Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '08

 
Kategori
İnançlar
 

Aman kara kedi önümüzden geçmesin

Aman kara kedi önümüzden geçmesin
 

Dünya tarihinde kedilerden başka, önce tanrılaştırılan, sonra şeytanla özdeşleştirilip soykırımına uğrayan, sonra da tekrar evin baş köşesine yerleştirilen hiçbir canlı türü yoktur.
Bir insanın önünden siyah renkli bir kedi geçmesinin uğursuzluk getireceğine ilişkin inancın kaynağının milattan önce 3000'li yıllara, eski Mısırlılara dayandığı biliniyor. O devirde kediler kutsal bir canlı olarak görülüyordu. Hatta siyah dişi kedilerin tanrıça olarak kabul edildikleri kazı çalışmaları sonucu çıkan duvar kabartmalarından anlaşılmaktadır. O devirde Mısır’da kedileri hastalık ve ölümden korumak için kanunlar bile yapılmıştı. Evin kedisinin ölmesi aile için bir felaketti. Aile fakir veya zengin olsun fark etmez, kedi mumyalanır, çok güzel kumaşlara sarılır, hatta mezarında yanına kıymetli taş ve madenler bırakılırdı.

Kedilerin Mısırlıları bu kadar etkilemesinin sebebinin çok yüksek yerden düştükleri zaman bile yara almadan kurtulmaları olduğu sanılıyor. Kedinin dokuz canlı olduğu inancı o zamanlarda gelişmiştir.
Medeniyetler geliştikçe insanlarda kedi sevgisi de arttı, Hindistan’da, Çin’de kediler insana en yakın hayvan oldular. O devirlerde, bugünkü inanışın aksine kedinin birisinin önünden geçmesi o kişi için şans demekti.
Kedilerden, özellikle siyah kedilerden nefret, Hıristiyanlığın kendinden önceki kültürleri ve onların sembol kabul ettiği şeyleri yok etme güdüsü ile ortaçağda, İngiltere’de başladı. Bağımsız, bildiğini yapan, “inatçı” ve “sinsi” karakteri, sayılarının da şehirlerde aşırı artması ile birleşince, kediler gözden düştü.
O yıllarda evinde kedi besleyenler yalnız yaşayan fakir ve yaşlı kadınlardı. Yine o yıllar büyücü ve cadı inancının tüm Avrupa’da histeriye dönüştüğü yıllardı. Siyah kedi besleyen bu kadınların kara büyü yaptıklarına dair kampanyalar başlatıldı. Siyah kedilerin geceleri şeytana dönüştükleri konusunda korku dolu halk hikayeleri üretildi.
Cadı konusu bir paranoyaya dönüşünce birçok zavallı kadın kedisi ile birlikte yakıldı. Fransa’da kral 13. Louis bu uygulamayı yasaklayana kadar her ay binlerce kedi yakıldı. Sonra da kedilerin popülaritesi tekrar yükselerek arttı. Boşuna dememişler kediler dokuz canlıdır diye.
Tr cafe mailden alıntıdır.
Karakedilerden halen ürperirim. Halk arasında söylenen palavralara çok inanmışım demek ki. Kedileri çok severim. Okul yıllarımda yoldan bulduğum her kedi yavrusunu montumun içerisini saklayarak annemden habersiz eve almam ve annemin kediciğimle beraber beni kapının önüne koyuvermesi unutulurmu hiç. Annemde hiç haksız değildi. Okul dönüşünde ekmek almamı sölerdi. Aldığım ekmeğin mutlaka 1 tanesini yolda kedilere yedirerek eve tek ekmekle gelirdim bunun yanında her hafta yolda bulduğum, gizlice eve soktuğum kedi yavrusu cabası.
Yıl 1992 aralık ayı. Mahalledeki arkadaşlarla kızlar günü yapmaya başladık. Sadece oturma maksatlı. Sıra bana geldi. Arkadaşlar bizim evde toplantık. Okuldan gelirken bulduğum emektar kedim Mestan ailemizin bir üyesi olalı 5 yıl oldu. Beyaz ve iki tane siyah beneği vardı. Bu kedim diğerlerinden farklıydı ben bile korkardım neredeyse konuşacak diye beklerdim. Ve nihayet kedim konuştu. Arkadaşlarımla konuşurken kedi kamepede uyuyordu bayağı kalabalıktık. Mestanı kanepeden sobanın arkasına aldım ve Figeni oraya oturttum. Kedi yerden kalkıp Figenin kucağına yattı tekrar yere aldım tekrar çıktı. En son Figene kusura bakma kedimi rahatsız edemem sen sandalyeye otur dedim ve kedim tekrar uykuya daldı. Aradan geçen 20 dakika sonunda Mestan uyandı ve sıradan herkese baktı tek tek inceledi arkadaşlarımı ve bana baktığında anne dedi ve evde hiç bir arkadaş kalmadı. Sadece Figen, ben ve kedim mestan. Birbirimize kedi konuştu değil mi,annne dedi değil mi gibi şok arasında birşeyler söyledik ve başladım bağırmaya anneeeee!! annneeeee!! bu kedi canavar oldu kurtar beni diyince Figende evden kaçtı bende kediyi aldığım gibi sokağa attım ve kapıları kilitledim. Başladım okumaya aklıma ne geldiyse artık. Akşam aile bir araya geldiğinde kedim yine baş köşede oturuyor o bana ben ona bakıyorum ama korkuyla tabiki. Mestanın bir özelliği daha vardı. Et yemezdi pilav severdi. Zoru derdi pialvdı. Ona özel evde hergün pilav yapardı annem. Karnın acıktımı dediğimde miyav demez pelav pelav diye miyavlardı. Ve aradan 2 ay geçmeden Mestana araba çarptı. Evimiz yol kenarında olduğu için dışarıya çıkınca mutlaka yoldan deniz sahiline geçerdi. Çok üzülmüştüm ölünce hatta çarpan şoförü komşumuz gösterdiğinde arabasını taşladığımı da unutamam. Kara kedileride severim ama boynunda beyaz beneği ve kırmızı kurdelası olanları. Halen karakedi gördüğümde saçımı çekerim el alışkanlığı olmalı...

 
Toplam blog
: 118
: 3309
Kayıt tarihi
: 04.09.07
 
 

Bilgi büyük adamı alçak gönüllü yapar, normal adamı şaşırtır, küçük adamıysa kibirlendirir.. ..