Ahtapot Paul,Çeşmeye geliyor...

Ahtapot Paul,henüz iki buçuk yaşında ;ama yüz on parmağında ,yüz on marifet...

İspanyanın şampiyon olacağını da bilerek tahminlerinde sekizde ,sekiz yaptı.

Paulün mazisi çok acıklı...

Almanyanın Öbürhausen köyünden,midye manyağı -Kocakafa Ahtapot Ham Hum Müllerin- en küçük çocuğu olan A. Paul,yoksulluk nedeniyle mektep yüzü görememiş;kahve köşelerinde İddia Bayilerinde, kumar düşkünlerine tahminler yaparak yaşamını idame ettirmekteydi.

Beni her gördüğünde,mahcubiyetinden kafası kıpkırmızı olur;sekiz elini -kolunu nereye koyacağını bilemezdi.

Sebebini sorduğumda ,hep tahsil yaşamını yarıda bırakmanın ezikliği içinde olduğunu, kafası kızararak anlatırdı.

Dün kendisini aradım...Çok meşgul olduğunu söyledi.

Kendileriyle gecenin ilerleyen saaatlerinde ancak Facebookta buluşabilmiştim.

.........

Paul:- Merhaba abicim...Nasılsın ?..Kusuruma bakma; malum Dünya Kupasında adımız çıktı dokuza, inmez sekize...

Ben:-Ne kusuru kardeşim,senin gibi şöhretli bir dostum olmuş ne güzel...Eeee nasılsın bakalım...Paraları nerde yiyecen lan ?..Heh heeeee...

Paul :-Abi anamdan doğduğum günden beri bana tahmin yaptırıyorlar.Eller gibi sevgilimi kollarıma sarıp şöyle bir gezemedim.Parası batsın bu işin...Her yerim romantizma oldu.Afyon termalde bana bi yer ayırt abicim...Haftaya ordayım.

Ben :-Ayıp ettin Pol ;istediğin termal otelde yer olsun...Emret otelin tamamını kapatayım.Hatta Afyon gaymağı bile alırım sana. Haydi gel,burada ,romantik bir dizide rol alırsın...Kafayı dinlersin...Millet, Behlül ve Bihtersiz kalalı kafayı yiyecek.

Paul:-Bende para gani ağabey...Benim derdim başka...Aşıkım abi... Çeşmedeki sevgilim, Ahti Suzi için beste yaptım...

Dinle bak..

.......

Her gece özledim seni kollarıma alıp da sarmak

Sarmaşdolaş sarılıp , kördüğüm olmak...

Pol sana gurban; sen Pola gurban ...

Ömrümüzün dolmadan son demi...

Suzan Suzi...Suzan Suzi ..Seni gidi, seni gidi...

.........

Ben:- Yeter Pol...Dayanamayacağım...Çok acıklı ...Acele gel ;Suziyle seni başgöz edelim...Seneye ya nasip olur; ya olmaz...

Paul:-Abi herşeyi tahmin ettim de hangi gün öleceğimi bilemedim...Ah bilemediiimmm...Sekiz elimde bir kadeh içiyooor...İçiyoruumm...

Ben:- Vaay gardaşim benim...Afiyyet olsun...yarasın...Yahu Pol hazır gelmişken sana sorayım...Ne olacak bu Fenerin hali ?..

Paul:- Onu ben bile bilemem...Organize,Aziz işler bunlar...Ama gelecek sene şampiyon kim olacak ?..Sor...Canımı ye...Söyleyim...dükkan senin...

Ben:-Anladım Pol...Bunu sonra paylaşacağız tabiii...Artık geç oldu...Gözümden uyku akıyor.Seni haftaya İzmire bekliyorum...Afyona da gideriz...Çeşmeye Suzinin yanına da gideriz...Hoşça kal..

Paul:- Tamam abicim ;tüm kollarımı kaldırıp sana hoşça kal diyorum...Bu arada duvardaki resimler,tavandaki avize yere iniyor...Önemli değil...Mühim olan Suziye olan aşkımız..Öf üleeeyynn ööööff...

..........

İçim parçalanarak çevrimdışı oluyorum...

................

Haftaya Paul geldi...Suziyle söz kestik...Çeşmenin beş yıldızlı havuzlarında ,tüm ahtapot arkadaşlarıyla Çökertme bile oynadılar...

Nişanlısıyla Afyona termale giden Ahtapot Paulun romantizmaları iyi oldu...

Otel yetkilileri,onu bandoyla karşılayıp fahri hemşehrilik plaketi verdiler.

Hatta devletin kolu uzun diyen hükümet yetkilileri, çok uzun kollu olan Paule,mecliste kıyak bir danışmanlık verdiler.

POLNAR isimli bir reyting araştırma vs.anket şirketinin yönetim kurulu başkanı oldu.

O, şimdi referandum sonuçlarını bilmek amacıyla, havuzda hergün üç seans antreman yapıyor.

Nefesi kuvvetli hocalar tarafından Paulun ömrünün 20 yıl uzatılması için çalışmalar, meclis proğramına alınmış...

Dün aradım...Randevu alamadan kabul edemeyeceğini söyledi...

Eh...Ömrü uzun;düğünü güzün olsun...

Paule artık karada ölüm yok...Denizde bilemem...