Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '11

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Altın yüzük evlilik platformu

Altın yüzük evlilik platformu
 

Katılımcılar: Kerim Korkut(düşüncenin sahibi), Feyza Tekand (Kadın hakları savunucusu), Cemali Turan(toplumbilimci yazar), Mehdi Gürgen(ilahiyatçı), Gülten Akıntürk(Kürt hakları savunucusu yazar), Sevda Baykan(sanatçı), Turan Temelli(organizatör), Cemile Selvi (ev kadını)

Platform yöneticisi: Cemali Turan

Cemali Turan-Hepiniz hoş geldiniz. Okuduğumuz kadarıyla SSES her şeyden önce basit evlilik sistemi olmayıp toplumsal bir düzen. Kısaca söylersek SSES evlilik sistemi klasik evlilik düzenlerimizin yanında, farklı aile düzenleri kurup çizgi dışı yaşamak isteyenlere belirli kurallar dâhilinde imkân sağlayan bir sistem. Evlilik sözleşmesiyle birbirlerini isteyen iki kişi belli bir süre (ilk 2 yılı zorunlu, sonrası kendilerine kalmış) evli olarak birlikte yaşama konusunda anlaşıyorlar. Aslında bu, bir anlamda bazı çevrelerde bugün bile var. Sistemi farklı kılan evliliğin süresi ve şekli değil, kişilerin dilerlerse hayatları boyunca birden fazla evlilik yapmalarını meşru hak olarak ortaya koyması. Aynı zamanda toplumsal yaşantıda ahlak konusunda bazı kısıtlama ve mecburiyetler getiriliyor.

Sevda Baykan(sanatçı)- İlk okuduğumda magazin konusu sandım. Hani şu bazı sivri akıllılar işte evlilik 7 yılla sınırlandırılsın falan diyorlar ya bunu da öyle zannettim. Sonra tekrar okuduğumda Sayın Kerim Korkut’un toplumsal bir düzen amaçladığını anladım.

Cemali Turan- Sevda hanım sistemi biraz tanıyalım konuşup tartışacağız zaten. Standart evlilik süresi 2 yıl. 2 yıl dolduğu zaman evlilik otomatikman sona eriyor. Yukarıda sözleşmeden bahsettik ama aslında evlilik resmi onaylı standart bir uygulama. Sözleşme süreyi uzatmak istediğinizde evlilik birimine her iki tarafında ayrı ayrı olarak verdiği talep. Bunu baştan da yapabiliyorsunuz. Ancak aslolan evliliğin 2 yıl sonra her durumda bitiyor olması. 100 günlük bir ara süre var. Taraflar birbirlerinden ayrı ve bağımsız olarak iki yabancı kişi, evliliği devam ettirmeyeceklermiş gibi yeni hayatlar, yeni ortamlar içinde düşünecekler.

Ara vermeyi, hiç evlenmemeyi, başka biriyle evlenmeyi ya da eski eşine dönmeyi seçebilirler. Ancak her durumda toplumsal kısıtlamalar geçerlidir. Toplumsal kısıtlamalar nelerdir? Bir kere umum evler ve randevuevleri kaldırılacaktır. Para ile fuhuş (taraflar istese bile) kesinlikle yasaktır ve cezası ağırdır. Keza zina (taraflar istese bile) çok ağır bir ahlaki suçtur ve cezası 10 yıl hapistir. Tecavüz, sataşma ve sarkıntılık, aile içi şiddet, ensest ilişki ve buna benzer toplum ahlakını bozmak bir yana insanların hassaslığı nedeniyle büyük ölümlere ve acılara neden olan tüm ahlaksız yollar engellenecektir.

Siz ara vereceksiniz yahut hiç evlenmeyeceksiniz; ihtiyaçlarınız nedeniyle kanunda suç sayılan saydığımız eylemlere kalkışacaksınız. Böyle bir şey kabul edilemez. Rahibe gibi yaşamayı göze alıyorsanız kendiniz bilirsiniz. Sokakta birine laf atsanız bile hapse girersiniz.

100 günlük ara sürede kadın, varsa çocukları ile ihtiyaç içinde olması halinde erkek ekonomik güvence amacıyla koruma birimine alınırlar.

SSES evlilik sistemini seçenler hayatları boyunca çok sayıda evlilik yapabileceklerdir. Bu sistem bir mecburiyet olmayıp toplumumuzun geleneksel evlilik şekli devam ederken isteyenler bu şekilde evlenebileceklerdir. Bu sistemin iki dezavantajı vardır. İlki sizinle evlenen bir kimse sizden ayrıldıktan sonra tanıdığınız birisiyle evlenebilecektir. Bir diğeri ise çocuklarda kimlik sorununa yol açacağı endişesi. Bütün bunları tartışacağız. Ben ilk sözü ilahiyatçı Mehdi Gürgen beyefendiye vermek istiyorum. Buyurun Sayın Gürgen.

Mehdi Gürgen(ilahiyatçı)- Biz zaten sistemi inceledik. Siz okuyucular için tekrar anlattınız. Her şeyden önce söylemek istiyorum ki bu ahlaksız bir öneridir. Bu öneriyi yazan zat Müslüman Türk toplumunun namus ve ahlak konusunda ne kadar hassas olduğunu bilmiyor galiba. Adamı taşa tutarlar.

Kerim Korkut(düşüncenin sahibi)- Mut’a nikâhıyla akşam alıp sabah bırakıyorsunuz ahlaksızlık olmuyor. Dört karı alıyorsunuz ahlaksızlık olmuyor. Tarikat ayaklarıyla kadınları kızları yoldan çıkarıyorsunuz ahlaksızlık olmuyor.

Mehdi Gürgen(ilahiyatçı)- Bilmeden konuşuyorsunuz. Bir kere Mut’a nikâhı bugün haramdır. Dini kayıtlarda bununla ilgili şöyle bir bilgi var:

Mut'a nikâhı, ücret mukabilinde belli bir süre için kadınla evlenmektir. Cahiliyette mubah olduğu gibi İslam'ın ilk günlerinde de mubahtı. Sonra nesh edilip yürürlükten kaldırıldı. Tirmizi şöyle diyor: "Mut'a nikâhı İslam'ın ilk günlerinde idi. Adam bir şehre gittiğinde kimse ile tanışmadığından orada kalacağı süre kadar bir kadınla evlenebilir. O da eşyasına bakar, muhafaza eder, işini düzene kordu." Mut'a nikâhının haram olduğuna dair ittifak vardır. Rafızîler ile Şiiler hariç bütün ulema haram olduğunu kabul ediyor.

Keza 4 kadın konusunda da belli ki bilginiz yok.

İslam dini Arabistan Yarımadasına yayıldığı sırada bir kısım cahiliye adetleri de bütün tesirleriyle hükmünü icra ediyordu. İslamiyet bunlardan bazılarını tamamen kaldırıyor, bazılarını mutedil hale getiriyordu. Bunlardan birisi de Cahiliye dönemindeki sınırsız kadınla evlenme meselesi idi. İslamiyet gelmeden önce Arap Yarımadasında erkekler, sayı tahdidi olmaksızın, istedikleri kadar kadınla evlenebilirlerdi.


İşte Kur'an-ı Kerim bu cahiliye âdetine bir sınırlama getirdi. Azami olarak dörde kadar evlenebileceğini açıkladı. Cenab-ı Hak “Eğer hanımlarınız arasında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, sadece bir tane ile yetinin.” buyurdu.(1)


Buna göre, birden fazla evliliği Kur'an tesis etmedi. Ancak daha önce sınırsız olan adedi sınırlandırdı. Mesela Giylan ismindeki Sahabi Müslüman olduğu zaman on hanımla evli idi. İslamiyeti kabul ettiğinde dörtten fazlasını boşadı.


İslamiyet her ne kadar birçok kadınla evlenmeye müsaade etmişse de, bir tek kadınla evlenmeyi esas olarak kabul etmiştir. Birden fazlasına müsaade “ahlaki ve sosyal zaruretler” haline tahsis edilmiştir. Bu durumda kadınlar arasında adaletin şart olduğu açıklanırken ruhi temayüllerde eşit davranmanın pek mümkün olmadığına dikkati çekilmiştir: “Ne kadar isteseniz kadınlar arasında adaletli davranmaya güç yetiremezsiniz” (2)

Ama bakın ben bunları söylemekle birlikte bu sistemin toplumsal ahlaksızlığı ortadan kaldıracağına inansam sadece bu şekilde evlenenlerin resmi ve aleni rezilliklerini (ki bu evlilik sistemini ben böyle değerlendiriyorum) yine de sineye çekerdim. Umum evleri kaldıracağınızı söylüyorsunuz. Bunu asla başaramazsınız.

Feyza Tekand (Kadın hakları savunucusu)-Kerim Korkut gerçek bir devrimcidir. Kendisini yazılarından tanıyorum. Onun varlığı değil Türkiye, dünya için bile büyük bir şanstır. Siz onu özgürlüğü sadece bacak arasında arayan, medeniyetin sadece özgür cinsellikten ibaret olduğunu sanan magazin entelleriyle karıştırıyorsunuz. Korkut bir yandan ülkedeki ahlaki çürümüşlüğe, namus kokuşmuşluğuna çözüm ararken öte yandan da sizin gibilerin sevmeyi bile yasak ettiği insanlara hak ettikleri hayatı vermeye çalışıyor. Hem bu sisteme uymak zorunda değilsin ki. Kafana uymuyorsa al bir çarşaflı otur imamın karşısına ömür boyu bir yastıkta koca.

Gülten Akıntürk(Kürt hakları savunucusu yazar)-Ben de ilahiyatçı Mehdi beye katılıyorum. SSES mi adı her neyse gerçekten ahlaksız bir öneri. Yalnız evlenme ve boşanma ilkeleri çok doğru. Bugün kanlı bıçaklı aileler sırf çevre baskısı ve devletin ilkel sistemi nedeniyle boşanamıyorlar. Sonra evlilik yaşının 21 olması, bu yaştan önce evlenmeye izin verilmemesi mutlaka kanunlarımıza girmeli. Kerim beyin evlilik ilkeleri çok doğru ancak bu SSES hiç ahlaki değil. Zaten kimseye kabul ettiremezsiniz.

Kerim Korkut(düşüncenin sahibi)-Hakkınız var Gülten hanım, oldukça zor bir düşünce. Bizim insanımız için sadece kendisinin namuslu olması yetiyor. Başkası ya da başkaları çamura gömülmüş umurunda değil. Bu çamurun içinde her yıl bin kadın öldürülüyor. Yüz binlerce kadınımız kızımız evlerinden kaçıp fuhuş mafyasının eline düşüyorlar. Yaratılışları, karakterleri gereği bir ömür boyu bir kişiyle beraberliği sürdüremeyenler evlilik yuvasını cehenneme çeviriyorlar. Evli insanların yarısı eşinden ve hayatından memnun değil. Eşine ihanet ediyor. Suçluluk duygusuyla bunalıma giriyor.

Bu, herkes için getirilen bir şey değil. Kişi bugünkü şekilde bir ömür boyu evlendiği insana bağlı olarak mutlu bir evlilik sürdüreceğine inanıyorsa zaten bugünkü gibi evleniyor. Bu sistem ben kendime güvenmiyorum, evlendikten sonra başka yollara girip eşime, çocuklarıma acı çektirmek istemiyorum diyenler için.

Her gün kavga edelim ömür boyu evli kalalım diye bir şey olabilir mi?

Bir şeyi anlamanızı istiyorum. Bu sisteme onay verildiği zaman gerek bugünkü normal evlilik gerekse SSES şekli evlilikte hiçbir olumsuzluk kabul edilmiyor. Basit sözlü sarkıntılıktan tecavüze, para karşılığı fuhuştan zinaya kadar her türlü ahlaksız davranış hem genel güvenlikçe anında müdahale edilerek engelleniyor hem de en ağır şekilde cezalandırılıyor.

Cemile Selvi (ev kadını)- Ben de SSES’den ziyade yeniçağ evliliğindeki uygulamaları çok beğendim. Evliliğe karar veren seçtiği kişinin kimlik no’sunu birime bildiriyor ve süreç başlıyor. Birim görevlileri ayrı ayrı sadece kendilerinin bulunacağı yerlerde randevu alıp taleplerini teyit ediyorlar. Anne baba akraba vs bulunamıyor. Kadın ve erkek normal hayatlarına dönüyorlar. Birim hızla işlemlere başlıyor. Derinlemesine sağlık araştırması, ekonomik durum, sabıka durumu (geçmiş sabıkalar dikkate alınmıyor) alışkanlıklar (ayyaş, kumarbaz gibi), yaş araştırması(21 yaşından gün alınmamışsa evliliğe izin verilmiyor) vs yapılıyor. Arada yaş farkı olması, çok ciddi boy ve kilo farkı olması gibi durumlar kişiye anlatılıyor ve bunların evliliği olumsuz etkileyeceği söyleniyor. Şartlar uyuyorsa evlilik kayda geçip onay veriliyor. Kişiler evli olduklarını hiçbir yerde hiç kimseye karşı ispat etmeye mecbur değiller. İsteyen gitsin kayıtlardan bulsun. Kişilere evliliklerinin onaylandığı veya reddedildiği ret gerekçesiyle birlikte bildiriliyor.

Turan Temelli(organizatör)- Bence ömür boyu evlilik mecburiyet temeline dayanıyor. Hayatta bazı şeyleri mecbur olduğunuz için yapıyorsanız gerçekten acınacak durumdasınız. Dünyadaki gelmiş geçmiş en büyük âşıkların sevgileri bile ömür boyu sürmemiş. Ömür boyu bir kadını ya da erkeği asla sevemezsiniz. Evliliğin ilk üç yılı isteyerek sonrası ise birbirlerine katlanarak sürer. İsteyerek yapmadığın, mecburen katlandığın bir şey insanı nasıl mutlu eder? Hayatın amacı mutluluktur. Mutlu olmayacaksan ömür boyu niye böyle bir disiplin altına giresin ki?

İnsanlarımız ancak evlenirsem karşı cinsle dinin ve toplumun onaylayacağı bir ilişki yaşarım diye düşünüyor ve bu doğru da. Fakat işte aynı kişiyle ömür boyu birlikte yaşamak da pek mantıklı görünmüyor. Bir de evliliğin, özellikle ülkemizdeki evliliğin kısıtlamaları var. Bazı kocalar eşlerini evden dışarı çıkarmıyor. Hani ne bileyim çarşıya, pazara, gezmeye, pikniğe, sinemaya vs götürmüyor, gitmesine izin vermiyor. Kimseyi görmeden, kimseyle konuşmadan dört duvar arasında iki çocuk bir mutfak bir ömür geçer mi? Nasıl bir anlayıştır bu? Evlilikte getirilen yenilikler zaten olması gereken şeyler. Asıl devrim SSES yani süreli evlilik.

Kerim Korkut(düşüncenin sahibi)- Düşünce Ağaç Hareketi sistemleri içinde yok. Öylesine yazdık. Ama ilgi gördü. Her kadın ya da erkek yeni bir hayattır. Yeni tanıştığınız arkadaşınızda bile duygularınız, düşünceleriniz yenilenir, tazelenir. Bu anlamda yeni bir insanla yapacağınız her evlilik hayata yeni bir başlangıçtır. Evleneceğiniz erkek ya da kadın zevk ve düşüncelerini de birlikte getirecek sizde ve yaşanılan yerde hoş değişiklikler yapacaktır. Yeni evlendiğiniz anları düşünün. İlk defa tanıyacağınız o kişiye karşı heyecanınız ve mutluluğunuz nasıldı? Ve bu heyecan ile mutluluğu ömrünüzün sonuna kadar belki 30–40 defa yaşayacaksınız. 30 defa hayata yeniden başlayacaksınız. Bence 30 tane değişik, özel hayat yaşayacaksınız. Bu insanların hepsi birbirlerinden farklı. Ülkemizin sayısız geniş özgür yaşam alanlarında kimsenin etkisi olmadan yüreğinizin sesiyle beğenip seçeceğiniz eşleriniz size kim bilir hangi sevgileri yaşatacaklar. Onlarla kavga etmeye bile fırsat bulamayacaksınız.

Gülten Akıntürk(Kürt hakları savunucusu yazar)- İnsanların iştahlarını kabartmak için işin hep güzel yanlarını anlatıyorsunuz. Benim kocam 2 yıl dolunca beni bırakıp bir başkasını alacak.

Feyza Tekand (Kadın hakları savunucusu)-Siz eğer evlendiğiniz eşinize, sevgilinize “koca” gözüyle bakıyorsanız bu sistem zaten size göre olamaz. Kendi haklarınızı bile savunamıyorsunuz kalkmış Kürt haklarını savunmaya çalışıyorsunuz. Siz imam nikâhıyla varın bir sakallıya ömür boyu bir yastıkta kocayın. Nenize gerek? Hatta yastığınızı bile öbür tarafa götürürsünüz. Bir de aydın olacak!

Kerim Korkut(düşüncenin sahibi)- Bırakın lütfen Feyza hanım. Aydın olmak yanlış doğru her şeyi onaylamak değildir. İki yıl sonra ayrıldığı eşinin kendisinden sonra bir başkasıyla evlenmesini hazmedemeyecek olan kimse SSES’yi seçmeyip bugünkü düzene göre evlenir. Keza kişi tıpkı bugünkü gibi kimin çocuklarının babası olmasını istiyorsa bunu kendisi belirleyecek, hayat boyu çocuklarla ilgili sevgi, ilgi ve sorumluluklar gerçek anne baba tarafından bugün olduğu gibi yerine getirilecektir.

Çocukların kimin adına kayıt edileceği konusuna gelince, yeniçağda çocuklar anne babalarının adına kaydedilmeyecekler. Hiç kimse kimsenin adına kaydedilmeyecek. Her doğan çocuk kendi bağımsız ve öz kişiliğiyle kaydedilecek. Ancak tabii ki kan bağı kayıtlarda yer alacak. Yani kimden oldukları belirtilecek. Çünkü Yeniçağ devrimine göre doğan her canlı bağımsız bir varlıktır. Anne baba sadece onun dünyaya gelmesine aracılık etmişlerdir. Bunlar yeni konular. Uzun uzun tartışılmaları gerekir. Konu çok uzun ve insanlar okurken sıkılabilirler. Bu nedenle son sözü Sevda hanıma verelim. Daha sonra bu konuda tekrar bir tartışma açarız.

Sevda Baykan(sanatçı)- Gençler bugün artık evlenmiyorlar. Ekonomik nedenle deniliyor ama sanki toplumda serbest yaşama, hiçbir kayda ve sınırlamaya, kurala bağlı kalmadan birlikte yaşama eğilimi var. Gençler bu anlayışla evlenme yerine özgür yaşamlara yönelecekler. Sayın Korkut’un sistemi biraz ahlak dışı görünmekle beraber toplumu bu tehlikeli gidişten kurtarabilir. Korkut paralı fuhuş konusunda kesin haklıdır. Paralı fuhşa bu ülkede bir kişi bile onay vermez. Toplumumuz ahlak ve namus konusunda duyarlıdır. Lakin her ne kadar ortada bir evlenme iradesi ve izni varsa da bu SSES sisteminde de biraz ahlaksız yönler var gibi. Ve sanıyorum bu iki yolun dışında seçenek yok.


Bugünkü düzen namuslu olduğunu söyleyen muhafazakâr kesimleri fazla rahatsız etmiyor çünkü onlar kendilerine bakıyorlar. Bugünkü sistemde yılda 1000 kadın öldürülerek sorun çözülüyor. Onlar da evlerinde rahat otursunlar. Nasıl olacaksa. Çamurun içinde ayağına çamur bulaşmayacak. Ben kendi adıma sistemi ahlaksız bulmakla beraber Korkut’u destekliyorum.


 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..