Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '08

 
Kategori
Güncel
 

ADD siyaset okulu

ADD siyaset okulu
 

Kuvvet Komutanı


Atatürkçü Düşünce Derneği Kadıköy Şubesi 04 - 13 Şubat 2008 tarihleri arasında Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Yerleşkesi'nde Genel Başkan emekli Orgeneral Şener Eruygur yönetiminde bir panel düzenlemiş.

Panelde konuşan Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği (USİAD) Genel Sekreteri Birol Başaran, "Hukuk dışına çıkılacak günler geliyor diye düşünüyorum. Bazı durumlarda hukukun askıya alınmasında bir zarar yoktur diye düşünüyorum." demiş ve devam etmiş:

"Atatürk'ün hukuka bağlı olması için padişahın huzurunda selam durması gerekiyordu. 'Ben padişahı tanımıyorum' dedi. Hukuk dışına çıktı. Ama ülkesini kurtardı. Hukuk ilkelerine saygı duyulması gerektiğini düşünenlerin affına sığınarak, ben öyle düşünmüyorum. Ülke dara düştüğü zaman, hukuk dışına da çıkılır diye düşünüyorum..."

"Orduyu çağıralım, ordu darbe yapsın falan... Şu anda zamanı değil. Niye zamanı değil? 5 yıl boyunca AKP hükümetinin bütün vatan hainliğini ve ülke satmasını gördükten sonra ülkeyi tekrar şu anda elimize alırsak, krizi elimizde buluruz. Böyle bir problem var. Lütfen bu yüzden... Türk ordusu biraz kenarda dursun, o ne yaptığını bilir..." şeklinde bir konuşma yapmış

Sonra başörtüsü tartışmalarına da değinmiş, "Türban konusunda tüm sivil demokratik haklarımızı kullanarak elimizden geldiğince direnelim. Ama krizi bu adamların ellerinde patlatıyor olmamız lazım." demiş.

Tabi sohbet bu kadar fütursuz olunca, aklı selim sahibi bazı ulusalcılar bu sözlere tepki göstermiş. Bunun üzerine ADD Genel Başkanı Şener Eruygur mikrofonu alarak, "Lütfen karşılıklı konuşmayalım." diyerek söze girenleri uyarmış.

Konuşmacı Birol Başaran da bu itirazlara karşı, "Ben kendi görüşlerimi söylüyorum. Siz de kendi düşüncelerinizi söylersiniz." savunmasını yapmış. Bu konuşma, Şener Eruygur olmak üzere tüm salon tarafından dakikalarca alkışlanmış. (1)

"Mış" dediğime bakmayın haberi aldığım kaynaktan video olarak ta izledim. Bakalım ulusal basınımız bu önemli konuşmayı haber yapacak mı diye çok bekledim. İşine gelen haberi, saat başı tekrarlayan medyamız bu haberi sanırım hiç görmedi. Yoksa ben mi kaçırdım!

MGK' da askerlerin yapacağı konuşmaları bile, bir gün önceden öğrenen görsel ve yazılı basınımız, bu konuyu nasıl atladı bilmiyorum. İnsan kendi kendine konularını, ilgililerden önce medyanın öğrenip haberleştirdiği bir kurum, "acaba ne kadar güvenlidir" diye düşünmeden edemiyor. Konumuza dönelim.

Hadi adamın hukuk dışına çıkmayı caiz görmesi, darbe arzusu, anlaşılabilir diyelim. Eğer rakibinizi kurallara uygun bir karşılaşmada yenemiyorsanız, zamanla şikeyi meşru görmeye başlarsınız. Dürüst bir davranış olmasa da bütün hırslı insanlarda benzer duygular vardır.

Fakat bu kadar vatansever birisi, "şu anda (ülkeyi ele) alırsak krizi elimizde buluruz" pişkinliğine nasıl soyunur? Çözümü olmayan insan, nasıl iktidara talip olabilir? Niçin hazıra konmak ister? Risk alamayacakların yönetimde ne işi olabilir? Demek ki, bu konuda mücadele edenlerin derdi, millet ve onun sorunları değildir. Kendi ihtiraslarıdır.

Ordu yönetime el koyup, iktidarı beyefendiye sunmadan önce de, "kriz adamların elinde patlıyor" olmalıymış. Bu nasıl bir zihniyettir ki, devlet yönetimine taliptir? Kriz şimdiki iktidar partisinin elinde patlayınca, bunun zararını milletin çekeceğini düşünmeyen adamların iktidarından korkunuz!

Doğrusu bunları söylemek için sadece hukukun değil, aynı zamanda akıl ve mantığın dışına da çıkmak gerekir. Anlaşıldığı kadarıyla bu panelde, hukukun yanında akıl, mantık ve izan gibi değerler de askıya alınmıştır.

Acaba yukarıdaki panelde yaşananlar, " Başkanlığım süresince 1926 yılında yüce Önder Atatürk’ün kurduğu bir Cumhuriyet kurumunu yönetmenin bilinciyle hareket ettim" açıklamasıyla görevinden ayrılan, Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Erdoğan'nın haberi kadar önem taşımıyor muydu? (2) İki gündür, bu kişinin görevden alınmasıyla ilgili kaç haber, yorum dinlediğimin hesabını şaşırdım.

Dün akşam USİAD, Genel Sekreterleri Birol Başaran'ın, konuşmasında maksadını aştığını duyurmuş. Ulusal basın olayı haberleştirmediğinden olacak, özür beyanını da(sanırım) vermedi. Duruma ve adamına göre tavır. Ne kadar ilginç değil mi? 411 el kaosa kalkınca haber, darbe isteyince na haber! Çok yaşa sen ulusal basın emi!

(1)- İstanbul, Zaman 6 Şubat 2008, Cumartesi
(2)- http://www.milliyet.com.tr/2008/02/18/son/sonsiy34.asp?prm=0, 4245656569

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..