Ak koyun kara koyun; AKP kararı

Mahkeme'nin başkanı kararı okumak için kürsüye gelirken, yakasına bir gül koymuş gibi, yüzüne çok hafif bir gülümseme oturtmuştu. Son anda olan komik bir şeye gülmediyse bu bir mesajdı; parti kapatılmamıştı. Arife tarif gerekmez.

Karara, bendeniz memnun oldum. Çünkü Türkiye'nin gerçek demokrasiye kavuşması için ve çağdaş bir devlet ve toplum yolunda ilerleyebilmesi için, AKP'nin açık kalması gerekiyordu. Açık kalmalı ve halkın oyuyla politikaları yanlışlanmalıydı.

Bu, Akp'yi illa sandıkta yenme hırsından değil. Ya da, seçimle gelen illa seçimle gider savrulmasından da değil, çünkü pekela başbakan da suç işleyebilir, bir parti suç odağı haline de gelebilir. Benim dileğim, AKP'nin bu boyutta suç işlememiş olma olasılığı idi.

AKP'nin ülkemize, demokratik ya da çağdaş devlet açısından ilerici ve eşik atlatıcı bir katkı sunması ideolojisi gereği imkansızdır. Belli zaten varolan yollarda ilerleyebilir, ama bir dönüşüm kazandıramaz. Tam tersine, toplumda dini yaşantıyı ve düşünmeyi hakim kılarak demokrasiden uzaklaştırır.

Eğer gerçekten özümsenmiş bir demokrasi ve çağdaş topluma kavuşacaksak, bu, Akp gibi anlayışların, halkın bilinçli oyuyla reddedilmesinden geçmektedir. Evet, karara memnun olmamın nedeni budur, çünkü, bu süreç, mahkeme kararıyla bir kesintiye uğramamıştır.

İkinci olarak,
Başbakanın karardan sonraki konuşmasında dikkat etmişsinizdir, hala, "Ak Parti hiçbir zaman laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmamıştır" dedi.

Adam, mahkeme karar verdiği halde, suç işlediğini kabul etmek istemiyor, bunu suç işlememek niyetine mi yorsak acaba?

Ya da hala bildiğini okuyor diyebiliriz. Bu ise şu demektir, "biz bildiğimiz yolda devam edeceğiz."

Ki bildiklerini okumaya devam edeceklerdir, belki daha temkinli, daha minimal, ama varlık nedenlerinin ne olduğu bellidir. Bakalım, sokumlarını ne kadar küçültebilecekler ve bir fil bir ağacın arkasına nasıl saklanabilecek?