- Kategori
- Müzik
- Okunma Sayısı
- 712
ADSO’nda "Mistik Sesler" ve Orhan Ahıskal

Amerika’da yaşamakta olan Ayşe Önder(1973-) tarafından bestelenmiş olan; “Mistik sesler” adlı yapıtın, ‘Dünyada ilk seslendirilişi’ni gerçekleştirdi Antalya Devlet Senfoni Orkestrası, bu haftaki konserinde.
ADSO konserini AKM Aspendos Salonu’nda gerçekleştirdi.
Eserin adının Mistik Sesler olmasını; “Benim Doğulu varsayıldığım Amerika’da, kültürümüzden gelen tınıları; bilinçli ya da bilinçsiz müziğime yansıtmamdır” şeklinde açıklamış Önder.
Orkestrayı yöneten Şef Sıdıka Özdil Gardner, kendi alanından olan bu çağdaş yapıtı dikkatli ve başarılı yönetti. Özdil Gardner, uluslararası alanda seslendirilmiş eserleri olan bir (besteci) müzik insanımız.
Mistik Sesler’de Soprano Esra Çetiner de görev aldı.
İlk seslendirilişlerde doğal olarak eserin bestecisini arar gözler. Hatta sahneye davet edilir, ya da dinleyici onu bekler. Ancak bestecimiz yoktu, eserinin ‘ilk seslendirilişi’nde. Ya davet unutuldu ya da ABD de yaşıyor olmasından, gelmesinde bir sıkıntı yaşanmış olabilir.
Ara verilmeden konser programının ikinci eserine geçildi.
Solist sanatçı, ünlü kemancımız Orhan Ahıskal’dı. Konser sahnelerinde pek sık seslendirilmeyen E.W. Korngold(1897-1957)’un Keman Konçertosu’nu seslendirdi. Anımsayamadığım, pek de tanıdık gelmeyen bu konçertonun kaydını bulup dinledim. A.S.Mutter bunlardan bir tanesiydi, kayıtlardan bilgilenmiş oldum.
Konser için AKM’ne girdiğimde ilk olarak yoğun kalabalık göze çarpıyordu. A.Ü. Devlet Konservatuvarı’nda öğretim üyesi de olan solistimiz Orhan Ahıskal’dan, vefasını esirgememişti Antalyalı sanatseverler.
1945 Yılında bestelenen bu eserin, kemanın tüm teknik zorluklarını içerdiği belirtilmiş konser notlarında. Böyle ayrıntılar not edilen Korngold Keman Konçertosu’nu, solistimiz Orhan Ahıskal çok güzel seslendirdi.
***
Değerli gazeteci Doğan Hızlan'a öyküneyim biraz:
Blogu cumartesi öğle saatlerinde, TRT-2 Televiyonu’nda yayınlanan ‘Konser Salonlarından’ adlı programda CSO konser kaydı eşliğinde yazdım. Bir yandan blogumu yazdım, bir yandan da M. De Falla(La Vida Breve ve Üç Köşeli Şapka'dan bölümler) ile Rodrigo (Aranjuez) eserlerini içeren bu konseri dinleyip/izledim.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
Bu blog Editör'den Öneriler alanında yayınlanmıştır

...çok teşekkür ederim inceliğinize davetinize ...dünya çok küçük olmayacak şey de yok can sağ oldukça ...kısmet...Emine öğretmenimiz başımızın taçlarından ...kalemi yüreği insan ....tekrar teşekkürler böyle seçkin paylaşımlar için.Saygılarımla...
Nil ALAZ 26.02.2010 17:57- Cevap :
- Her zaman kapımız açıktır bilesiniz Sayın Alaz. Emine öğretmenim de dilerim görür bu notları. Tekrar selam ve saygılar. 26.02.2010 22:30
...alıp götürüyor bizleri dinledikçe ...Rodrigo dediniz mi içim yine bir farklı sızlıyor dinlerken asla bıkmayacağım eserlerden. İlgi ile okudum yazınızı benim bu tür etkinliklere katılma imkanım yok netten bulduğum kayıtları ve sizleri takip ediyorum ...Çok teşekkür ederim bilgilendirmenize paylaşımınıza ...Saygılarımla....
Nil ALAZ 26.02.2010 16:38- Cevap :
- Merhaba Nil hanım, önce belirteyim; eğer Antalya'ya yolunuz düşerse bir cuma akşamı, kaç kişi olursanız olun ADSO konserinde konuğum olabilirsiniz. Yazılarımın izlenmesi, okunması elbette çok güzel ve teşekkür etmem gereken bir durum. Rodrigo'yu gündemimize Supcin öğretmenim taşıdı. Eh, o duygu yoğunluğu da artarak devam ediyor demekki. Sağolun, teşekkür ederim. Selamlar, saygılar. H.H.Dulun 26.02.2010 17:14
"Mistisizm" denildiğinde belleğimizde oluşan Mevlana'nın Felsefesi’dir...Mevlana yaşadığı coğrafya üzerindeki kültürel sosyal değişim ve gelişimden etkilenmişliğin getirisiyle,aşkla, tutkulu bir şekilde içselleştirdiği duyguları müziğin armonileriyle evrenselleştirmiştir... Ayşe Önder'in "Benim doğulu varsayıldığım Amerika'da,kültürümüzden gelen tınıları;(....) söylemi; yaşam sürecinde yaşanılamamış veya yaşanılmış, büyüleyici, tılsımlı duyguları "mistik sesler" ile yansıtması daha önce ki, yıllarda yaşadığı coğrafyadaki etkileşmelerin ürünü diye düşünüyor...Sizinde bildiğiniz gibi Doğu Felsefesi "mistik" eserlerle iç içedir.Ney Kudum ve Vurmalı Çalgıların "mistik" müzikte yeri çok ayrı olsa da, Kemanın ve piyonunun yeri de yadsınamaz.Klasik müziğin prensi ve prensesi olan,kemanın,piyanonun tınıları;insan ruhunu zaman tünelinde yolculuğa çıkıyor.Bu güzel paylaşımınıza teşekkürlerimi iletir.Orhan Ahıskal'ın,seslendirdiği E.W. Korngold,keman konçertosu'nu merak ettim; ed
Zaman Tüneli 24.02.2010 15:08- Cevap :
- Samsun'daki müzik dostuma merhaba. Önce adınız şaşırttı, sonra blog habercim. Çünkü, 8-9 aydır çalışmıyor, habercimde kayıtlı arkadaşlarımın yazılarından vaktinde haberdar olamıyordum. Dolaysıyla sizin Mevlânâ'nızı da okudum elbet. Haberdar oldum ama, son günlerde yaşanan toplumsal sorunlar, ruh halimi olumsuz etkiledi. Kolum kalkmıyor, derler ya aynen öyle oluyor. Güzel notlar eklediniz bu bloguma da. Keman-piyano eserleri, o iki enstrumanın kombinasyonu ile doyumsuz tadlar sunan tınılara dönüşür. Ben de size teşekkür ediyor, selam ve saygılar sunuyorum. H.H.Dulun 25.02.2010 9:58
Geç saatte yazdığım için olsa gerek. Zerafetle düzelttiğiniz için teşekkür ederim. Ayrıntılar çok önemli tabi ki anlam tamamen değişiyor. Dikkatsizliğim için özür diliyor, saygı ve selamlarımı iletiyorum.
Yaz Hamra Aydemir 23.02.2010 10:17- Cevap :
- Sorun yok öğretmenim. Ben zaten anladım demek istediğinizi. Sadece konuya vakıf olmayan bir okurun farkedebileği düşüncesiyle not düştüm. Nezaketinize teşekkür ederim. Selamlar, saygılar. H.H.Dulun 23.02.2010 10:44