Ali tatile çıktı!

Hazırlıkları tamamladım. Fotoğraf makinesinin pilini şarj ettim. Bakkala olan borcumu ödedim, çürük meyveleri kakalayan manav helalleşmek istedi, hakkımı ona helal etmedim.

Cunda adasında, denize sıfır hesaplı da bir otel buldum.

Yarın sabah yola çıkıyorum.

Daha önce Ayvalığa gittiğimi ama Cunda adasını göremeden geri döndüğümüzü yazmıştım.

(Hani tatile beraber gittiğimiz arkadaşlar kapışmıştı da sene de bir hafta yaptığımız tatil burnumuzdan fitil fitil gelmişti)

“Cunda nereden aklına geldi?” derseniz.

Papalina ve fava ( Bakla ve dereotundan yapılan bir çeşit meze) yemeyi özledim.

İnternetten yaptığım araştırma da sahilde ki eski kahvenin ve salaş meyhanelerin fotoğraflarını görünce!

“Tamam” dedim.

“O kahvede benim oturmam, lazım arkadaş.”

Tanıtım amaçlı hazırlanan sitelere göz gezdirirken bir yazı dikkatimi çekti!

“Balık her yerde olduğu gibi burada da azaldı. Yazın kalabalığı da bindirince fiyatlar iyice yükseliyor. Bütün Ege’de olduğu gibi burada da balıkları görerek seçin ve önceden fiyatlarını sorun. Müşteri çokluğuna göre biraz pazarlık etmeniz de mümkün. Çipuranın çiftlikte yetiştirilenini istemezseniz denizden tutulanı pek kalmadı, sinarit de kalmadı. Levrek ara sıra çıkıyor ve çok pahalı... Levrek için piyangoculardan şansınızı deneyebilirsiniz. Bir numara seçip tombalada size çıkarsa lokantaya verip pişirtirsiniz ve şansınızın armağanı ile mükellef bir ziyafet çekersiniz. Mezgit’in bir türü olan ve Ayvalıklıların bakalaros dedikleri balıktan güzel bir buğulama deneyebilirsiniz. Ahtapot her zaman bulunabilir”

Ege’nin de Marmara’dan bir farkı kalmamış.

Göllere üresin diye çeşitli balıklar atılıyor ya!

Acaba diyorum aynı taktiği Silivri’de de uygulasam ben, üç beş tane ahtapotu getirsem, mendirekten denize bıraksam.

Bir sonra ki kuşaklar beni rahmetle anar mı?

Düşünsenize elli yıl sonra yapılacak muhabbeti;

“ O zamanlar bizim buralarda bir tane bile ahtapot yokmuş, bir Ali vardı Allah rahmet eylesin, iki bin yedinin eylülünde cunda adasına gitmiş üç çift ahtapot getirmiş, mendirekten atmış denize, bi üredi hayvanlar burada, onun sayesinde Millet kalamara ‘gak’ dedi”

Tam tersi de olabilir..

“ Ali diye bir manyak, getir sen mendirekten ahtapot diye mürekkep balıklarını at denize, deniz maviyken koyu lacivert ol. Bütün balıklar öl. Onun yüzünden kurudu bu denizler, gir bak denizkestanesinden başka bir şey yok!”

FOTO: http://www.cunda.gen.tr