Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Eylül '08

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Adın "Ramazan Bayramı olsun" kriz senin!

Adın "Ramazan Bayramı olsun" kriz senin!
 

Dünya ekonomileri ABD'den başlayan kriz ile çökerken, Türkiye'yi yönettiğini sananlar, bayramın adı ile uğraşıp ümmed-i Muhammed'e vaaz veriyor: "Bu bayramın adı şeker değil ramazandır. Tatil değil, bayramdır"

İşte krizin son boyutu: Yedi yüz milyar dolarlık kurtarma yardımı ABD meclisinde reddedildi.

Şimdi ne olacak?

Eğer, önümüzdeki bayrama "şeker" değil de "ramazan" derseniz biz bu krizi atlatırız.

Sonra bakınız, TV'de gösterilmekte olan dizi filimlerde aşk var da evlilik yok! Bu ne ayıptır, bu ne utanmazlıktır? Eğer, dizilere evliliği yerleştirir ve hattâ bir de dini nikâh da kıyılırsa bizim için çok çok iyi olur. Bu sayede ABD'den tüm dünyaya yayılan krizi yenmiş oluruz.

Bir de Türkü vardı anımsar mısınız?

"Alçaklara kar yağıyor, üşümedin mi?

Sen bu işin sonunu düşünmedin mi?"

Bütün finans kuruluşlarını, bankalarını, iletişim sektörünü ulusal olmaktan çıkarıp, yabancı sermayeye satarken, bizler "Yapma, etme, bu işin sonu kötü. Yarın birgün kriz patlar bu adamlar topladıkları mevduatları yurt dışına kaçırır, iletişim ağını da onlara verirsen bütün haberleşme ağın kilitlenir haber alamazsın, iletişim kuramazsın" demedik mi?

Biz bunları söylerken, yazarken vatan hainiydik de, sizler büyük vatansever miydiniz de bizi dikkate almadınız ve bizleri "dinozor" ilân ettiniz?

Aklın yolu birdir. Vatanın bütün kaleleri işgâl ediliyor ve en acısı içerdekiler de bu işgâle yardımcı oluyorlarsa buna karşı çıkmak bütün vatanseverlerin vatani borcudur.

Hadi bakalım şimdi çıkın işin içinden. ABD, kendi finans kuruluşlarını kurtarmak için yedi yüz milyar doları vermiyor. Yabancılara sattığımız, yabancılara ortak ettiğimiz bankalarımız şimdi ne yapacak?

1- Bir kısmı kepenk kapatacak

2- Bir kısmı da mevduatlarını yabancı ülkedeki merkezine "kredi" adı altında gönderecek.

Her iki durumda da ve özellikle ikinci durumda kaç milyar doların yurt dışına çıkacağını bilebiliyor muyuz?

Bizi yönetenlerin haberi yok ama, iç piyasada esnaf kan ağlıyor. Dükkânını, tezgahını, atölyesini kapatan kapatana. Tarım bitti, çiftçinin durumu esnaftan beter. Piyasaya YTL sürülmediği için alım gücü sıfır. Enflasyon azar diye parayı çekip, tüketimi azaltmak ve bunun sonunda enflasyonu düşürmek, birçok Afrika ülkesinde kendiliğinden uygulanan bir modeldir. Orada da bir çok ülkede enflasyon "sıfır"dır. Çünkü, bir çok Afrikalı'nın cebinde harcayacak parası yoktur. İşte, bizdeki durum da böyledir. Üretimi arttırıp enflasyonu düşüreceğimize, tüketimi azaltıp enflasyonu düşürüyoruz.

Şimdi, Allah aşkına eğri oturup, doğru konuşalım: Ey orta ve küçük ölçekli esnaf, tüccar. Ey bankasında üç-beş kuruşu olan vatandaş. Enflasyonlu yaşam daha iyi değil miydi? O günler de hareket de vardı, bereket de vardı. Herkes yaşamından memnundu.

Siz siz olun "Enflasyon düştü" yalanlarına inanmayın. Bu, Türkiye'de emeğin daha ucuza sömürülmesi için ortaya konmuş bir oyundur. Temel gıda maddelerinin yılda % 200'lere varan fiyat artışını, elektrik, su, doğalgaz gibi yaşamın olmazsa olmaz temel maddelerinin % 150'lere varan fiyat artışlarını görmeyen, okumayan, hissetmeyen var mı?

Peki, niyet ne?

Niyet, enflasyon düştü palavralarıyla sermayeye emeği çok ucuza sunmaktır. Bunu destekleyen, yani sermayeye ucuz emek sunmayı destekleyen bir başka unsur ise milyonlarca işsizdir. Şunu diyorlar: "Ya en az ücretle çalışırsın, ya da çeker gidersin. Dışarda senin yerine en az ücrete çalışacak milyonlarca insan var."

Eveeet! İşte kapitalizmin çöküşü huzurlarınızda.

Borsanız çökerken, ülkedenizdeki döviz çuvallarla yurt dışına çıkarken, dolarınız tavan yaparken, birçok finans kuruluşu kapılarına kilit vururken, işsizler ordusuna yeni neferler katılırken...

Siz hâlâ "Bu bayrama şeker değil ramazan bayramı deyin" diye ortalıkda dolaşıyorsınız...

Bu halkın zil takıp oynamasına az kalmıştır.

 
Toplam blog
: 278
: 3275
Kayıt tarihi
: 26.05.07
 
 

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdum. Bir daha da Kadıköy'den ayrılmadım. İstanbul Üniversitesi, Ede..