Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '10

 
Kategori
Siyaset
 

AKP Anayasa taslağı ve Pamukova tren kazası

AKP Anayasa taslağı ve Pamukova tren kazası
 

Nima Faez / İran


04 Haziran 2004'te alel acele hizmete sokulmuş, altyapının yetersizliği nedeniyle taşıdığı riskler gündeme taşınmış olduğu halde, 7 Temmuz 'da Sakarya Pamukova'da 37 kişinin ölümüyle sonuçlanmış, ve pek çok haber kaynağının 'hızlandırılmış katliam' ya da benzeri başlıklarla verdiği olayı hatırlayacaksınız. Makine Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi aşağıdaki başlıkla bir bildiri hazırlamış:

"Pamukova Tren Kazası “İmaj” Uğruna Yol Açılan Bir Katliamdır"

Bu başlıktaki imaj kaygısı tespiti doğrudur. O dönemde, bunun bir an önce ve kısa bir süreyi içeren zaman dilimi içerisinde yetiştirilmesinin özellikle istendiğini hatırlıyoruz. Bu kazayı gerçekleştiren elbette makinist idi, vesile neden ise, teknik durum idi, ancak daha gerisinde, bütün bunların altında yatan fail neden, önce siyasal ve sonra da idari bir baskıydı.

Ama olay tabiki kapanıp gitti. Bunun gerisinde yatan siyasal ve idari baskıların, bu katliamın gerçekleşmesindeki etkisinin incelenmiş olmasını herhalde düşünemeyiz bile. Oysa gerçek namuslu bir toplumda bunun tersi düşünülemez olmalıdır.

Aynı aceleciliği, siyasal ve idari baskıyı şimdi de kısmi anayasa taslağı üzerinde görüyoruz. Alel acele bir ayda hazırlanmış bir taslak, mutlak bir mutabakat içermesi gereken bir konuda, siyasete dayatılıyor, siyaset neyse de, halka dayatılıyor. Bu kadar önemli bir konu, halkın, 'evet' ya da 'hayır' diye dilinin ucunda mı olmalıdır, içinde sayısız unsur barındıran bir konuda, halk nasıl tek bir 'evet' ya da 'hayır' demeye zorlanabilir?

Bu iki olay, AKP hükümetinin 8 yıllık iktidarının biri başındaki diğeri de sonundaki iki örnek olay. Aradakilerin de bundan hiç farklı olduğunu sanmıyorum. Alel acele, uzlaşma olmadan, hırslarla hareket eden, kendinden başka herkesi kötüleyen, suçlayan, kurumsal derinliği, entellektüel inceliği olmayan, yalapşap uygulamalar, diretmeler, çatışmalar, kavgalar, kendisinden başka kimsenin ahlaklı olmadığı, dürüst olmadığı, bir şeyden anlamadığı, kötü niyetli olduğu anti demokratik, sivil diktacı bir yaklaşım.

Aylardır Kürt açılımı demokratik açılım deniyor, seçim barajının kaldırılmadığı ya da teknik bir makul seviyeye indirilmediği bir seçim demokratik olabilir mi, böyle bir uygulama Kürt açılımı, demokratik açılım ile tutarlı olabilir mi? E, sen, haketmediğin temsil yetkisine sahipsen ve demokrasi borazanlığı yapmaya çalışıyorsan, neden kaldırmıyorsun?

Ülkenin, bu dayatmacı hükümet anlayışından bir an evvel kurtulması gerekiyor. Hiçbir sorun dayatılarak çözülemez. Ülkeyi bir kişinin kişisel hırsına ve önyargılarına teslim etmemek lazım. Sekiz yıldır ülkede olan biteni harekete geçiren büyük ölçüde bu kişisel hırstır.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..