Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '11

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

ABD dişlerini gösterdi

“ABD'de Senato, para birimi yuanın değerini dolar karşısında suni olarak düşük tuttuğunu savunduğu Çin'i ticari olarak cezalandırmayı hedefleyen tartışmalı yasa tasarısını kabul etti.”

http://ekonomi.haberturk.com/makro-ekonomi/haber/678756-abd-senatosu-cine-savas-acti

Papazın dediğini yap, yaptığını yapma.

Siz, doların şu andaki değerinin gerçek değeri olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Bas doları, sür piyasaya, düşür değeri.

Bu olay bir ilk: Yani, 18. Yüzyıl Yanki çay partisinden sonra.

Kendi tarihlerini okumamanın bedelini Yankiler ağır ödeyecekler.

ABD bağımsızlığını kurarken, Fransızlar olmasaydı, görürdüm onları.

ABD’yi Çin’e karşı kim destekleyecek? Rusya mı? AB mi? Japonya desen, can derdinde. Kim kaldı geriye?

ABD-Çin çatışmasının 2010-2020 arasında olacağından emindim ama bunun 2011’de başlayacağından hiç emin değildim. (Tarih / olayların akışı giderek hızlanıyor.)

Bilmem ayırdedebiliyor musunuz?:

Dünyanın bütün çıkar ve açar yolları teker teker tıkanıyor, sırf inat yüzünden.

Sonuç ne olacak?

Kendim ettim, kendim buldum, krizi.

Avamlar, bu durumda daha kolay başkaldıracak. Onlar da, Fransa Devrimi’nde kralın Almanya’dan aldığı yardım gibisini yapacaklar, güçlerini birleştirecekler ve bu yalnızca sonlarını geciktirecek ama epeyi katliam yaşanır gibi.

Doğrudur, büyük bir tarihsel dönemin sonuna geldik ama başka bir sorun daha var: Biten büyük dönemler 3 tane filan ve başlayan büyük dönemler de 2 tane filan (küsuratı es geçtik).

Tamam yollar çatallanıyor ama tarihte trafik polisi yoktur, hangi yolun doğru olduğunu göstersin. Gelecek boştur. Yani, o vardır ve onda ‘kesinkes belirlenebilirlik’ gibi, bir mekanik determinist gelecekbilim işlemez, işlemiyor da. Ayrıca, yumurtayı çekiçle kırarken, çekicin yumurtadan kalan enerjisi, başka şeyleri de kırıyor tabii ki. O nedenle tarihte bilim, bazan ‘durup dururken’ gibi görünen bir biçimde, kafa üstü çakılıyor.

Buraya kadar tamam. Makro etkenler, artık sonul olguları sergilemeye başladı. Peki ama toplamları aslında 1’in tama yakın kesrini oluşturan küsurat (2. – 10. Dünya, marjinaller, ayrallar, vd, vb) ne yapacak?

Tamam, garibim deliler, zaten dünyayı şeşi beş görüyorlar.

Ara şerh: Tarihte yeni saptanan bir biçimde, Osmanlı’da cephede en önde, akıncıların da önünde, deliler varmış. Adları deli, kendileri deli değil, savaşçı; ordunun nizami giysilerine, hatta savaş biçimine sahip değillermiş. (Hani, 2. Dünya Savaşı’nda, ABD’nin Normandiya Çıkartması’nda kullandığı, ABD doğumlu Japonlar’ın, en ön safta savaşıp, şemsiyeli olarak, sahilde katır katır adam doğraması gibi.)

İşte bizim şeşi beş deliler muhtemelen, önümüzdeki savaşın en ön cephesinde, o mecazi delilerle aynı safa düşecekler. (Nedense, birden aklıma ‘Sana Gül Bahçesi Vaad Etmedim’ geliverdi.) Es. (Sanki, ben de dahil.)

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..