Çözüm ve barış süreci- 6

(ABD + TÜRKİYE + İMRALI ) ORTAK YAPIMI BİR İLERLEME RAPORU...

Ama bazıları bunu Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 12 Ağustos 2005'de Diyarbakır'da yaptığı konuşmaya bağlıyor; kimileri "Türkiye'ye özgü bir model" diyor; kimileri de Öcalan'ın düşünceleri sanıyor...

Benim düşüncem ise, bloğumun başında vurguladığım gibidir..

Bu ortak yapın başroldeki aktörü  ABD, Öcalan'ı Kenya'da yakalayıp Türkiye'ye göndermekle asıl görevini yapmış ve bu teslimatta, "Öcalan'ın idam edilmeme" koşulunu koyarak da, sürecin demokratik yollarla çözümünün gerektiğini vurgulamıştır.

ABD, aslında bu işi daha önceden planlamıştı. Daha önceki bloglarımda da belirttiğim gibi, ABD, Türkiye topraklarında PKK'nın bir devlet yapısı kuramayacağını anlayınca, bu yapının kurulacağı adres olarak Kuzey Irak'ta adresini vermişti...Bu nedenle de, PKK'yı önce "terörist" ilan etmiş ve arkasından da "PKK'nın tasfiyesi" için Bağdat'ta Irak ve Türkiye'yi bir araya getirerek bir "üçlü mekanizma toplantısı" toplantısı yapmıştır

İşte, Öcalan'ın, Suriye'den çıkarılması ve Kenya'da yakalanarak, idam edilmemek koşulu ile Türkiye'ye teslim edilmesi, bu üçlü mekanizma toplantısının bir gereği olmuştur...

Amerika, bu suretle üzerine düşen görevi yapmış ve çözümün ayrıntılarını PKK ile Türkiye'ye bırakmıştır...Bu işte kullanılacak enstrümanın da "silah" değil; "demokrasi" olduğunu söylemiştir..

MEDYANIN DİLİ İLE, "PKK LİDERİNİN İKİNCİ YOL HARİTASI"...Bana göre Başbakan Erdoğan'ın "2005 YILI YOL HARİTASI'NIN KOPYASI"

Biraz geriye dönelim...

Öcalan, söylendiğine göre 156  sayfalık yol haritasını, avukatları aracılığıyla  15 Ağustos 2009 günü İmralı Cezaevi yönetimine verdi. Ancak cezaevi yönetimi Disiplin Kurulu, bu mektubun  "devletin menfaatlerine aykırı olduğu ve terör örgütü propagandası içerdiği"  gerekçesiyle dışarı çıkarılmasına izin vermedi...

NOT- 1 : Başbakan, bu yol haritasının aslını 2005 yılında Diyarbakır'da açıkladığı zaman da aynı medya, olumlu ve olumsuz yorumlar yapmıştı; hatta olumsuz bulanlar, Başbakanı ve Hükümeti, "PKK işbirlikçisi" oldukları gerekçesiyle eleştirmişlerdi.

Ancak, bu yol haritası bir şekilde dışarıya sızdı; ya da birileri tarafından bilerek sızdırıldı. Her medya, bu yol haritasındaki bilgileri, olumlu ya da olumsuz görüşleri çerçevesinde yorumlandı..

Şimdi, Öcalan'a atfedilen şu 15 Ağustos açılımındaki  istekleri bir maddeleştirelim bakalım neler varmış?

1- Türkiye vatandaşlığı anayasada yer alsın,

2- Kürtçe, eğitim ve öğretim dili olarak kabul edilsin ve anayasada yer alsın,

3- Ateşkes devam etsin, koşulsuz bir genel af  ilan edilsin,

4- Akil adamlar, geçiş sürecinde inisiyatif alsın,

5- Siyaset yapma özgürlüğü önündeki engeller kaldırılsın. (Affedilen PKK'lılar dahil herkes siyaset yapma hakkına sahip olsun)

6- Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrit kaldırılsın,

7- Yerel yönetimleri güçlendiren demokratik özerklik kabul edilsin,

8- Çatışma döneminde işlenen faili meçhul cinayetler başta olmak üzere o dönemde meydana gelen olayları araştıracak "Hakikatler Komisyonu" kurulsun,

9- Koruculuk kaldırılsın,

10- Toprak reformu yapılsın.

Burada, bir tıklama ile bir önceki bloğuma bir bakın, bu ifadeler; Erdoğan'ın 2005 yılındaki Diyarbakır konuşmasında değindiği konulara ne kadar benziyor... 

Benzemesi de gayet doğal...Çünkü her ikisinin de çizdiği çizgiler, bloğumun başlığında değindiğim gibi, aynı kalemle(!?) çizilmiş de ondan...

Öcalan'a atfedilen bu "yol haritası" üç aşamalıydı ;

Birinci aşama : PKK'nın çatışmazlık ortamını kalıcı olarak ilan etmesi,

İkinci aşama : Hükümetin inisiyatifi ile TBMM'nin onayından geçmiş bir "Hakikatler Komisyonu" , halkla arasında mutabakat arayacak.,bir af önerisi ile  PKK yurt dışına çıkacak.

Üçüncü aşama : Demokratikleşme, anayasal ve yasal adımlar atılacak..

NOT- 2 : Günümüze kadar bu aşamalardan ne kadarının gerçekleştiği konusunda herkesin bir görüşü vardır sanırım...Benim görüşüm, %25 oranındadır...

Bu yavaşlığın baş nedeni bence, yeni bir anayasanın yapımındaki gecikmedir... Haki renkli iplikle dikilmiş ve zaman içinde yamaya yamaya artık yamanacak yeri kalmamış bu 30 yıllık elbiseyi artık sırtımızdan çıkarmalı ve yeni bir elbise ile insan içine çıkmalıyız. 

Öcalan'ın yol haritasından sonra neler oldu?

Bir sonraki blogda...

cdenizkent

NOT :Blog yönetiminden, bloğumda koyu ve italik harflerle vurguladığım yerlerin aynen çıkmasıdır. Teşekkürler.