Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '12

 
Kategori
Siyaset
 

Al sana "sanatçı açılımı"..

Al sana "sanatçı açılımı"..
 

AKP'nin "Sanatçı açılımını" destekleyenlerin içinde beni en çok üzenler Sezen Aksu ve Şener Şen olmuştu.


Bu AKP Hükümetinin ve Eşbaşkanı’nın “Kürt Açılımı” konusunda geldiği noktanın ip uçlarını Habur Rezaleti göstermişti. (Tabi görmek isteyen gözlere)  

Neydi bu ip uçları?;

PKK’lı teröristler dağdan inecek, silah bırakacak, pişmanız diyecek ve ailelerinin yanıda iş güç sahibi olarak bundan sonraki hayatlarını devam ettirecek.

Başka ip uçları neydi?; Abdullah Öcalan ev hapsine alınacak, kısa bir süre sonra serbest bırakılıp siyasete atılacak ve hatta TBMM’ye bile girecekti. Kürtçe eğitim serbest olacak, Kürt Enstitüleri kurulacak (Ki kuruldu) Kürt halkının ABD istekleri doğrultusunda bölgede ikinci İsrail devletinin kurulmasındaki maşa rolü meşru hale getirilecekti.

Devletin valisi, müsteşarı, ve tüm yetkilileri ile esas duruşta karşıladığı ve kurulan çadır mahkemelerinde göstermelik olarak yargılanan,  “hakimlerin” “pişmanız diyin sizi serbest bırakacağız” ricalarına rağmen, “Pişman değiliz, bizi önder Apo gönderdi” diyen teröristleri affetmek ve serbest bırakmak zorunda kalan  AKP’nin Kürt açılımı konusunda ne kadar samimiyetsiz ve ABD istekleri ile bu işe giriştiği belli olmuştu.

Bu yüzden kıvırdılar ve “Demokrasi Açılımı” yalanına sarıldılar. Okyanus ötesinden gelen emirlerle “Kürt Açılımı” diye yola çıkanlar, bu kezde “Demokrasi Açılımı” yalanı ile bölge halkının körelmiş beyinlerine hitap etmeye çalıştılar.

Sadece bölge halkının mı, tüm Türkiye’yi bu yalanlara inandırmaya çalıştılar. Bu yalanların tutmadığını görünce   hemen çark ettiler ve işi daha da yukarlardan ilerletmeye, bölünme ve parçalanmayı daha kansız , daha satılmış ve daha çaktırmadan  götürmeye çalıştılar.

Evet Habur Rezaleti tutmadı. AKP’li yetkililerin ABD ziyaretleri rutinin dışına çıktı daha bir sıklaştı, yetmedi CHP’nin ziyaretlerini gördük, yetmedi BDP’liler huzura çıktı, yetmedi Barzani huzura kabul edildi, yetmedi Barzani Türkiye'de kırmızı halılarla karşılandı (Daha önce Özal yapmıştı) Devlet büyükleri tarafından en üst seviyede ağırlandı.

Komediye bak; Irak Başbakanı Türkiye'yi (haklı olarak) düşmanlıkla ve kendi içişlerine müdahale etmekle suçluyor, RTE ise hem Irak'tan ayrılıp Bağımsızlık isteyen Barzani'yi tanıyor hemde "Irak'ın toprak bütünlüğünden yanayız" diyor. Bizde bunu yiyoruz... Yiyenler var tabi ki.

Amaç ne?.

Barzanistan yani ikinci İsrail, yani ülkemizin topraklarının bir kısmını da içine alacak olan “Bağımsız Kürdistan”.

Tabi bu durumu da halkımız yemedi, AKP halkımızdan gördüğü büyük tepki üzerine çark etti . KCK operasyonları başladı. Bu çark edişi bu kez de ABD yemedi ve bölgedeki emelleri için bir başka planı devreye soktu. Daha önce 1970’li yıllarda “Yeşil Kuşak” projesi için kullandığı Hizbullah’ı devreye soktu ve bölgedeki AKP hegemonyasına karşı alternatif uşak olarak “Müslüman Kürtler Partisi’ni” kurmanın düğmesine bastı..

Elin gavuru aptal değil ya, çözüm üretmede üstüne yok.

Bu Habur rezaleti daha çok su götürür. ABD bu konuda gerekirse bir değil bir kaç RTE’yi bile gözden çıkarır.

Bekleyelim görelim.

Zaten yazımızın konusuda bu değil.

Son günlerde gündemi meşgul eden ve CHP’li “dostlarımızın”  (Süt zehirlenmeleri ve sanat konusunda) sıkışan AKP’ye koltuk değneği olması çabaları  sayesinde değişen gündem yüzünden (Gürsel Tekin’in istifası)  bir türlü ele alamadığımız ya da halkımızın dikkatini çekmeyen bir konu var. Tiyatrolarımızın özelleştirilmesi.

RTE’nin ve bir kısım AKP’li üst düzey’in sanata karşı olan tutumlarını biliyoruz.

İ.Melih Gökçek’in “Ben böyle sanatın içine tükürürüm” demesi ile başlayan ve  Kars’taki heykel’in yıkılması ile devam eden sanat düşmanlığı hızını alamadı, Tiyatro’ya saldırdı. Tiyatro camiasını kendi atadıkları bir kaç bürokratın eline teslim etmeye çalışan bu zihniyeti bizzat RTE “Bize mürebbiye muamelesi yapamazsınız” diyerek ortaya koydu.

Sonuçta bu hükümetin sanat ve sanata karşı olan tutumundaki kartlar iyice açığa çıktı. Sanatçıları baskı ve boyunduruk altına alıp kendi örümcek kafalarına göre sanat yaptırmak isteyen AKP zihniyeti bu sefer zor ve sert kayaya çarpmış gibi görünüyor.

Fakat bu zor ve sert kayanın en azından bir kısmı daha önce AKP’nin yaptığı “ Sanatçı Açılımı’nı” desteklememişlermiydi?.

Aklımıza bu soru geldi nedense?.

O zaman RTE ile kahvaltılı toplantılarda Kürt açılımına destek veren Lale Mansur’lar, Özcan Deniz’ler, Orhan Gencebaylar, Sırrı Süreyya’lar (Ki bu “kardeşimiz” daha sonra kartlarını açıp, safını dürüstçe ortaya koyarak BDP’den bağımsız milletvekili oldu), Şener Şen’ler, Metin Akpınar’lar, Hülya Avşar’lar, M. Ali Erbil’ler, Sezen Aksu’lar v.s.

Bu sanatçı camiasını tavlamak için bizzat RTE, neredeyse Doğu’dan bile daha “devrimci” olup, Nazım’a, Ahmet Kaya’ya, Yılmaz Güney’e hatta sonradan CHP’den milletvekili olan Sabahat Akkiraz’a bile sahip çıkmıştı.

Eee şimdi bu kadar "sanatçı", bu kadar “devrimci duruş” bu kadar "AB’cilik" bir araya gelince tabi ki bir kısım halkımızda bu “sanatçı” kardeşlerinin yanında, AKP saflarında oldular.

Günahı vebali kandıranların boynuna.

Geldiğimiz nokta ne?.

Bunu da RTE’nin ağzından dinledik bu gün. “Bunlar yarım porsiyon aydındır.”

Belki de hayatındaki en doğru laflardan birini etti RTE. Kendisine katılıyorum.

Sen senelerdir devrimcileri dinleme, her türlü açılımın bir ABD senaryosu olduğu iddialarına kulağını tıka, baskıları zulümleri görmemezlikten gel, Sanatın içine tükürülsün sesini çıkarma, heykeller yıkılsın sesini çıkarma, her türlü mahalle baskısını kınama, iş tiyatroların özelleştirilmesine gelince sanatçı olduğunu hatırla.

Yok öğle nağme.

Bunu da halkımız yemez tabi ki.

Halkımız gerçek sanat ve sanatçıların değerini verir, kimin nerede hangi saflarda olduğunu çok iyi bilir. O zaman direnen gerçek sanatçılar bu günde direniyorlar ve halkımızın yanındalar, halkımızda onların yanında.  

Yani halkımız helva demeyi de, halva demeyi de çok iyi bilir. ( Ankara’nın Haymana ilçesinde çok kullanılan bir söz)

Saygılar..

05.05.2012 

 
Toplam blog
: 243
: 760
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

1957 Kars doğumluyum. Emekliyim. Gazi Üniversitesi İİBF İşletme bölümü ön lisans mezunuyum. Yazı ..