- Kategori
- Şiir
Akşamlar senfonisi
netten alıntı
acıya yenilmeden/cabbarca
geçip toz duman yıkımın arasından
diğer akşamlar gibi, buna da alışacaksın
içinde bağıran korku /aslında
sönen renklerin belirsizliğiyle
geceyle gündüzün kavgasında kalan
zihninin, kötümser yanının oyunu
aşk sandığın kanmak
bir tavan arası ıssızlığı
ırakların görünmezliği
ve tadına varılmamış güneşin
ardından bir buz kesiği zemheri
göz gözü görmez aynı tipiye
kıskıvrak yakalanmadın mı bundan önce de
karanlığa düşen yol aynanda
hayatın yarınlarına kapanmadı mı kapıların
el sürülmeyen yalnız
meyvesiz bir ağaç gibi kalmadın mı
kumar oynamadın mı daha önce de sevda üstüne
ziyan zebil batmadın mı sonra boğazına kadar ihanete
güne çıktığın en son sefer
kurşun gibi ağır vedalar
bükmedi mi belini, yere yıkmadı mı seni
sus pus bakışlardan geçerken gözlerin
katmerlenerek birikmedi mi acılar
sırça fanustaki cılız aleve
bağlı değil miydi her zerren
kendi avazında ısınmadı mı yine için söyle
ürkek bir ceylân sureti gibi dursan da şimdi
kırılan parçalarını bir araya getirip
korkuyu yendiğinde
son bir çeltik atıp içinde büzülmüşlüğüne
hüzünden nağmeli akşamı çözüp
indireceksin yeniden güne
ve belki son akşam olacak bu
musalla taşına yatıracağın
(8 Şubat 2009)
Hâdiye Kaptan
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.