Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '09

 
Kategori
Felsefe
 

Ak ışığın halüsinasyonları

Ak ışığın halüsinasyonları
 

Bakalım bu düğümü kim çözecek...



Ak ışığın halüsinasyonları

Ak
sandığım bir ışık aydınlattı yolumu.
İlerledim, çekinmeden…
Üstyelik nereye varacağımı bilmeden.
Bir duvarın önünde sona erdi yol,
Işık bir kapıyı gösterdi, geçtim içeri.
Sıcak hava, ağaçlar, kuşlar, çiçekler, çimenler…
Güzel görünüyordu her şey.
Yürüdüm dalları aralayarak ağaçların altında.

Küçük bir derenin kenarına uzanmak geldi içimden.
Önce ayaklarımı soktum suya umursamayarak.
Daldan kopardığım ayvaya sapladığım çöplerle su çarkı yaparak.
Çatallı iki sopayı saplayarak toprağa,
Arasına yerleştirdim çarkımı dönmesini bekleyerek.
Dönmesini seyre daldım bir süre…
Benim sandım dönen çarkı
Ellerimle kurmuştum ya…
Döndükçe çark, büyüleniyordum
Hem de ayvayı yediğimi fark etmeyerek…

Önce bir kelebek kondu çarkın çatalına,
Peşinden bir yusufçuk.
Pervane gibi kanatlarını oynatışını izledim.
Kafası kadar gözleri vardı.
Bir diğeri geldi yanına, kanatlar indi kalktı
Ve sonra birlikte uçtular dere boyunca aşağı doğru.

Ağaçta kuşlar ötüyordu…
Bir ispinoz  göğsünü kabartarak öttü.
Bir diğeri cevap verdi,
Aynı dala gelmekte gecikmeyerek.
İspinoz dereye doğru alçalarak dalış yaptı,
Dala döndüğünde ağzında ki pervaneyi gördüm.
Hala kuyruğunu kıvırmaya çalışıyordu.
Kuşun vahşi mutluluğuydu izlediğim,
Pervanenin canı bahasınaydı yaşattığı…
Diğer ispinoz hamle yapmakta gecikmedi kıvrılan kuyruğa.
Şimdi her iki kuşun da gagasında bir parça pervane vardı.

Dalga dalga geliyor…
Birinci, beşinci, onuncu dalga.
Bilmem kaçıncı dalgada sıraya konmuşuz,
Kontenjan ayırmışlar bize, hem de rüşvetsiz...
Her dalga bir şeyler götürmekte güvenli sahilimizden.
Aslında yokmuş çaresiz pervaneden farkımız.
Birinci dalga, kumları aşındırmaya başladı kıyımızdan.
Diğer dalgalar, sazlarımızı sökmeye başladı birer birer.
Artık konacak yer de kalmamaya başladı,
Biz pervane hükmünde olanlar için...

Her sabah bir ispinoza gebe...
Gagalanmak an meselesi…
Kim bilir kaç yerden gagalayacaklar,
Kaç parçaya bölecekler, can almadan önce.

Günahkârdı pervane ışığa koştuğu için.
Günahkârdı sazdan saza konduğu için.
Günahkârdı, dönen çarkı görmediği için.
Günahkârdı akan suyu uyur sandığı için.
Günahkârdı pervane… Nutku okumadığı için.

Bir ışık yakıldı zannettik yolumuza.
Saf saf gittik, aydınlık sanarak, görünen karanlığa.
Soramadan girdik içeri, gösterilen kapıdan…
Dönüşün olmadığını hi düşünmeden…
Her kapanan kapıyla ardımızda,
Biraz daha çaresiz kaldık itildiğimiz dalgalarda…
Kuzuların çaresizliğiydi yaşadığımız,
Belli ki sonumuz kasapta bitecek…

İspinozlar doymuyor…
İspinozlar pervane arıyor…
İspinozlar dalga dalga geliyor.
İspinozların yedikçe iştahı açılıyor…

Sessiz, sahipsiz pervaneler,
İştahını azdırıyor yerli Salazar’ların.

 
Toplam blog
: 193
: 1045
Kayıt tarihi
: 01.08.07
 
 

Bilecik doğumluyum. Emekli Eğitimciyim. Ankara'da ve yazları Kuşadası'nda yaşıyorum Günlük uğraşl..