Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '08

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Afet sonrası için hazırlıklı olmak gereği!

Afet sonrası için hazırlıklı olmak gereği!
 

Afet için bizim hazırlığımız ne durumda?

Çin’in Shiuan eyaletinde meydana gelen 7.9 şiddetindeki depremin verdiği zarar ve can kaybı, bana yıllar önce yaşadığımız körfez depreminde bizim yaşadığımız acıları hatırlattı.

Biz de bir deprem ülkesiyiz.

Bazılarımız korku nedeniyle, bazılarımız da işlerine gelmediği için her ne kadar kulak ardı etseler de, bilim adamlarına göre Marmara denizinin altında biriken gerilim nedeniyle eninde sonunda İstanbul ve yöresini etkileyecek bir deprem beklenmekte.

Akil insanlar: ‘’Afetten değil, hazırlıksız yakalanmaktan kork!’’ demişler.

Uygar insan planlı olur ve tedbir alır.

Başka yerlerde olan bu tür afetleri hep bir uyarı olarak değerlendirip, bizlere tedbir almamız için bir uyarı olarak değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Afet ülkelerinde kurtarma ve yardım çalışmaları ile ilgili aksaklıklar ve zorluklar, bize bir ders olmalıdır.
Çünkü biz her ne kadar farkında olmasak da, çevremize nazaran daha uygar bir toplum olduğumuzdan, bize tehditleri yok saymak, görmezden gelmek gibi bir tavır yakışmaz!

Geçmişte yine bu konuyu internette çeşitli köşelerde yazmıştım. Beni bağışlayın ama Çin depremi tekrar yazıp hatırlatma yapmaya zorladı beni.

Önerilerim öyle yerel yönetimlere yapıların güçlendirilmesi gibi finansal açıdan maliyeti yüksek olan bir konuda olmayacak. Bunu onlar düşünsünler.

Benim önerim afet sonrası neler yapılması gerektiği şeklinde zihinsel hazırlık yapmamız gerekliliği üzerine. Bunu maliyeti yüksek değil.

Bu bir plan çalışması ve afet sonrası için yol planı.

Bunu hazırlarken geçmişte bizim yaşadığımız ve başka ülkelerde meydana gelen afetlerde afet sonrası yaşanan aksaklıklar göz önüne alınmalı ve bir afet sonrası planı hazırlanmalıdır.

Belki kurumların elinde bazı planlar hali hazırda vardır ama içeriğinde aşağıdaki maddelerdeki aksaklıklara karşı tedbirlerin yazılı olduğuna şüpheliyim.


1. Olası bir afette ilk karşılaşacağımız sorun, bölgede ve çevrede kablolu ve hücresel telefon şebekesinin çökecek olmasıdır. Bu konuda halk önceden afet durumunda hemen telefonlara sarılıp sistemi yoğunluk yüzünden kilitlememesi yönünde uyarılmalıdır! Sonrasında ise en azından sivil koordinasyon kurulları haberleşmelerinde yerel FM radyo istasyonlarını ve TV kanallarını kullanabilmelidirler.
2. Ankara’daki hükümet 1999 depreminde olduğu gibi, günlerce suskun kalmamalı, önce ulusa seslenerek topluma moral vermeli; sonra da çabuk hareket edebilen, basiretli ve alışkanlığı gereği karar ve sorumluluk almaktan kaçan bürokrasiyi kamçılayabilecek bir üyesini, afet koordinasyonunun başına atamalıdır.
3. Afet bölgesine ulaşan karayollarının daha önceki afette olduğu gibi seyir meraklılarınca kilitlenmemesi için askeri kuruluşlardan süratle destek alınmalıdır. 99 depreminde, yerel polis kuvveti görevlilerinin öncelikle kendi ailelerinin yardımına koştuğu görüldüğünden, askeri güvenliğin insiyatifi kuvvetle gereklidir. Bu cümleden afet bölgesinin yağmacı, talancı ve hırsızlardan ve hatta insan tacirlerinden korunması çok önemlidir. Bölgeye dışarıdan mümkün olduğunca görevlilerden başka kimse sokulmamalıdır.
4. Çadırlar ve battaniyelerin yağmacıların eline geçip gerçek ihtiyaç sahiplerinin açıkta kalmaması için, bu malzeme kamyonlardan rast gele atılarak dağıtılmamalı; yardım ekipleri spor sahaları parklar gibi açık alanlara süratle çadır kentler kurup, afetzedeleri kayıt ederek çadırlara yerleştirmelidir.
5. İçme suyu ve seyyar tuvalet ihtiyacı öncelikli olarak planlanmalıdır.
6. Gıda maddeleri çuvalla ve paketle dağıtıldığında, çok kötü görüntüler ortaya çıkmaktadır. Bu durum geçmiş depremlerde yaşandığı gibi, son tsunami afetinde olduğu gibi TV’lerden tüm dünyaya yansımaktadır. Ayrıca körfez depreminde, dağıtılan erzakın bir kısmının marketlerde satıldığı hep hatırlardadır.
Bunların önüne geçmek için gıda yardımı ilk anlarda kumanya şeklinde, sonrasında ise aş evleri kurulup, yemek olarak verilmelidir... Daha uygar ve bize yakışacak uygulama budur. Japonya’da afet sonrası böyle yapılmıştır!

Duyarlı insanlara bu ve buna benzer konuları yerel ve merkezi yönetim birimlerine taşıyarak onların afete ne kadar hazırlıklı olduklarını takip etmelerini öneriyorum.

Uygar ve sorumluluk sahibi bireyler olarak bu insanlık görevimizdir!

 
Toplam blog
: 22
: 13682
Kayıt tarihi
: 25.08.06
 
 

Amaç hasbıhal. Sohbetinden uzak kaldığım dostlarla ve yazılarımı beğenen okurlarla görüşlerimi payla..