Adalet Hak Değil Hak Etmek

Şu “hak” konusunda kafam iyice karışık, bizim bazı haklarımız varmış; niye ki? Doğarken beraberinde bir küp altın getirdiysen ne ala. Ne hakkı ne görevi! Üryan geldim, geldiğim yere borcum yok, bu dünyadan da alacağım yok, çalışıp kazanıp yaşayacağım.

Bir haktır tutturmuşlar… İnsanların hakları varmış, çalıştı kazandıysa vardır. Dünyayı isteklerimize göre dizayn edersin, hak dediğin buysa tamam.

Yazılarımı bilinçli olarak dağınık yazıyorum. İnsanlar ne dediğimi anlamaya çalışırken ne dediğimi anlasınlar diye. Her şeyi net söylerseniz okumalarına gerek kalmaz.

Tabi bu uyduruk hak kavramının bir de sahiplerine eşit dağıtılması var ona da adalet demişler.

Bu arada söyleyim benim herhangi bir hakkım yok, yaşadığım hayatla haklılığım ortaya çıktıkça ve adıma alacak doğdukça bir haktan bahsedeceğiz.

Bu arada “söyleyim” kelimesi benim ifade tarzım. Konuşurken “söyleyeyim” demiyoruz yazarken niye diyelim.

Adalet kapitalistin kapitali hak etmesi… Çalışarak ya da bir şeyler yaparak kazandığınız şeyler sadece hakkınızdır. “Ben niye şu kadar kazanamadım” senin sorunun. “Engellendim” dersen işte o adaletin sorunu.

Kerim Korkut’a itiraz şu yönde: Başarılılar hani dünyanın yarısını alırlarsa kalan yarısında kalan milyarlarca başarısız nasıl yaşayacak? Haklı bir talep, dünya herkesin, birilerinin değil, kazanıp hak etseler bile. Zenginler dünyayı almadıklarını, artı değer ürettiklerini söylüyorlar.

Hak ile hak etmek farklı, hak var olan(ya da birileri tarafından verilen) hak etmek çalışıp kazanmak. Kapitalist kapitali hak ediyorsa bitti. İnsan hakları demeyelim de yaşadığımız dünyanın(hayatın) yasaları.