Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '07

 
Kategori
Dünya
 

Afganistan'da neler oluyor?

Afganistan'da neler oluyor?
 

afganistan


Geçen haftaki haberlere göre masadan kalktığı söylenen ama ismi değişse de asla masadan kalkmayacak olan ''Büyük Ortadoğu Projesi''nin en ortalarında yer alan bir ülkedir Afganistan... İran'ın doğu komşusu olan Afganistan güneyde Pakistan'la komşu ve petrol zengini Arap ülkeleri de batısında. Amerika Birleşik Devletleri'nin 2001'de saldırdığı Afganistan coğrafik olarak çok önemli bir noktada ve son haftalarda Afganistan ile ilgili haberlerin artması da bana hiç şaşırtıcı gelmiyor...

Afganistan'daki son durumu daha iyi anlamak için, tarihe bakmamızda fayda var. 19. yy. a kadar İranlılar'ın, Moğollar'ın ve Araplar'ın baskıları altında kalan Afganistan'a 19. yy. da ise Avrupalılar göz dikmiş. Uzakdoğu ile Ortadoğu arasında yer alan Afganistan, zenginlik peşinde olanlar için iştah açıcı bir bölge. 1919'da bağımsız olan Afganistan, 1933-73 arasında Kral Zahir Şah tarafından yönetilmiş. 1973'de ilan edilen Afganistan Cumhuriyeti'nde 1978'de darbe olmuş, ülkeyi yönetmekte sıkıntı çeken yöneticiler, Sovyetler'den yardım istemişlerdir. Böylece, Afganistan; Soğuk Savaş'ta kritik bir noktada yer almıştır. Mültecileri destekleyen ve ülkede radikal İslamcılar'ı destekleyen Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler'e karşı İran, Suudi Arabistan ve Çin'le beraber savaşmıştır. Dokuz yıl süren savaşı Sovyetler Birliği kaybetti, tahminen bir milyon Afgan öldü. Soğuk Savaş dönemi biterken, Afganistan, ABD'nin ''kendi kazdığı kuyuya düştüğü bir mekan'' oldu.

ABD, Rus işgaline karşı Afganistan'da radikal İslamcı Taliban'ı ve terörist El Kaide'nin tarafını tutmuştu. 1989'da Sovyetler'in Afganistan'dan çekilmesinden sonraki durumdan faydalanan Taliban, başkente ilerledi ve yönetimi eline geçirdi. Başıboş bırakılan El-Kaide ise saldırılarını Amerika Birleşik Devletleri'ne yöneltti. '90 larda bölgeden uzak duran ABD, Taliban'ın hareketlerine göz yummuştur. Afgan Sivil Savaşı'nda Pakistan ve Suudi Arabistan'ın da desteklediği Taliban, diğer taraftan El-Kaide'ye de destek olmuştur. İslam Devleti'ne dönüşen Afganistan'ın ABD'nin dikkatini çekmesi 11 Eylül 2001 saldırılarıyla mümkün olmuştur. El-Kaide'yi destekleyen Taliban'ın ülkesi Afganistan hemen işgal edilmiştir. 2001'in sonunda Afganistan'a giren ABD, Taliban'ı devirmiş ve savaşı hemen bitirdiğini sanıp Hamid Karzai'i de devlet başkanı yapmıştır. Teröristlerin karşısında bir türlü istikrarı sağlayamayan ABD, yetkiyi NATO'ya vermiş ama NATO'da istikrarı getirememiştir. Yaklaşık 5000 kişinin öldüğü Afganistan, yerle bir edilmiş, acilen kalkınmaya ihtiyacı olan bir ülke halindedir. Amerikalılar ''Hedef tam demokrasi'' dese de açlığa, fakirliğe demokrasi gelmesi epeyce zor gözüküyor.

Nüfusunun tamamı Müslüman olan Afganistan'da Amerika Birleşik Devletleri savaşı kazanamayacağını anlamış gibi gözüküyor. Birleşmiş Milletler'in ''insanı kalkınma endeksi''ne bile almadığı Afganistan, dünya eroinin %92'sinin üretildiği müthiş bir uyuşturucu pazarı haline gelmiştir. ABD'nin girip çıkamadığı bölgelerden biri olan Afganistan'ın yarısından fazlası yine Taliban'ın eline geçmiştir. ABD'nin Taliban'a karşı yine sıcak bir bakış içinde olduğunu görüyoruz. Afganistan'da insanların ölmesine göz yuman Amerika Birleşik Devletleri, Afganistan'ın batısında yoğunlaşan saldırılardan hiç şikayetçi değil. Öyle ki, İran'a saldırmak için fırsat kollayan Amerika Birleşik Devletleri, buralardaki saldırılan İran'a sıçramasından son derece hoşnut olur.

Diplomatik girişimlerin yoğunlaştığı Afganistan'a ABD ve İngiltere'nin ekonomik yardımları ise belli bir düzeyde tutulmaktadır. Buna karşılık, ABD ve İngiltere Afganistan'ı İran'a karşı kendi cephelerine çekmeye çaba göstermektedirler. Mevcut yönetim bu işe pek sıcak bakmasa da, iktidara getirmeleri durumunda Taliban'ın pek sıcak bakacağını düşünüyoruz. Öyle ki, İngiliz Daily Telegraph gazetesinin istihbarat kaynaklarına dayandırdığı habere göre, İngiliz gizli servisi yetkilileri, geçen haftalardan Taliban'ın üst düzey yöneticileriyle gizli görüşmelerde bulunmuşlar. Bir diğer olay ise, biri Birleşmiş Milletler üst düzey yöneticisi, diğeri AB'nin Afganistan'daki misyonunun başındaki yönetici olan iki kişinin ''Taliban'la gizlice masaya oturdukları'' suçlamasıyla sınır dışı edilmeleri.

Alman ''Die Zeit'' dergisine verdiği demeçte ''Biz El Kaide'nin yasadışı nükleer pazarını çökerttik...'' diyen ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ne kadar haklı acaba? ''Nükleer pazar''ı bilmem de El-Kaide'nin ''uyuşturucu pazarı''nın genişletildiği ortada. Diğer taraftan, Taliban'ın nüfuz bölgesinin genişletildiği de ortada.

Afgan halkı demokrasi için kayıplar vermeye devam etsin, ABD ve İngiltere'nin planlarında ''bölgeye demokrasi hedefi'' zayıflamış gibi duruyor. Radikal İslamcılar'ı destekleyen ABD, bölgenin istikrarsızlaşmasından rahatsız gözükmüyor ve projesinin ortasında yer alan bu ülkeye demokrasi dışı her türlü rejimin egemen olmasından mutluluk duyacak gibi gözüküyor...

 
Toplam blog
: 641
: 316
Kayıt tarihi
: 16.12.07
 
 

Bir uluslararası ilişkiler öğrencisinin gözünden dünya ve bonusu olarak da futbol... ..