Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Necmettin Rıfat Arman

http://blog.milliyet.com.tr/arman

18 Temmuz '13

 
Kategori
Siyaset
 

AKP'nin sonu mu?

Gezi direnişinden sonra sıkça dile getirilmeye başlanılan ve cevap olarak "İşte sonları geldi!" şeklinde noktalanan sorunun gerçek cevabı ne?.. Sosyal medyada AKP karşıtlarına göre gelişen jargon başka,yandaşların paylaşımları başka.

Birleşilen tek doğru, bu işin sadece gezide bulunan "Taşınacak ağaçlar" olmadığı...

AKP incelendiğinde, 80 ihtilalinin sonucu olan ANAP'la bir çok yönden benzeştiğini görüyoruz.Kadrolarına baktığımızda bu benzerlik daha da netleşir.

ANAP dört eğilimden söz edip,ülkede elde edilen mal ve hizmetler toplamını üç eğilim ve yandaşları arasında bölüşümünü organize etmişti. Dördüncü olarak ifade edilen "sol" sadece payanda görevi olan ama yeterli pay alamayan eğilimdi. "Benim memurum işini bilir", "Anayasa bir kere delinmekle bir şey olmaz" özlü sözleri, köksüz bir siyasi söylemden ibaretti ve yok oldu.

AKP de Türk siyasi hayatına bir tür koalisyon olarak girdi. Bu ortaklığa destek verenler "Milli Görüş" fikrini ve bu fikir etrafında birleşmiş olanları önemsemedi. Amaç yeniden toparlanan ekonomide ortaya konacak pastanın paylaşımıydı. 70 sente muhtaç bir ekonomiden yüzde yedi kalkınma hızına dış borçla erişmiş ve yine dibe vurmuş ekonomide, sıkıntıyı sadece geniş halk kitlelerine çektirmek, yine o halkın sırtından pastanın büyük lokmasını yemek savaşı başlamıştı. Okumuş yazmışlar  ile birlilkte birtakım solcular AKP'ye destek oldular. Paylaşımdan ne aldıklarını bilmiyorum. Büyük olasılıkla koskoca bir hiç. Biraz sırtları sıvazlandı, birazda pohpohlandılar o kadar. Kısaca pastanın kremasını yalayabildiler, kırıntısını bile yiyemediler. Aptal demeye dilim varmıyor, romantik desem başkaları alınacak, ben bi şey söylemiyorum. Payanda solcular yedikleri kazığın etkisinde günah çıkartıyorlar.

Siyasi iktidara vatan- millet söylemi ile gelinir,iş ülkenin parasal kaynaklarını dağıtmaya gelince ne vatan kalır ne millet önemli olan yandaşlıktır, bu da gerçekten illettir.

Para kazanma hırsının en iyi ilacı daha fazla kazanmaktır. Daha fazla kazanmanın iki yolu vardır. Zor olanı daha fazla çalışmak ve üretmek, kolay yolu ise sömürmek. Sömürü yeni biçimiyle paylaşım sırasında yapılır. Örneğin; ülkenin en zengin insanı ile en fakir insanı akaryakıta aynı vergiyi öder.

Her siyasi iktidar kendi zenginini yaratır. Atatürk sonrası tek parti iktidarı kendi zenginini yaratmıştır. Demokrat Parti'nin söyleminde "Her mahallede bir milyoner yaratmak" vardır. Adalet Partisi ve onun "Demokrat lideri","Vermeden almak allaha mahsustur" diyerek paylaşımın nasıl olacağını ilan etmiştir. O sonradan demokrat olarak nitelenen lider "Bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz" incisini diğer incilerinin yanına ilave etmişti. ANAP zenginlerinden virajı alanlar "Milli Görüş koalisyonu"na katılmışlar, katılmayanlar bertaraf edilmişlerdir.

Bu yazıda sözünü etmediğimiz halk ise bir başka yazı konusu...

Gelelim şu meşhur "Milli Görüş"e. Fikir ve eylem babası ne demişti? "Bu iş olacak ama kanlı mı olacak kansız mı olacak?"

Siyasi iktidarın genlerinde bu şiddet içeren fikir zaten vardı. Daha fazla sömürü ve keyfince paylaşım için gereken baskı gün geçtikçe toplum üzerinde kuruldu ve Taksim Gezi Direnişi'nde şiddete dönüştü.

Başbakan polis şiddetinin normal olduğuna inanıyor. Onun dünya görüşüne göre şiddet, eğer şartlar gerektiriyorsa normaldir. Eğitimi ve inancı koşulluda olsa şiddeti reddetmez. Önderlik ettiği aynı görüşteki kalabalıklar "Meydanlara inelim, vur de vuralım, öl de ölelim" sloganlarını çok rahat atabilmektedir. Garip olan bu kitlenin pasta paylarının sadece kırıntıdan ibaret olmasıdır. İnsanlık tarihinde bu tür kitle ve önder birliktelikleri hep olmuştur. Ancak Başbakan'ın bilmesi gereken en önemli gerçek, bu gün bu türde slogan atanların,yarın en önde onu terkedecekleri gerçeğidir.

AKP her siyasi oluşum gibi zaman içinde hata yapmış ve hatanın başkalarında olduğu rüyasını gerçek sanmıştır.

Son ve bence büyük hatasına gelince: Ülkenin iyi yetişmiş, dünya ile iletişim içinde, özel sektörün önemli pozisyonlarındaki genç beyinleri, sanatçıları, entellektüelleri karşısına almıştır. Bu insanlarla yolları kesin ve bir daha kesişmemek üzere ayrılmıştır. Artık en azından tek başına buyruk iktidar olma yolu kapanmıştır.

 
Toplam blog
: 35
: 289
Kayıt tarihi
: 14.08.12
 
 

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. Çalışma yaşamım DİSK dergisinde başladı özel..