Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '11

 
Kategori
Deneme
 

Ağlamak güzeldir

Ağlamak güzeldir
 

Ağlamak, ruhsal dengemizi bozan durumlar karşısında bir gerginlik boşalmasıdır. Sorunlu ve müteessir ruhların tedavisi gibidir, ferahlama gayretidir. Ağlamak akan gözyaşlarıyla beraber içindeki saklı kalmış üzgün, çaresiz, huzursuz duyguların dışarı taşmasıdır. Boşalmasıdır. Örtüsüdür acıların. 

Bazen beden kaldıramaz yaşadıklarını ve içinde fırtınalar koparan duygular akıp gider sessizce gözlerden. Bu mutluluktan da olabilir, hüzünden de. Her iki şekilde de ruhun ferahlamasıdır. Bazen canımız yanar, bazen başkalarının canı yanar, ama en çok da içimiz yandığında ağlarız. 

Bu sadece kadına has bir zayıflık da değildir. Aksine bilinse bile insan olma durumudur. İnsanca bir şeydir ve insan bütün zayıflıklarıyla, bütün duygularıyla yaşıyor, baş edemediği, yetemediği zamanlar da çok oluyor. 

Kelimelere dökülemeyen mutsuzluklarda dilin tutulup konuşamadığı zamanlarda yapılan en rahatlatıcı şeydir ağlamak. Beceremediğimiz zaman konuşmayı en çok akan gözyaşları dile getirir biriken sözleri. Acıyı söyler, korkuyu söyler, mutsuzluğu, huzursuzluğu ama en çok çaresizliği anlatır. Elden bir şey gelmeyince tanrıya sığınıp en çok da hastalıklarda en iyiyi dilemekten başka elimizden başka ne gelir ki. Sadece tanrıya teslim olmaktır bu da. 

Ağlayamayan ya da ağlamayı bilmeyen insanın ruhu sorunlu kalır bence. Bütün kirlerinden arındırır, dışarı sızdırır akan gözyaşları, en çok da yürek ateşini söndürür. 

Ancak müdafaa silahı yapmadan, çıkarlarına alet etmeden, arkasına saklanmadan, insanca yapılan gerçek ağlamalar bir duygu patlamasıdır gerçek insanda. Yalancı ağlamaların arkasına saklanıp istediğini yaptırmak için dökülen gözyaşları hislerden yoksun insanların işidir ve bir timsahın gözyaşları kadar hissiz ve etkisizdir. 

Ruhun temizliğidir ağlamak. Bir çeşit boşalma ihtiyacı. Belki içinde çaresizlik barındırır ama kendinden vazgeçmek değildir. Teslim olmak hiç değildir. 

Çaresizliktense eğer, elinden gelen her şeyi yapmışsındır, bütün yolları denemişsindir ama olmuyordur. O zaman çaresizce gözyaşların akar, doya doya ağlarsın belki sonuna kadar. Fakat gözyaşlarını siler yeniden yaşamına dönersin. Başını dik tutar döner arkanı gidersin. Sonu yalnızlık ta olsa, hiç eyvallah demeden, hiç yalvarmadan, teslim olmadan. Ruhunu yıkamışsındır, bir şeyleri kabul etmişsindir, bundan sonra kendi yaşamına bakacaksındır. 

Yenilmekse eğer sebebi, yalvarmadan, kendinden vazgeçmeden, gözyaşlarını saklamadan. Öylece yenildiğini anlayıp artık ısrar etmenin manası olmadığını anlarsın. Vazgeçersin, öyle bir vazgeçiştir ki bu bir daha geri dönüp bakmayı onuruna yediremezsin. 

Mutluluktan da ağlayabilir insan. Yaşanan güzel şeyler yüreğine sığmaz, taşar, inanamıyorsundur, sonsuz şükürler edersin. Mutluluğun gözlerine yansır ve oradan taşar yüzüne. 

Ağlamak güzeldir, asildir. Doyumsuz sevinçler, kahreden kederler, çaresiz hastalıklar sebebi ne olursa olsun. Hayattır sonuçta bütün yaşananlar. 

Sezen’in şarkısına kulak vermek gerekir. 

Ağlamak güzeldir, Süzülürken yaşlar gözünden, Sakın utanma
Ağlamak öfke, delice nefret, Doruklarda aşk, doyumsuz sevinç, kahreden keder, Kısaca hayat ve birde nefesindir
Ağlamak, şu gelip geçici dünyada, Her şeye rağmen var olmak demek, Ağlamak, yaşayan binlerce duygu, İnsanca ve coşkulu güzell bir şeydir
Ağlamak senin, kara dünyada, Hala sevdiğin ve hissettiğin, Tüm güzelliğin ve çirkinliğinle var olduğundur. 

 

Şükran Demirtaş 

 
Toplam blog
: 249
: 3042
Kayıt tarihi
: 19.03.11
 
 

Doğup büyüdüğüm şehirde, İstanbul'da yaşıyorum. Emekliyim. Gezmeyi, görmeyi, keşfetmeyi sevdiğim ..