AKP.... Kendi evlatlarını yiyen parti!

Halk arasında çok bilinen bir söz vardır: "Her devrim, önce kendi evlatlarını yer! " Muhakkak bilirsin bu sözü sen de.

1969'da Rahmetli Erbakan'ın kurduğu Milli Selamet Partisi'yle başlayan " Türk Siyaseti'ni islamlaştırma, Türkiye'de siyasal islamı hakim kılma Hareketi " Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP'si sayesinde, zafere ulaşmak üzere; malesaef ki.

Ülkemin tüm aydınlık güçleri hep birlikte kış uykusuna yatınca! meydan, siyasi islamcılara kaldı işin doğrusu...

Ve siyasetin, ve tarihin o kara kuralı yeniden işlemeye başladı... Benim için utanç verici de olsa, Türk Siyaseti'nde AKP Devrimi'ni yapmayı başaranlar; nicedir kendi evlatlarını yemekle meşguller!

Milli Görüş dergahında yetişen, AKP'nin kurucu kadrosundan, davaya baş koymuş, Refah Partisi ve AKP hükümetlerinde uzun süre bakanlıklar ve başbakan yardımcılığı da yapmış, ilkeli, dürüst, yüksek profilli bir politikacı olan Abdullatif Şener; şimdilerde nerede? Haberi olan var mı? Herhalde bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışıyor olmalı... Şener'in, AKP'nin neden olduğu yolsuzluklar ekonomisine isyan ettiği için partisinden ayrıldığını; Türkiye'de bilmeyen, duymayan var mı?

Görev aldığı AKP hükümetlerinin en başarılı bakanlarından Kürşat Tüzmen, neden ortalarda yok? AKP'nin en parlak siyasetçilerinden Kürşat Tüzmen de, AKP'nin devlette aşırı kadrolaşmasına isyan etmişti. Sağlık sorunları bahane edilerek parti içi tüm görevlerinden uzaklaştırıldı... Şimdilerde çekildiği köşesinden Türk Siyaseti'nin halini üzüntüyle izliyor olmalı...

AKP içinde en düzgün siyasetçi modellerinden olduğunu düşündüğüm, bakanlık yaptığı dönemlerde son derece başarılı işlere imza atan, eski Kadın ve Aile ve Milli Eğitim bakanlarımızdan Nimet Çubukçu ( Baş ) nerede? Bir dönem AKP vitrinin en parlak siyasetçisi, ne oldu da, bir anda ortalıktan kayboluverdi? Sayın Baş, meclisteki alt komisyonlardan birine başkanlık ederek dolduruyor şimdilerde siyasi ömrünü...

Recep Akdağ... AKP'nin elde ettiği siyasi başarının, Binali Yıldırım'la birlikte baş mimarlarındandı...

Türk Sağlık Sistemi'ni büyük ölçüde adam etti. Bugüne kadar kimselerin diş geçiremediği doktorlara,  " Tam Gün Çalışma " koşulunu kabul ettirmek üzereydi... Bakanlığı döneminde başlatılıp yürütülen " Sigarayla Mücadele" kampanyasında kazanılan başarının, dünyada bile eşi ve benzeri yok. Türkiye, Akdağ'ın çalışmaları sayesinde, Dünyada sigarayla en iyi mücadele edilen ülke seçildi... Peki bunca başarılı işe imza atmış Akdağ nerede? Yok! Kimbilir hangi parti içi hesaba, kim bilir hangi siyasi entrikaya kurban edildi?

Ve Binali Yıldırım... AKP'de, başbakandan çok daha başarılı bir siyasetçi... Ulaştırma Bakanlığı'nı Türkiye'nin en kurumsal bakanlığı haline getirdi... PTT Bank, onun ekibinin icadı... İDO tamamen onun eseriydi... AKP'nin en Ciddi, en tutarlı, en güven veren, en çalışkan bakanı... Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en uzun süreyle ve aralıksız olarak görev yapmış Ulaştırma Bakanı olması; onu tüm siyasi tartışmaların dışında tutuyor. Telekominikasyon alanındaki başarılarını anlatmam içinse, ayrıca bir yazı yazmam lazım...

Ancak AKP'de, adına en çok üzüldüğüm bakan da, sayın Binali Yıldırım; ne yazık ki. " Peki neden? " derseniz... Anlatayım efendim.

AKP'de ne zaman bir politikacının, bir bakanın yıldızı biraz fazla parlasa; görünmez bir el; tutup yakasından, paçasından; al aşağı ediyor o insanı... Bunu sayın başbakana yaranmak isteyen dalkavukları mı organize ediyor yoksa sayın Erdoğan mı kendi partisinde birilerinin kendisine rakip olmasından, kendi seçtiği adamların kendisine alternatif görülmesinden, kendisini gölgede bırakmasından hazzetmiyor? İşte işin orasını, ben de tam olarak çözemiyorum doğrusu...

Ve Binali Yıldırım için gerçekten çok üzülüyorum. Çünkü elde ettiği onca başarı, partisi asla cezasız bırakılmayacak! Erdoğan sonrası AKP'nin başına en yakışacak adam; kim bilir hangi sudan ucuz siyasi komploya kurban edilecek? Kim bilir, hangi abuk subuk gerekçeyle onca hizmeti görmezden gelinecek? Bunları ben değil, AKP'nin geçmişte en başarılı olmuş evlatlarına reva gördüğü muamele söylüyor!

Ben onu, bunu bilmem arkadaş! Tarihin, siyasetin kara kuralı yine, yeniden işliyor. Bir devrim, yemeye  kendi evlatlarından başlıyor! AKP Devrimi, kendi evlatlartını yiyor, hatta yok ediyor! Türk Siyaseti, AKP sayesinde, vefasızlık sanatına  dönüşüyor! Bir parti, onu var edenlere, sayısız başarılar  kazandıranlara ihanet ediyor! Ne yazık!

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.