalmayı bir şekilde başarabilen, kariyerinin kalan kısmında ne yaparsa yapsın sportif açıdan baktığımızda kendini bitirmiş bir...

Yazamadım, uygun bir kelime bulamadım, siz doldurun bu boşluğu.. "Topçu" mu dersiniz, "futbolcu"mu, "sporcu" mu yoksa başka bir şey mi, siz bilirsiniz..

Antalyaspor'la oynanan lig maçında da İspanyol gazetecileri çileden çıkarmıştı. Onun karakterini ve davranışlarını masaya yatıran Canal Plus yorumcuları, hakemler ve rakip oyuncularla sürekli tartışan emrenin, hem kendisine hem de takımına zarar verdiğini söylemişlerdi. Maçı yayımlayan Canal Plus televizyonu, 90 dakika boyunca sahadaki futbolu bir kenara bırakıp, bol bol Süper Lig’deki şiddeti ve emrenin hareketlerini tartışmışlardı. Castillano, emrenin de sürekli bağırıp çağırması için “Aman Tanrım, bu ne biçim karakter. Böylesine kaliteli bir oyuncu nasıl olur da durmadan hakemle ve rakip oyuncularla tartışır, ortamın gerilmesine yol açar” ifadelerini kullanmıştı. Hakem Bünyamin Gezer'in emre belözoğlu karşısında aciz ve sessiz kaldığına da dikkat çeken Canal Plus yorumcuları, Antalyaspor maçında bu oyuncunun tek bir kart görmeden karşılaşmayı tamamlamasının inanılmaz olduğunu vurgulamışlardı.

E biz de şöyle yazmıştık o maç yorumumuzda: "Maç boyunca her pozisyonda hakemle ve rakipleriyle kavga eden, her gergin ortamın içinde yer alan, buna rağmen maçı sarı kart görmeden tamamlayan emre belezoğlunu da ayrıca tebrik ediyorum."

Adamların bu sporcumuzu (!) tanımaları için ligimizi takip etmelerine hiç gerek kalmamış, bir maçta anlayıvermişler bu eşsiz futbolcumuzun nasıl bir "topçu" olduğunu.. Ama olaya spor gözüyle bakmak lazım görmek için, sarı lacivert değil..

Yaptıkları yapacaklarının teminatı olan milli futbolcumuz, fenerbahçe gazetesinin 75. sayısına röportaj vermiş ve Ali Sami Yen’de oynanacak rövanş maçında gol atmak istediğini dile getirerek "Kimseye şirin görünme, cici çocuk olma çabam yok. Olduğum gibi davranan biriyim. Önümüzdeki maçta hocam görev verirse, Galatasaray’a gol atarak ’gerçek fenerbahçeli’ olmak istiyorum” diye konuşmuştu. Asaleti şirinlik sanıyor!

Bugüne kadar nasıl bir "sporculuk" sergilediyse, bundan sonra da aynısını sergileyeceğinizden şüphemiz yok zaten. "Ahde vefa" gibi asil bir duygunun yanından bile geçemeyen, kendisiyle dahi kavgalı, söylemlerinin aksine fenerbahçe taraftarına şirin gözükebilmek adına her taklayı atmaya çalışan bir cambazın bu söylediklerinde şaşıracak bir şey görmüyoruz.

Ama o zaman hemen arkasından şunları da söylemişti, unutmadık:

"Son dönemde agresif davranışlardan uzak durmaya çalışıyorum. Artık daha dikkatliyim. Dışardan aldığım tepkilerden, ailemin ve eşimin eleştirilerinden sonra bu davranışlarıma çeki düzen vermeye başladım”

Gerçekten de artık oldukça durulmuş (!) olduğunu fark ettiniz değil mi? E artık boğaz kesme işareti yapmıyor, hakemleri dövmüyor di mi? Aslında o çok masum (!) da herkes onun üzerine geliyor!

Her hafta ayrı bir vukuat. Tribünlere yaptığı hareketler, spor yazarlarına "kol böreği" ikramı, İsviçre maçında yaşanan rezaletlerdeki başrolünden sonra ligimizde de hemen her hafta hakemlere küçücük böceklermiş gibi muamele, rakibe kasti girmeler, herkesle kavga etmeler, hakemin eline vuracak kadar şımarık bir ruh hali.. Konuşurken yaptığı mimiklerine kadar yakışıksız bir duruş..

Mesela Diyarbakırspor maçında o kadar üzerine gelmişlerdi ki, maçın daha başından itibaren hakeme sürekli elle-kolla fırça atmak, rakipleriyle dalaşmak, hızını alamayıp Musa'ya orta sahada arkadan kasten dirsek atmak zorunda (!) kalmıştı.

Ama mikrofonu uzattığınızda artık agresif davranışlardan uzak durmaya çalıştığını, davranışlarına çeki düzen vermeye başladığını söyleyecek kadar da kör ya da alemi sersem sanıyor. Dalga geçiyor ya da.. Şaka gibi!

Kariyerinin kalan kısmında en mükemmel topu oynasa ne olur ki bu saatten sonra? Öyle bir durumda çocuklarımıza emre belözoğlunun ne kadar büyük bir sporcu (!) olduğunu mu anlatacağız?

Gerçek fenerbahçeli olduğunu söylüyor.. İyi ki Galatasaraylı değilmiş.. Onun gibisini hiç tanımadım, görmedim, duymadım..

Bazen fenerbahçenin maçlarında onu kaptan olarak görüyorum ya, keyfimi anlatamam..

Fenerbahçeliler onu sahada kaptan olarak gördüklerinde mutlu oluyorlar mıdır acaba?

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..