- Kategori
- İstanbul
Ada İstanbul
Zaman zaman oturup düşünür, senaryolar üretirim kendi kendime..Bazılarının utopik diye niteledikleri düşüncelere inat, süslemeye çalışırım senaryolarımı.."Neden olmasın?" sorusunu sorarım karşı çıkanlara..
Yarım yüzyıl serüvenli Avrupa Birliği (AB) maceramıza baktığımızda bir çok farklı yorumlarla karşılaşırız.. "AB bizi kesinlikle almaz, oyalıyor... AB kapımızı çalacak, bize muhtaç.. Türkiye'siz AB düşünülemez, eninde sonunda üye olacağız"...şeklinde konuşulur hep, bilirsiniz..
Amerika, dünya haritası üzerinde kendine özgü enlem ve boylamlarını belirler, komplo senaryoları üretir ve hayata geçirmeye çalışır..Bu nedenle bütün dünya ülkelerini mahallesi gibi görür.. Muhtarlarına yaptıramayacağı yaptırımlardan söz etmek mümkün değildir..Ülkelerin sosyo ekonomik yapılarına göre takvim belirler, -amiyane tabirle- kıvama geldiğinde elde etmek istediği herşeyi gerçekleştirir..
"Kanalİstanbul" Projesi bir AB Projesidir. Dolayısıyla ABD Projesidir..Bunun tersini kimse söyleyemez..Zira Projenin adı duyulur duyulmaz yabancı yatırımcıların ilgi göstermesi gerçeği doğrulamakta dır..
Acaba İstanbul'u, iki yarım ada, bir ada şeklinde bölecek olan Kanalİstanbul Projesi ile hayalini kurduğumuz AB üyeliği mi gerçekleşecek?..Başkent İstanbul'a taşınarak sadece "Ada İstanbul" üyeliği mi söz konusu olacak?
İster utopik deyin, ne derseniz deyin..