Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Haydi, cennete gidelim!

Haydi, cennete gidelim!
 

Etten, kemikten canlı olarak dünyaya geldik ama CD’mize insaniyet programları yüklendi. Bu programlar bilim literatürü esas alınarak hazırlanmadı. Dervişin sakalının teli sayısınca değişik derviş söylemleri, babaannemizin duayla karışık mırıldanmaları, kutlu kutsallar, inek bayramları hatta köpek havlamaları bile derlendi toplandı bizi insan yapan CD’lerimiz oluşturuldu.

Yeni doğduğumuzda, yani henüz bu CD’ler yüklenmeden önce sadece etten kemikten canlı idik. Hayat CD’leri bizlere özel bir sistem tarafından yüklenmedi; hayatın yollarında yürürken gözümüz açık, kulağımız açık, aldık içimize ne varsa. Her saat her dakika vaaz, söylem, söylenti… Bir MB’lık yer bile kalmadı çil horozun ötüşü için CD’mizde.

Çoğu kimse böyle insan olduğumuzu düşünüyor. Doğru yoldayız yani. Hatta insaniyet programlarının daha fazla yüklenmesi gerektiği söyleniyor. CD’lerimizdeki kuzu sesinin, öpücük resminin lüzumsuz yer kapladığı da itirazlar arasında, silinmeli diyorlar. Yan yatan sofunun hikmetli deyişlerine yer kalmamış.

Hayatın çöplüklerinde çok yaşamış, çok görmüş, çok okumuş, maksimum yüklenmiş fazilet efendinin heykelini dikeceklermiş, zira âlim, ulema, evliya, nurlara gark olmuş zatı mahsusları. Adamlar haklı, fazilet efendiyi yetiştiren babaannem Oksford’un ön kapısından, bitli derviş ise arka kapısından çıkmış.

İlim bize ne olacağımızı değil ne yapacağımızı öğretti çünkü biz zaten olmuştuk. CD’mize yüklenen içeriklerin çoğu porno filminden daha zararlıydı, “Sakla samanı gelir zamanı” dendi yüklendi de öldü mezarına koydular adamın samanı, öbür tarafta lazım olur diye. Bilim yanlışı sorgulamadı, zaten cesareti de yoktu değiştirmek için, kutsalın elindeydi çünkü sopa. Aynştaynlar dervişlerin sakalının teline bile dokunamazken onlar bir fetva ile üniversiteleri kapatabilirlerdi zira.

Sokaklara sorun, eksik yükleme nedeniyle böyleyiz ya da CD’ler karıştı, yüklenmedi ehlak, namıs filam. Çoğumuzun içi boş, kıçımızı sallayıp geziyoruz dattiri dittiri, altım toprak üstüm yaprak. Soyacaklar hepimizi çırılçıplak cehennem kapısında ve sonra kara kara kazanlar, kara yazı yazanlar… Utanmaz bilim, alçak bilim, b…k çukurlarında kalacak ölüm, neden tutmuyorsun elim?

İnsanlık en büyük darbeyi bilimden yemiştir. Önce bizi insan yapacaktı, sonra isterse kaldırıp atacaktı. İsa’yı çarmıha gerenlerin eline teslim etti bizi. Mekânına gittik kıytırık bilimin, amonyak suratlı herifler laboratuarda insan olmaya gerek yok, bu bizim işimiz değil, nur yüzlüye uğradın mı, biz kadavrayla bile konuşuruz, dediler. Ne Tanrı sahip çıktı bize ne de bilim; Tanrı sahtekârlarının esiriyiz.

Şu küçücük memlekette (Türkiye)bile insanları uyutmuşlar, avutmuşlar, kandırıp okutmuşlar; ehlak lazım bana diyor. Terbiyeli yüzünü eğip vicdan kuytularında dileniyor. Ehlak, namıs ne verdiyse beş katını vereceğim, elli yaşındasın, terbiyeli çeşme başındasın, söyle nerende ne var?

Büyüklerimizin ağzını yapıştırsak da irehmetli olana dek bir şey söylemeseler. Çünkü kuşaklar değişse de yeni nesle hala dede baba masalları zorla okutuluyor ve büyüyünce Ahmet de oluyor muhterem dedesi Ahmet emmi. Sen istediğin kadar herkesi üniversite mezunu yap, ilim fasarya, eğitim fasarya.

Sözde bizi insan etmeye çalışan kutlu cenah güneş görmeden duramayacak karayel manyağı uzvumuzu “temizlik imamdandır” diye yedi kere yıkayıp yedi kat bezin altına sokuyor da özgür çıplaklarımız pek mi iyi yapıyorlar sanki? Tanrının kızmayacağını bileyim, kullarını evire çevire döverim. Lan oğlum özgür ol dediysek hayvan ol demedik ya! Kızını veriyoruz anasını da istiyor şerefsiz! Özgürlüğün sınırı vardır: Hayvanlık. Ancak kötü örnek iyinin yaşanmasını engellememeli. Üç tane aç köpek yüzünden sürüyü çayıra salmamazlık edemeyiz.

Kerim Korkut diyor ki bu halimizle hepimiz sorunlu kişiyiz. Yanlış programlar yüklendi CD’lerimize. En iyisi kelimeyi şahadet getirip dünyayı bizden sonrakilere bırakalım. Şifre “İnsan olmak” ta. Öğütler yaktı bizi, yolda bıraktı bizi. Öğretmek mantıklı, eğitim sorgulanmalı; zira eğitimde kişinin içine giriyorsun. Beyni beyin, kalbi kalp; yaratan yaratmış, sen buralarda ne arıyorsun? Beyin kontrol edilmez(yani doğru değil), kalbe de karışamazsın. Sana ne ulan! Kütür kütür atarım, patır patır atarım, ceylanı beğenmez, köstebekle yatarım! Beynin hocaya, kalbin de hacıya ihtiyacı yoktur. Tur Dağında Musa ile… Elindeki asa ile… Kerim Korkut Nil nehrini yardı; beni yaratıldığım gibi evrene yeniden çıkardı!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..