Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '07

 
Kategori
Sinema
 

Ab - ı Hayat ya da The Fountain

Ab - ı Hayat ya da The Fountain
 

Bu bloğu ve bundan önceki bloğumu taslak olarak kaydettiğim halde kaybolmuş. İnternet tehlizlerinde çöp olmuşlar :) İnat ettim yazıcam bu filmi.

The fountain anlam olarak Türkçeye çevrildiğinde aslına çeşme demek ama Ab-ı Hayat olarak ta çevrilebilir yani yaşam çeşmesi, yaşamın özü gibi.

Filmi tesadüfen almış ve izlemiş olduğumdan pek bir ön hazırlığım yoktu. Tek kelimeyle kendimi en sevdiğim lezzetlerin arasında bir rüyada uçarken bulmuş gibi oldum. Bir günde iki kere seyrettim. Yönetmene dikkatle baktığımızda karşımıza 35 yaşında bir dahi çıkıyor. Onu Pi ve Requem for a Dream filmlerinden yakınen tanıyoruz. Bu film konusunda da çok ısrar etmiş çekmek için. Altı sene almış filmi çekmek. Filmin başında bir sahne var ki Hugh Jackman yani esas kahramanımız rahiple karşılaşıyor. Tam anlamıyla mükemmel diyebileceğim bu sahne tam 15 milyon dolara mal olmuş. Çok güzel bir görsel ziyafet, harika bir replikle de tadından geçilmez bir hal almış.

Eğer fantastik / bilim kurgu türünün hem edebiyatta hem de sinemada vazgemeyenlerindenseniz ya da hayatın anlamı üzerine o çok bildik eski tartışmamızın bir daha üzerinden geçmekten hoşlanacak felsefi ilginiz varsa sakın kaçırmayın. Filmi birinci seyredişimden sonra Ekşi sözlükten hemen baktım kimler neler yazmış diye. Filmi seyrettikten sonra ayrıca muhakkak okumanız gereken bilgiler var. Ben burada yazdıklarımın çoğunu oradan öğrendim ama farklı başlıklar olduğundan hepsini yazamıyorum isim isim. Sonra oturdum ikinci kez bir daha izledim. İnsanlar nelere dikkat etmişler, ben de her şeyi gördüğümü sanmıştım. Bir daha, bir daha baktım. Geri aldım, bir daha dinledim.

Diyelim ki filmi izlemeye başladınız, beğenmezseniz bırakın. Çünkü tıpkı ekşi sözlük te yazılan gibi bu filmi ya beğenirsiniz ya da hiç beğenmezsiniz.

Yönetmen Darren Aronofsky. Evet dostlar bence yeni bir kült film doğdu ve biz kült filmlere daha çok imza atacak bir dahinin belki de en güzel filmine tanıklık ediyoruz daha çok şeyler göreceğiz inşallah bu adamdan. Diğer iki filmde harikaydı çünkü.

Bir buçuk saat boyunca tam bir rüya aleminde görüntülerle başbaşayız. Rachel Weisz gerçek anlamda pamuk prensese benzemiş bu filmde :) Hugh Jackman rolünü -ya da rollerini- çok güzel kotarmış. Bu rol önce Brad Pitt e teklif edilmiş ama kabul etmemiş. Bence Hugh Jackman tam oturmuş.

Filmin konusundan bahsetmiyorum hiç. İzlemek isteyenlere tam bir sürpriz olsun hatta okumasınlar da başka yerlerden. Filmin replikleriyle ve konusuyla ilgili yeni bir blog yazacağım. O zamana kadar seyredin.

Tekrar ekşi sözlükten bir alıntı. Evet bu kesinlikle bir hikaye değil. İlk defa bir yönetmen adeta bir şiir çekmiş. Evet şiir.

Filmi seyrettikten sonra görüşmek üzere.

Fotoğraf: http://thefountainmovie.warnerbros.com/
 
Toplam blog
: 23
: 1920
Kayıt tarihi
: 17.09.06
 
 

1979 Hamburg doğumlu. İstanbullu ama artık orda yaşamıyor. Okumayı kitapları hep sevse de bu özelliğ..