Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Aldı mı gazı çıktım Lüleburgaz'ı

Biz hafta sonu Lüleburgaz’a gidiyoruz...

— Ne güzel Allah yolunuzu açık etsin...

— Yook, sende bizimle geliyorsun...

Cuma gecesi kayınvalidem mantı yapmış, eşim telefon etti, "Anneme gider miyiz" diye...

Böyle bir soruya kaç tane erkek "hayır" diyebilir ki?

"Evet" dedim ben de, akşam iş çıkışı eve uğramadan doğru kaynanama...

Teyzem de orada, (kaynanamın kız kardeşi)

Oklavalar çıkmış, hamurlar açılmış, kesilmiş. Kıymayı küçük hamurlarını içine sıkıştırıyorlar.

Hayırlı damat olaraktan içeri girdim, el öptüm, hal hatır sordum...

Masanın bir köşesine iliştim...

Deplasmandayım ya, kasap kedisi gibi oturuyorum. Soru sorulursa cevap veriyorum

—Nasılsın oğlum?

—Teşekkür ederim siz nasılsınız?

Aklıma gelmişken, 100 yaşına merdiven dayamış birde anneannemiz var. (Allah uzun ömür versin).

Pek sevişiriz kendisi ile...

Hani birçoklarının anneannesi ya da babaannesi "sürahi hanıma" benzer ya, bizimki de yürüyüş, oturuş, kalkış, konuşma, tıpkı; sürahi.

— Erken gelmişin bu gün beee

— Kış ya anneanne işler erken bitiyor...

— Haaaaa!

— Anneler ne yapıyo?

— (Aynı şehirde yaşıyoruz ama onları da en son Kurban Bayramında gördüm). İyi onlar da selam söylediler.

— İyi iyi...

İçinde bulunduğum atmosferi anladınız sanırım. Eşim, kaynanam, teyzem ve anneanneye karşılık... Tek başınayım... Korumasız ve çaresizim...

Dört kadın bir araya geldiklerinde karşılarındaki erkek ne kadar dişli olursa olsun, istediklerini yaptırır. Bu doğanın değişmez bir kuralıdır...

Mantı pişti, sarımsaklı yoğurtta yaptık...

Üzerine nane ve kırmızıbiber sepeledik...

Bu arada çay ocakta demleniyor.

Sohbetin ucu bana dokunmuyor, bu sevindirici...

Havadan sudan, oradan buradan derken...

Bir Lüleburgaz muhabbeti dönmeye başladı.

Teyze Edirne’de, kızı da Lüleburgaz’da oturuyor...

Önceden, Burgaz’a gitmeyi planlamış onlar...

Burgaz’a gitmek sorun değil, sorun olmamasına da kızın kocası ile (damat) benim kan uyuşmazlığım var!

Adam hem fenerli hem mucit!

En son yeni bir deterjan formülü buldu... Köşeyi dönecek yakında, biraz politik olabilsem ucundan bende sebepleneceğim!

— Ali bizi sen götürürsün değil mi?

Aptala yatıp, tavana boş gözlerle bakıyorum... Duymazdan gelmek en iyisi

— Ali Pazar günü işin var mı?

Önceden haberim olsa, bu kadar hazırlıksız yakalanmasam, iş çıkaracağım kendime de.

— Mantı çok güzel olmuş anne, elinize sağlık. Ne zamandır yemiyorduk bak iyi oldu.

Bu sefer eşim...

— Ali Pazar günü bizi götürürsün değil mi?

Konuyu değiştirme numarası da para etmedi. Bu sefer çok hazırlıklılar...

Mantı bitti, muhallebi geldi, oda bir kâse kalmış bana, ikram ettiler.

Kaşla göz arasında anneanne yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle benim muhallebiye, kaşıkla taarruza geçmesin mi... Kâseyi zor kurtardım...

Soruya cevap vermedim ya...

Hiç kimse konuşmuyor...

Hikâyenin sonunu bağlamayayım... Açık bırakayım...

Sizce Bu adam dört kadına yenildi mi?

Onları Burgaz’a götürdü mü?

Aldı mı gazı? Çıktı mı Lüleburgaz’ı?

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..