Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '18

 
Kategori
Güncel
 

ABD "Haddini" Bilmelidir...

Cumhuriyet Halk Partisi’nde kurultay çağrısının akıbeti hâlâ belli olamadı. Partililer arasında bile ne kadar sayı toplandığı doğrultusunda bir mutabakat yok. Muhalif kanadı oluşturan CHP’liler farklı rakamları telaffuz ederken, parti merkezi çok daha farklı rakamları telaffuz ediyorlar.

Gerçekten de bu kaşıkçı kavgası hem CHP’sine, hem de Türkiye’ye hiçbir fayda sağlayamayacak. Şöyle iktidar tarafında yer alan gazetelerin köşeyazarlarını okusanız, ülkemizin kuruluşunda önemli hizmetleri olmuş bir partinin, nasıl tiye alındığını da görürsünüz.

Gerçekten de ben, kendi adıma, şuan için CHP’de yaşanan çalkantıya üzülüyorum. Neden Cumhuriyet Halk Partisi, hem yurtiçi gündeminden, hem de yurtdışı gündeminden kopup bir politika izliyor ve takip ediyor diye, üzülüyorum.

CHP’nin içinde bulunduğu yapısal durum ile, Türkiye’nin sorun bagajında biriktirdiği problemleri çözebilmesi olası mıdır? Daha kendi içlerindeki sorunları adamakıllı, sulh seçeneğini kullanarak, “rasyonel” aklı ön planda tutarak halledemeyen bir partinin, Türkiye’nin derinlikli sorunlarıyla mücadele etmesi, ülkemizin bu sorunları veya krizleri atlatarak, ekonomik büyüme ve kalkınma temelli daha müreffeh bir ülke mefkûresinde iddialı olabilmesi için orta veya uzun vadeli projeksiyonlar tayin etmesi mümkün mü?

Cumhuriyet Halk Partisi’nin, biran önce artık Türkiye’nin gerçek gündemine dönmesi gerekiyor. Ülkemizde ve dünyada farklı gündem maddeleri masalarda yer alırken, cumhuriyetimizin partisinin hâlen “koltuk kavgası” ile meşgul olması, halk kesiminde de CHP’ye olan bakışı olumsuz yönde belirlemekte.

***

Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’ye karşı takındığı hasmane tutumlar, ülkemizin dış siyasetini yeniden gözden geçirmesine neden olacak gibi.

Türkiye’nin ABD vatandaşı bir papazı/rahibi FETÖ örgütüne yardım ettiği gerekçesiyle tutuklaması ve nihayetinde “ev hapsine” karar vermesi, güya müttefikimiz ABD’nin kantarın topuzunu kaçıran açıklamalarına neden oldu.

Sanırım ABD üst aklı ve onun güdümündeki yöneticileri, Türkiye’nin Rusya ile olan ilişkilerini, İran ile olan ilişkilerini rahatsızlık edici bir düzeyde bulmakta. Hatırlarsanız, bir aralar Türkiye, Sn. Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanı olduğu zamanlarda izlediği politikalardan ötürü kamuoyumuzca çokça eleştirilmişti.

Hâlbuki, şöyle bir baktığınızda, Türkiye’nin çok yönlü bir dış politika izlemesi, çevresindeki komşu ülkelerle daha üst düzeyde diplomatik ve ticari temaslarda bulunması, çok ayaklı dış politika stratejisinin ilan edilmesi, “komşularla sıfır sorun” düsturunun takip edilmesi, pro-aktif siyaset yöntemlerinin çok yönlü versiyonlarının sergilenmesi, ortaya konacak vizyon çerçevesinde olumlu isimler ve yaratacağı intiba bakımından da etkileyici idi…

Evet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Amerika Birleşik Devletlerine boyun eğecek bir “muz devleti” değildir. Türkiye, ABD’ne ram olamaz. Türkiye, ayrıca, ABD’ne gebe de olamaz. Türkiye Devleti, kendi göbeğini kendi kesebilecek “devlet aklına” sahip olduğu gibi, kimi bölgesindeki devletler gibi “devletçik” de değildir. Türkiye Cumhuriyeti, her ne kadar eleştirilirse de eleştirilsin “hukuk devletidir”. ABD’nin ticari ve siyasi tehditleriyle, yargı makamlarının vermiş olduğu kararı ilga edebilecek bir başka siyasal karar içinde de olamaz.

Gerçekten de… Bence de…

ABD “haddini” bilmelidir…

 

 
Toplam blog
: 706
: 83
Kayıt tarihi
: 18.05.16
 
 

Ben, Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunuyum. Şuan için öze..